BÖLÜM 19: ESKİ GEMİ

2K 163 72
                                    

Bölüm Müziği: Dilâr - Derin

Körfezde bir vapur belirir. Dumanı gökyüzüne dokunur gider. Bulutlar grileşir. Ardında saklı kalan güneş söner. İnsanlar o körfezde son kez el sallar, sevdiğine... Sonra da o vapur gibi çekip giderler. Ne eski geminin içinde ölenler gömülür, ne de evlerine sığınan incinmiş ruhlar... Sadece gece doğar, tıpkı bir sızı gibi. Tüm damarlarının içinde gezen o ufak sızıda kurban edildiğini anlarsın. Gök delinir, o vapurun dumanıyla. Gri bulutlar parçalanır. El sallayanlar, kendi toz bulutuna tamamen karışır. Zaman, güneşin öldüğüyle kalır. Belki de hep geriye kalan tek şey, zamandı...

Bir keresinde Ogün'ün bana aldığı beyaz çiçek desenleri olan kırmızı elbiseyi giyinmiştim. Kısa saçlarımı açık bıraktım. Annemin yardımıyla yüzüme hafif bir makyaj yapmıştım. Bir an önce akşam olmasını istiyordum. Bana bir sürprizi vardı. Bunu söylerken ki gözlerinin içinde tanık olduğum mutluluğuna gülümsemeden edememiştim. Severdim onun sürprizlerini. Hiç ummadığım bir zamanda yanıma gelmesi bile benim için eşsiz bir hediyeydi. Sahi, şu kısacak hayatımızda, var mıydı onun varlığından daha değerli olan bir hediye? Bir Ogün Enes gülümsemesine bakmak mı daha güzeldi, yoksa pahalı bir saati onun ellerinden almak mı? Bir Ogün Enes'in kokusunu hissederken sarılmak mı paha biçilemezdi, yoksa lüks bir restoranda karşılıklı oturup yemek yemek mi?

Hiçbirine ihtiyacım yoktu benim. Kaderime yazdığım satırların hemen ucunda onu hissetmek varken, bir başka hayatların içinde mutlu olmaya ihtiyacım yoktu. Biz böyleydik. Kendi paralarımızı birleştirerek aldığımız abur cuburları yer, oturduğumuz parkta birbirimize sarılırdık. Sanki bir sonraki gün yokmuş gibi... Sanki bir daha birbirimizi hiç göremeyecekmişiz gibi... O üç beş lirayla, herkesin geçip gittiği parkın içinde, sadece birbirimizi görür olurduk. Koca evrende herkes bir anda silinirdi. Tek bir içkiyle dudaklarımızı sürüdüğümüz onca fısıltının arasına gömülüyorduk. Belki o hep içki yüzünden sarhoş olduğumu sanırdı, onun gözlerinin içinde kendimi kaybederken... Onun bana anlatacaklarını kaçırmamak için pek içmezdim içkiyi, içermiş gibi yapardım. Gün doğduğunda, bir gün öncesinde ellerimde hissettiğim ellerinin sıcaklığını hatırlardım. Çıkardım yatağımdan, giderdim okuluma. Tabii hâlâ üzerimde Ogün Enes sarhoşluğu varken...

Evin kapısı çaldığında annem salonda olsa da benim açmamı beklemişti. Odamdan çıkarken annemle göz göze geldik. O gülümsüyordu. Ben ise fazla paniktim. Nasıl gözüküyordum? Saçım? Yoksa saçımı toplamalı mıydım? Peki ya makyajım? Ogün pek alışkın değildi makyaj yapmama... Ya çok abartılı olduysa? Ya beğenmezse! Gerçekten şu anda ne yapmalıydım? İçeriye geri dönüp aynaya son kez bakınmalı mı, yoksa kapıyı çalmaya devam eden Ogün'e artık kapıyı açmalı mıydım!?

"Mısra, çocuğu ağaç edeceksin," diye sitem etti annem.

Yaşadığım onca çelişkinin içinden tam olarak çıkamasam da, yürümeye başladım. O kapıya ulaşana kadar telaşımdan terleyen avuç içlerimi birbirine sürtmüştüm. Kapının önünde durdum. Ogün bu sefer zile bastı. Gözlerimi yumdum ve derin bir soluk alıp verdim. Artık kapıyı açmam gerekiyordu. Onu çok bekletmiştim... Aynaya bakmam veya üzerimi değiştirmem için çok geçti. Neden bana önemli bir şey olduğunu söylemişti ki! Ben böyleydim işte... Çok fazla heyecanlanıyordum. Ya bu sürprizi mahvedersem... Ya onu üzecek saçma bir harekette bulunursam..?

Hafifçe titreyen parmaklarımı umursamadan kapıyı açıp Ogün'e baktım. Fakat onu takım elbiseli görmeyi beklemediğim için öylece kalakalmıştım. Sanırım o da beni böyle görmeyi beklemiyordu, çünkü kaşları havaya kalkarken dudakları hafifçe şaşkınlığını belli eder gibi aralanmıştı. İkimiz de aynı anda birbirimizi süzdük. Siyah bir takım elbise giyinmişti. Sanki bugün kırmızı elbisesini giyeceğimi bilir gibi kravatını da kırmızı seçmişti. Fakat onca değişikliğine rağmen saçları hâlâ dağınıktı. Doğrusu onun saçlarını böyle sevdiğim için onda pek kötü durmamıştı. Tam tersine onu daha da sempatik göstermeyi başarmıştı.

12 GECE | OGÜN ENESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin