BANA KİMİ SEVDİĞİMİ SÖYLE..

571 30 15
                                    

soushicchi Bu bölümü sana armağan ediyorum. Biraz tuhaf oldu ama haberin olsun. Affet abla 😂

Kuroko

Aşk... Bu kelimeyi duydukça aklıma Hiroshi-kun geliyordu ve bunu söyleyen kişi de o olunca bayılacak duruma geliyordum.

"Emin değilim.." diyebildim ona. Emin olmadığım şey aşık olup olmamak değildi, kime aşık olduğumdu. Yanımda duran Hiroshi-kun tek ayağını koltuğa koydu ve konuşmaya başladı "Erken ama sana bunu itiraf etmem gerekiyor." Anlamsızca baktım ona "İtiraf mı? Ne itirafı?" Gülümsedi "Büyük bir itiraf." İstemsizce gerildim. Cebinden çıkardığı gözlüğünü gözüne taktı "Gözlerim ağrımaya başladı da" diyerek başının arkasını kaşıyarak gülümsedi. Gözlük ona yakışıyordu, yakışmak kelimesi az kalırdı.. Mükemmel duruyordu.

"Pekala söylüyorum.." Kafasını yukarı kaldırıp derin bir iç çekti ve bana döndü. Saçlarının bir kısmı gözünün tekini kapatırken söyledi itirafını "Seni seviyorum, Kuroko..."(media)

Hiroshi

Bunu ona itiraf etmekte ne kadar iyi yaptım bilmiyorum ama en azından red ederse fazla canım yanmazdı, çünkü ona körü körüne bağlanacak kadar zaman geçirmemiştim.

Ben düşüncelerimin arasında kulaç atarken Kuroko'nun ne yaptığından habersizdim veya nasıl göründüğünden...

Çok zaman geçmeden bu düşünce denizinden çıktım ve Kuroko'ya baktım. Bana öyle tip tip bakıyordu, ne zamandan beri o şekilde bakıyordu bilmiyorum ama tahmin etmem gerekirse eğer, benim itirafımdan beri diyebilirim.

Şüpheyle söyledim adını, tepki yok. Nasıl olduğunu sordum, tepki yok. Adını bağırdım, tepki yok... En sonunda sarstım onu. " Eh? Efendim Hiroshi-kun?" Sanki hiçbir şey olmamış gibi konuşması sarsmıştı beni. Bu red etmesinden bile beterdi. "S-sana sesleniyorum iki dakiladır. Ne düşünüyordun bu kadar derin?" Kafasını eğip üstüne baktı " Kalbimin kimi sevdiğini anlamaya çalışıyorum ama önceden bu duygu tatmadığım için bulup bulamadığımı anlamıyorum. Cevap anahtarı olmayan test gibi kaldım ortada!" Benzetmesinin verdiği tatlılıkla gülümsedim ona "Sana yardım etmemi ister misin?" Bir umut daha doğmuştu benim için ve bunu iyi kullanmalıydım.

Anlamsızca baktı "Nasıl olacak ki o?"

-Çok basit. Sana gruptakilerin isimlerini söyleyeceğim, sen de bana ne hissettiğini anlatacaksın.(Cevap belli ama her neyse..)
-Pekala

Boğazımı temizledikten sonra "Başlıyorum." dedim ve sıralamaya başladım;

-Kise, diyince nasıl hissediyorsun kendini?
-Havalı hissediyorum, çünkü onun yanında dolaşırken etrafta hep kız oluyor.
-Hımm. Peki Midorima diyince?
-Bugünümün şansız geçeceğini hissediyorum.
-(Sırıttım) Murasakibara diyince?
-Kendimi aç hissediyorum.
-Ahahahahaha, baya iyiydi bu. Aomine ile devam edelim.
-Fazla güçsüz hissediyorum, çünkü bana göre aşırı güçlü.
-Pekala... Ya Kagami?
-Kendimi fazla zeki hissediyorum.
-(Gözümü açtım) Kagami'nin burda olmamasına seviniyorum. Her neyse konuya dönelim. Son bir kişi kaldı zaten, o da Akashi.
-Akashi-kun.. Bende sadece korku hissini uyandırıyor..

Uzun sürecek olan sessizliğime bürünmüştüm çünkü geriye bir tek ben kalmıştım. Aslında en baştan beri tahmin ediyordum ama şimdi çoğu şey kesin olduğunu gösteriyordu ve ben heyecandan ölebilirdim. Tabi kesin bir sonuç için sormam gerekiyordu.

Kuroko

Sorular bitmiş gibi gözükse de bitmediği anlaşılıyordu. Çünkü Hiroshi-kun'un yüz ifadesinden çekindiğini anlamıştım.

Fazla sessiz kalan Hiroshi-kun'a seslendim.
-Evet Kuroko?
-Hiroshi-kun iyi misin? Fazla sessiz kaldın.
-Evet evet iyiyim. Sadece sana son bir soru sormalıyım.
-Sor o zaman.
-Pekala...

Fazla kasılıyordu, yüzünde artan ter damlacıklarından çıkartmıştım bu sonucu. "Kuroko..." dedi tedirgin bir şekilde. Biraz yumuşaması açısından ben konuştum "Adam yemiyorum, merak etme" ardından ise sıcak bir gülümseme bahşettim ona. Gözlerini kapatarak sordu "Peki ya ben?" Anlamamıştım ve ona bunu belli ettim "Sen ne?" Göz devirdi "Yani benim adımı duyunca ne hissediyorsun?" Onun adını duyunca mı, diye soruyu tekrar ettim kendime. "Hiroshi..." Sessizce çıkmıştı ağzımdan...

Adı kalbimin daha hızlı atmasına ve karnımın tuhaf bir his ile dolmasına neden oluyordu. Bunu ona söylemeli miydim? Sanırım cevabı evetti.

Ciddi yüzümle ona baktım "Adın... Kalbimin olduğundan daha hızlı atmasına ve karnımı kelebeklerin işgal etmesine sebep oluyor." Kafasını eğmişti, yanaklarında ki o kırmızı rengi ve suratına yaydığı kocaman gülüşü fark etmiştim bile. "Hiroshi-kun, ben... kimi seviyorum?"

Yazar

Hiroshi, o an olduğundan fazla mutluydu ama Kuroko'nun bu kadar saf olmasına şaşırmıştı.

Bir domates gibi kızaran yanaklarını ve nadiren gülen yüzünü saklamak için eğdi başını aşağıya Hiroshi. Pek başarılı olduğu söylenemezdi gerçi ama umrunda değildi.

Kuroko, saf olduğunu bir kez daha kanıtlayan sorusunu sordu "Hiroshi-kun, ben...kimi seviyorum?" 

Hafifçe kafasını yana eğdi yeni çocuk ve gülümsedi "Gerçekten sevgi ne demek bilmiyor musun?" Hayır anlamında salladı hayalet kafasını. "Enterasan" dedi yeni çocuk "Hemde çok enteresan.."

Kuroko aslında kim olduğunu tahmin ediyordu ama emin değildi. Ama her kimse bu kişi onu ölümüne sevecekti çünkü küçükken söz vermişti kendine, ilk aşkını hiç bırakmayacaktı. Bu önemli bir andı, her saniye daha da kasılıyordu vücudu.

Hiroshi ona yaklaştı, bir yandan da ürkütmemeye çalışıyordu ceylanını. Ellerini tuttu küçük hayaletin, elleri terlemişti. "Ellerin terlemiş" dedi küçük hayalete. "Evet..  Sevdiğim kişi benim için önemli ve malesef bunu anlayamayacak kadar cahilim.." Küçük hayaletimiz ellerinin tutulmasına tepki göstermemişti, daha doğrusu gösterememişti.  Çünkü o anda düşmüştü köşeli olan jetonu. "Ne kadar da aptalım!" diye kızdı içten içe kendine. "Bu kadar kör ve aptal olmak zorunda mıydım sanki?!"

Hiroshi ise o sırada ona bakıyor ve onu ne kadar çok sevdiğini daha iyi anlıyordu. Ona uzun süredir baktığını fark etti en sonundan ve kendine geldi. Elini çekti, sadece bakmaya başladı. Kuroko, ellerinin ani olarak soğumasından kafasını kaldırdı ve o an da beklediği cevap geldi "Sanırım beni seviyorsun.."

Hiroshi

Sonunda beklediği cevabı almıştı. Acaba...beni sevmekten memnun mu? Hani olur ya istemeden sever insanlar.. Kuroko da öyle mi?

Kendimi durduk yere tribe sokarken şaşırtıcı bir cevapla karşılandım "Biliyorum Hiroshi-kun.."
Şaşkınlıkla açtım gözlerimi. Koltuğa yasladı sırtını ve konuşmasına devam etti "Seni sevdiğimi biliyordum ama bundan emin değildim sadece.. Fakat sayende bunu netleştirdim, ben seni seviyorum. Hayır sevmek az kalır.. Hiroshi-kun, ben sana aşık oldum...

Salaklığımı da lütfen maruz gör, dünyanın en saçma ilan-ı aşkını yaptık birbirimize ve nedeni de benim. Ve Kiyoichi olayını da affettim haberin olsun."

Şaşkınlığın ve mutluluğun ne kadar yakın arkadaş olduğunu orada öğrenmiştim ve bunu bana öğreten Kuroko'ya istemsizce sarıldım. Kulağına defalarca fısıldadım "Sana aşığım Kuroko Tetsuya.."

Dünyanın en saçma bölümüne hoş geldiniz minna 😂😂 Yeni kitap için kapak yapıyordum da, o yüzden kafam dağınıktı baya😂😂

Bölümün berbatlığına sövebilirsiniz izin var.

Bundan sonraki bölümlerde farklı karakterde konuşacak dert etmeyin. Bir de isteğim var sizden, karakterler birbirine nasıl hitap ediyor?

Akashi'yi, Kuroko'yu, Kise'yi falan az çok biliyorum ama mesela Momoi'yi ve Murasakibara'yı fazla bilmiyorum. Yardım edenlere şimdiden teşekkür ederim 🙏🙏🙏

GİZLİ ÜYE (YAOI) TAMAMLANDIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora