BİR ADIM İLERİ

1.2K 63 23
                                    

Yazar

Çimen rengindeki saçları birbirine karışmış bir şekilde uyandı Midorima. Ve ilk baktığı şey bugünkü uğurlu eşyasıydı.

"Bugünkü şanslı eşyam neymiş bir bakalım... Ha? Kağıt ve kalem mi? Pekala..." Onun için hayat memat meselesi olan bu bilgiyi öğrendikten sonra duşa girdi.

Çıktığında telefona baktı Midorima, Takao'dan mesaj vardı "Shi-chan, bugün liseler arası hazırlık maçı var. Izlemeye gidelim mi?"

Midorima

Takao'nun bu mesajına göz devirdim. "Bir günümüz de evde geçse olmaz mı Takao?!" dedikten sonra mesaj attım "Pekala ama yarın evde oturalım" Odama geçip üstümü değiştirirken mesaj geldi "Elbette Shi-chan ^^" Başka bir şey yazmadım ve üzerimi değiştirmeye devam ettim.

Üzerimi değiştirdikten sonra bir mesaj geldi ve ardından kendi kendime konuşmaya başladım "Midorima Shintarou, bugünkü sorumuz şu; size kim mesaj attı? Cevap veriyorum;Takao. DOĞRU, Tebrikler. Bizden çatal bıçak seti kazandı-... bi dk ya. Ne yapıyorum ben? Şu mesaja bakayım." Bazen Kise gibi olabiliyorum. Iğğ, bu gerçekten kötü.

Takao bana bulaşacağımız yeri ve saati yazmıştı. Tam zamanında orda oldum. Ve Takao'yla basket maçı yapılacak sahaya gittik. Yolda giderken Takao konuşmaya başladı "Shi-chan, aslında seninle konuşmak istediğim bir konu var" Ona yan yan baktıktan sonra önüme döndüm "Nedir?" Bi anda önüme atladı "Beraber yaşayalım mı?" Bu ani soru yüzünden şaşırdım kaldım. "Shi-chan?"
-A..ah....
-İyi misin Shi-chan?
-Evet Takao. Sadece böyle şeyleri ani söyleme.
-Özür dilerim...Erm..peki cevabın ne?
-(Gözlüğümü düzelterek) Düşünmem lazım.
-Hemen kabul edeceğini sanıyordum. Sonuçta biz sevgiliyiz.
-Takao beni tanıyorsan bunu anlaman gerek..
-Biliyorum Shi-chan ve de anlıyorum.
-O zaman sorun yok.

Sahaya gittik. Boş bir yer bulup oturduk. Liseler arası basketbol nedense bana çok sıkıcı gelmişti.
Bir süre sonra esnemeye başladım "Shi-chan sıkıldın mı?" Takao'ya bakmadan "Evet. Bana göre fazla acamiler" Takao bir şey demeden kafasını öne eğdi "Seveceğini düşünmüştüm, özür dilerim" Onun bu şekilde üzülmesini görmek bana çok büyük bir cezaydı. Ayağa kalktım ve lavaboya doğru adımlar atmaya başladım. "Shi-chan nereye?" Arkamdan gelen sese yanıtımı giderken verdim "Lavaboya Takao"

Takao

Shi-chan'ın maçı sevmemesine bi hayli üzülmüştüm. Halbuki o kadar emindim ki onun seveceğinden... Aslında hep böyle oluyor. Shi-chan için emin olduğum şeylerde hep yanılıyorum. Ben...Shi-chan'ı yeterince tanımıyor muyum?

Aslında bu durum yüzünden de evine taşınmak istiyorum. Onu daha da yakından izlemek. Hem de...neyse.

İçim el vermeyip Shi-chan'ın peşinden lavaboya gittim. Kapıda durup ona bakmaya başladım. Gözlüğünü çıkarmıştı,  iki eliyle lavabonun yanını tutuyordu ve yüzünden su damlaları damlıyordu. " 'Şey...Takao ben..Özür dilerim!' Yok, olmadı. 'Takao seni üzdüm Özür dilerim' Hımmm bu olabilir." Ben yanlış mı görüyordum yoksa Shi-chan benden özür dilemek için antrenman mı yapıyordu?!

Bu durum yüzümde kocama bir gülümsemenin oluşmasını sağladı. Koşarak arkasından sarıldım. Bir anda dimdik oldu "Ta-Takao!!" Ben ise ona biraz daha sıkı sarıldım ve gözlerimi kapattım "Seni seviyorum Shi-chan.."

Shi-chan bir anda gevşedi "Takao.....Ben de seni seviyorum"  Gozlerimi açıp Shi-chan'a baktım. Elimle çenesini tuttum ve kafasını arkaya çevirdim. Gözlerine biraz baktıktan sonra sıra dudaklarına gelmişti. Yavaşça dudaklarımı dudaklarına değdirdim.
Yavaş yavaş öpüşmemiz daha tutkulu bir hal alıyordu. Shi-chan dayanamayıp beni duvara yasladı. Dilini dilimle kaynaştırıyor, elini ise başka bir yerlerle kaynaştırmaya hazırlıyordu. Ama lavabo da olan bu küçük aksiyon pek uzun sürmedi.

Tam işleri hallediyorduk ki dışardan ayak sesleri duymaya başladık. Bir tane de değil, birsürü. Hemen kendimizi topladık ve lavabo da yüzümüzü yıkıyormuş gibi yaptık. Içeriye 3 basketbol oyuncusu girdi. Birisi sarışın mavi gözlü, diyeri kumral bal köpüğü gözlü, öteki de siyah saçlı gri gözlüydü. Bu üç oyuncu bize tip tip bakarken kumral olan Shi-chan'ı işaret etti "Bu Midorima Shintarou değil mi?" Diğer ikisi de bi anda gözlerini pörtletti "Aynen" Shi-chan'ı tanımışlardı ama ben hala bilinmez kişiydim.

En sonunda siyah saçlı olan beni tanıttı diğerlerine "Şimdi tanıdım. Bu da Takao Kazunari, Midorima-kun'un takımdaki ikilisi" Grup bi heyecan daha yaşadıktan sonra heyecanla konuşmaya başladılar "Lütfen çıkışta bekleyin,  sizden imza almak istiyoruz." Shi-chan gözlüğünü düzeltirken göz devirdi "Pekala" Gençler bizi selamladıktan sonra mutlu bir şekilde ayrıldılar. Shi-chan elini ıslattıktan sonra boğazına sürdü. Öyle dalmış gitmişti yani... ben de bunu fırsat bilerek Shi-chan'ı duvara ittim. Tam öpecekken beni itti "Üzgünüm ama burda olmaz Takao." Geri çekildim. Haklıydı, her an biri gelebilirdim "Pekala Shi-chan." O günümüz böyle geçip gitti. Yarınsa Shi-chan'a söz verdiğim gibi evde geçirecektik.

Yazar

Haftasonunun son gününü evde geçiren yeşil arkadaşımız mutluydu. Uyandığında herzaman ki gibi yaptığı şey şanslı eşyasına bakmak oldu.Bugünkü eşyası bir anahtarlıkdı. Nedense bunun bir işaret olduğuna dair bir his belirdi içinde.

Her sabah yaptığı gibi duşunu aldı ve kendine güzel bir kahvaltı hazırladı. Kahvaltısını kocaman bir tepsiye koydu ve salona geçti. Televizyon seyrederek yemek yemek istiyordu.

Tam koltuğa oturduğu anda kapı çaldı. "Cidden mi?!"  Sıkkınlıkla kalktı yerinden ve kapıyı gitti.

Midorima

Kapıyı açınca birinin bana sarıldığını hissetim, o kadar hızlıydı ki kim olduğunu göremedim ama.

Şaşkınlıkla kim olduğunu anlamaya çalışırken bir ses duydum "Shi-chan!!!" Gelenin kim olduğunu anlamıştım ve bu yüzden göz devirdim "Takao...."
Elimi tuttu ve beni içeri sürükledi. Ben de diğer elimle tuttuğum kapıyı kapattım.

Çok heyecanlı görünüyordu. Nedenini anlayamamıştım. Salona gelince heyecanla etrafa bakmaya başladı. "Takao, ne bu heyecan?" Aniden bana döndü "Dünkü sorduğum sorunun cevabını alacağım da ondan" Gözlerimi aşağıya doğru indirdim. Tam bu işin olamayacağını söylerken cebimde olan elime bir şey dokundu. Ne olduğunu unuttuğum için cebimde çıkarıp baktım. Yani cebimin ağzına kadar çıkarttım. Bu anahtarlıkdı. "Shi-chan, o da ne?" diye sorunca hemen elimdekini cebime geri bıraktım. "Bir şey degil Takao"
-Hadi ama Shi-chan! Ne o, göster!  -Takao, dur!
-İşte yakaladım! Bi anahtarlık! Bu demek oluyor ki evinde kalabilir miyim?!
-Şey Takao...
-Izin vereceğini biliyordum Shi-chan! Seni çok seviyorum!

Cümlesini bitirir bitirmez dudaklarıma yapıştı ve dünün acısını çıkarmaya niyetliydi.

GİZLİ ÜYE (YAOI) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin