İMKANSIZ

1.4K 81 90
                                    

Kise

Bugün çekim olmaması beni aşırı derecede mutlu etmişti. O yüzden bugünümü çok tutumlu kullanacaktım.

Odama girip yatağıma atladım ve telefonu elime aldım "Acaba kimle takilsam?? Aominecchi, gene kavga ederiz. Kagamicchi, benden nefret ediyor. Midorimacchi, aklıma getirmem hata. Murasakibaracchi, yemek yemeği bitirmemiştir. Kurokoccih, görebilseydim olurdu. Momoicchi, beni soru yağmuruna tutacak gibi bir his var içimde. Offfff! Geriye kim kaldı ki?! Akashicchi, ruh hali değişebiliyor. En iyisi herkesi aramak...ilk Kurokoccih'yi arayacağım. Görmesem bile onla takılmak istiyorum!" Böyle saçma bir kara alıştan sonra Kurokoccih'yi aradım. Ama telefon direk meşgule atıldı. Ardından da kısa bir mesaj "Seninle takılmaya zamanım yok Kise-kun. Başka birini bul" Ekrandaki yazayı okuyunca hayal kırıklığına uğradım "A-ama yaaa...:( " Ardından Aominecchi, Midorimacchi, Kagamicchi, Murasakibaracchi ve Momoicchi...Ya işi vardı ya da bana vakit ayırmak istemiyorlardı. "Neden geriye Akashicchi kaldı ki?!" diye isyan etmeye başladım. Aslında aramayabilirdim ama yanlız takılmak bana göre değildi. Korktuğum bir kişi olsa bile onu arayacaktım. Tuhaf cesaretlerimi seviyorum.

Telefonun rehberinden Akashicchi'yi buldum. Ara butonuna basın basmamakta ne kadar kararsız kalsam bile sonunda aradım. Telefonu bir süre caldiktan sonra açılma sesini duydum "Efendim" O soğuk sesini duyunca kalbim çarpmaya başladı. "Bu kadar kortum mu ben ya?" diye iç geçirdim. "Ryouta, orda mısın?" Kekeleyerek sorusuna cevap verebildim "Ah! Ş-şey, evet burdayım."
-Ne istiyordun Ryouta?
-Ermmm... Şey bugün boşum ve yanımda kimse yok..Eeee bugünlük bana arkadaşlık eder misin?
-Hımm.. Şansa bak ki ben de bugün yoğun değilim. Kısaca olabilir.
-Gerçekten mi?!
-Evet, neden bu kadar şaşırdın?
-Senin biriyle vakit geçirdiğin görülmez de..
-Bu bir problem mi?

Akashicchi son cümlesini bayağı soğuk söylemişti. Korkuyla kekeledim "Y-yooo.. N-ne problemi?! Kim uyduruyo bunları.. he he he...."

Akashicchi bir süre sustuktan sonra devam etti "Nerede buluşuyoruz?" Söyleyecek bir cevap bulamadım ilkten. "Şey...aslinda bunu düşünmedim." Akashicchi sıkkın bir sesle "Parkta ki çeşmenin orda buluşalım. Saat 12:30'da" dedi ve telefonu suratıma kapattı.

Elimde telefon öyle kala kaldım bir süre. "Şimdi ben Akashicchi'yle mi gezeceğim??"

Bunun şokunu atlattıktan sonra saate baktım "11:23.." Daha zamanım olduğunu görünce rahatladım. Üstümü giyinmeye başladım. Gri bir tişört ve üstüne de solmuş renk mavi, altıma da siyah pantalon..

 Gri bir tişört ve üstüne de solmuş renk mavi, altıma da siyah pantalon

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Ceketimi düzeltim "Yakışıklılığım üzerimde bugün." İnsan arada sırada kendini övmeli değil mi?

Her şeyimi halledip saate tekrar baktım. 12:11'di, "Anca parka varırım" diyerek yola koyuldum.

Parkta ki çeşmeye vardığımda Akashicchi'nin bir ağaca yaslanarak kahve içtiğini ve kitap okuduğunu gördüm. "Saat kaç oldu ki?" diye iç geçirdim. Telefonumu elime alıp saate baktığımda 12:34 olduğunu gördüm. "4 dakika geç kalmışım"

Akashicchi'nin bana bağırmaması için dua ederken kafamı kaldırıp Akashicchi'ye baktım. Bana bakıyordu.

Ona öyle bakakaldım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Ona öyle bakakaldım. Her baktığımda beni korkutan Akashicchi,  bu sefer beni korkutmamış tam tersine korkularımı almıştı. Gozlerinde de kızgınlık görmeyece yanına doğru yavaşça gittim. "Hoşgeldin Ryouta" Gözlerimin içine bakması kalbimin hızlanmasına sebep olmuştu. Yüzümde sıcaklık hissedip kafamı yana çevirdim "Hoş buldum..."

-Ryouta, iyi misin?
-E..evet iyiyim. Neden sordun Akashicchi?
-Yüzün kıpkırmızı olduğu için.
-Ah! Farkında bile değilim..

Akashicchi ayağa kalkıp alnıma elini koydu " Yüzün yanıyor Ryouta..."

Akashi

Ryouta beklediğim gibi ilgi odağı olmuştu ama henüz fark etmemişti. Kızlar ona bakıp fısır fısır konuşurken bana bakanlar korkuyla titriyordu.

Ryouta yanıma geldiğinde kasıldığını gördüm, ardından da yavaş yavaş kızardığını...

Kızardığını hissetmiş olacak ki sorularıma cevap veririken yüzünü çevirdi. Dayanamayıp iyi olup olmadığını sordum. Bana iyi olduğunu söyledi ardından da neden sorduğumu merak etti. Ona yüzünün kırmızı olduğunu söyleyince şaşırmış gibi yaptı. Yalan söylediği belliydi. "Neden bu kadar tatlısı?" diye iç geçirdim.

Ayağa kalkıp alnına dokundum "Yüzün yanıyor Ryouta..." Ryouta anlık bir panik yaptı "Ci-cidden mi?!" İçimden "Lanet olsun çok tatlı!" diye geçirmiştim. Ama bu paniğinin tatlılığını bir tek ben görmemiştim.

Ryouta'nın hala fark edemediği kızlar, onun bu küçük paniğine hasta olmuştu. Bu da benim sinirimi bozmaya yetmişti. Bir an önce tatlı Ryouta'mı ordan uzaklaştırmalıydım.

Anlık refleksle Ryouta'nın kolunu tuttum. Bana şaşkınlıkla bakmaya başlayınca "Başka bir yere gidelim mi? " diye sordum.
-Tabi..Bir şey mi oldu?
-Hayır, neden sordun?
-Başka bir yere gidelim mi diyince...
-Dedigim gibi bir şey olmadı.

Ryouta'yla sahile gitmeye karar verdik. Onunla gezinti yapmaya karar vermiştik. Belki bu küçük gezinti sırasında ona büyük bir süpriz yapabilirdim.

Peki, benim Ryouta'ya olan bu tutkum nasıl olmuştu?

GİZLİ ÜYE (YAOI) TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now