Bölüm Altı: Jeon Jungkook'un Sevgilisi

Start from the beginning
                                    

"Sanırım kusacağım."

Mırıldanmamla Hoseok hyung bana dönüp tek kaşını kaldırmıştı. Omuz silktiğimde oflayıp önüne dönmüştü.

"Neden erken çıkıyorsun, hayırdır?"

Jimin ona her detayı anlattığı için zaten ilişkimizi biliyordu. Bu yüzden bu konuda oldukça rahattım.

"Jimin'i alacağım sonra eve gideceğiz falan."

Yüzündeki kocaman sırıtış üzerine ben de gülümsedim ve önüme döndüm.

"Sanırım verdiğim en doğru karar sizi tanıştırmaktı."

Hoseok hyungun yüzündeki gururlu gülümsemeyle yüzüm solmuştu. Bu fazlaydı, gerçekten sesli dile getirmek zordu ama onu aldatıyordum. Onu siktiğimin aldatıyordum.

"Görüşürüz hyung."

Üniversitenin otoparkına giden yola saparken el sallayıp arabama binmiştim. Kafamı direksiyona yaslayıp bir süre bekledim.

İkisinden de vazgeçemiyordum. Taehyung hayallerimdeki insan olabilirdi ama Jimin beni hep mutlu eden kişiydi. Bencillik edip ikisiyle de beraber oluyordum.

Derin bir nefes alıp kontağı çevirdim arkama yaslanıp kendime hep hatırlattığım şeyleri fısıldadım.

"Şimdi sevgilinin yanına git ve ona güzelce bak. Düşünme."

Radyoyu açıp çalan şarkıya birkaç mırıldanışla eşlik etmiştim. Çok uzakta olmayan Jimin'in kampüsüne geldiğimde arabadan inip kaportaya yaslanmıştım. Kulağıma yasladığım telefonun açılmasını bekliyordum.

"Jimin, seni bekliyorum. Kapıdayım gel hadi."

Jimin'in koştuğunu belli eder gibi sesler gelen telefona karşı kıkırdamıştım.

"Geldim, geliyorum. Gelmek üzereyim,"

Aniden boynuma dolanan kollarla telefonu kulağımdan çekip biraz eğilip tekrar doğrulmuş ve Jimin'in ayaklarının yerden kesilmesine sebep olmuştum.

Yanağıma yumuşak bir öpücük kondurup yere indiğinde bir süredir onda olan atkımı sıkılaştırıp kapüşonunu düzeltmiştim. Çantasını ondan alıp arka koltuğa bıraktığımda o da yolcu koltuğa oturmuştu.

"Çok acıktım ama uykum da var ama izlemek istediğim bir film de var! Kook sen seç."

Jimin kafasını koltuğa yaslayıp heyecanlı ama yorgun sesiyle hızlı hızlı konuşmuştu. Gülümseyip arabayı çalıştırdım ve on döndüm.

İçine gömüldüğü atkının altındaki pembe yanaklarını okşadım. Gözlerini kapatıp elime yaslandığında göğsümün ortasında kocaman bir ağırlık hissetmiştim. Derin bir nefes alarak baş parmağımı hafifçe hareket ettirip geri çekilmiştim.

"Önce sana yemek yaparım sonra film izleriz. Büyük ihtimalle o ara uyuyakalacaksın."

Güldüğünde gözlerim onu bulmuştu. Onu mahvedecektim. Gülüşü solacaktı. Buna rağmen durmuyordum. Durmam gerekiyordu ama yapmıyordum. Sikeyim, ağlamam gerekiyordu.

"Kook önüne bak!"

Bağırışıyla birlikte sertçe frene asılmıştım. İkimiz de öne doğru savrulurken kalbim korkuyla çarpıyordu. Jimin'in çığlığıyla beraber gözlerimi sıkıca yummuştum.

Birkaç korna dışında bir şey olmamış kamyonet arabaya teğet geçmişti. Titreyen ellerim tekrar direksiyonu kavramış ve kavşaktan çıkıp evimin olduğu sokağın başında durmuştum.

Here With You | KookMinWhere stories live. Discover now