41. Bölümden Alıntı

1.8K 163 76
                                    


Menekşe, köşeye sıkıştıkça yeni yeni kararlar alıyor lakin bunların hiçbirini hayta geçirmeye fırsat bulamıyordu. Çünkü sürekli üstüne geliniyordu. Çünkü henüz otuzlu yaşlardaydı ve hayat tecrübesi yok denecek kadar kısıtlıydı. Çünkü sorular tekrara düşüp kendini yeniledikçe kısır bir döngünün içine doğru yuvarlanıyordu.

Yaşananlar bir bütünün parçasıydı ve bir arya getirmek istedikçe dayanma sınırını zorluyordu. Teslim bayrağını çekti çekecekti zira ruhunu ele geçiren olgular dayanılmaz boyuta taşınmıştı.

Menekşe'yi saran düşünce yumağı neredeyse kördüğüm olmuştu, düğümü çözmeye çalıştıkça daha da dibe çekiliyordu. İnsanların kendini aralarına almak istemediğine iyice ikna olmuştu artık.

Gitmek...

Belki de gitmek en doğru çözümdü...

Aklı gitme fikrine ikna olmuştu ama ya kalbi? İşte sorun tam da orada başlıyordu...

Umut'u ve çocuklarını nasıl bırakacaktı? Peki, ya can dostunu? O, değil miydi kendileri için tatlı canını kurşunların önüne atan. Onu, biricik dostunu nasıl bırakıp gidecekti? Bu ona karşı yapılmış nankörlük olmaz mıydı? Menekşe'nin kendisine sorduğu soruların haddi hesabı yoktu. İşte tam da bu sebepler silsilesi yüzünde bir karara varamıyordu...

Gel gör ki; artık ne çocuklarının gözünde yaş görmeye ne de insanların kendisini hakir görüp hakaretlerini dinlemeye dayanamıyordu. Gerekirse kendi canından vazgeçerdi, ama çocuklarına ve eşine kıyamazdı.

Onlara kıyamazdı da biricik arkadaşının kendinden geçecek kadar öfkelenip sinir krizleri geçirmesine seyirci kalabilir miydi? Hayır kalamazdı...

Yetmişti artık...

Hiç kimsenin sevdiklerine zarar vermesine izin vermeyecek çekip gidecekti buralardan hem de ardına bile bakmadan. Artık son karar alınmıştı ve geri dönüşü yoktu. Kendisini aşağılayan hor gören bu insanların arasından bir daha dönmemek üzere gidecekti. Maalesef yol burada bitiyordu...

Bir gün önce oturup iki mektup yazdı. Biri Umut'a diğeri Zeyno'ya.

Umut'um iyi yüreklim!

Ben artık çok yoruldum. Yenildim. Yaşadıklarım yüreğimi daraltıyor, boğuyor beni. Katlanamıyorum. Senin aksak bacağının her gördüğümde, ben kendimi yargılayıp suçlu buluyorum. Çocuklarımın her sorusunda kendimi yargılayıp suçlu buluyorum. Ananın gözlerine her baktığımda bana olan nefreti görüyorum. Ben ne yaparsam yapayım geçmişim peşimi bırakmıyor, hep beni suçluyor. Ben aranızdan çekiliyorum.

Umut'um sakın unutma ben gözümü açtım seni gördüm. İlk erkeğim, ilk sevenim oldun. Bana sevip sevilmeyi sen öğrettin, dahası bana insan olduğumu öğrettin, değer verdin, başının tacı yaptın, ama olmazsa olmuyor Umut'um. Seni seviyorum, bunu hiç unutma... Elveda aşkım...
                              Menekşe.

Zeyno'm

Çok ama pek çok değerli arkadaşım, bilirim beni çok seversin! Her zaman beni koruyup kolladın. Sana olan güvenim ve sevgim sonsuz. Hayatta sırtımı dayadığım tek dostumsun benim.
İşte bu yüzden kendi çocuklarımı sana emanet ediyorum.
Kendi çocukların gibi koruyup kollayacağından eminim. Hoşça kal. Hakkını helal et...

                          Menekşe...

Yöresel Aşk (Göçebeler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin