56. BÖLÜM (G)

15.5K 1.1K 209
                                    

   5 yıl sonra...

   Bir aradaysak eğer, benim kocam Özgür olduğu içindir. Bıçaklandıktan sonra Özgür'den gitme çabalarımı ve öncesinde de yine gerzek boşanma girişimlerimi önleyen, beni ne olursa olsun bırakmayan yakışıklı kocam sayesinde.

   İkizlerimizin beşinci yaş gününde şükredecek ne kadar da çok şeyim olduğunu düşünüyordum, bir yandan da pastaya mumları dizerken. En başta kocam için. Sonra pırlanta gibi evlatlarım için. Beş yıldır aynı gün, doğumdan sonra Özlem'in kardeşleri için sarf ettiği kendisinin bilmediği; ama anlamının çok yoğun olduğu sözleri geliyordu aklıma. Dedesi onu eve götürmek için odadan çıktıktan sonra benim de ağlamaktan içim çıkmıştı, sütüm kesilecekti az kalsın Özgür bebekleri sürekli göğsüme koymasaydı.

   Günlerce, haftalarca Özlem'in ve Özgür'ün görmediği her dakika, her saat ağladım. Sürekli kırmızı gözlerle beni gören Özgür sonunda benimle konuşmak için iki ayın sonunda bir öğlen bebekler uyuyunca karşısına aldı beni.

   "Ne istiyorsun Gonca?" Ağlamamak için verdiğim uğraş o kadar yoğundu ve yorucuydu ki, sorduğu soruya anlam yüklemek zor gelmişti.

   "Anlamadım gök gözlüm."

   "Özlem daha çocuk. Ne söylediğini zannediyorsun? Sence Özlem sana 'anne sen babama sadık kalmadın, beni başkasından yaptın, babamı nasıl aldatırsın?' diye mi sordu?"
  
   Açıklaması yeterince netti. Bu sonuca varmam saçmaydı elbette. Yine de bana hatırlattığı şey tam olarak buydu, evet. İki bebeğim de Özgür gibi sarışın ve mavi gözlüydü. Gözleri değişecek gibi durmuyordu. Babalarınınki gibi gök gözleriyle bakıyorlardı bana boncuk boncuk.

   Aslında Özlem de alışmıştı. Ona bakarken gülen kardeşlerinin saç renkleri umrunda değildi artık. Ben postpartum depresyondaydım galiba ağır ve yoğun gelmişti işte iki buçuk yaşındaki kızımın lafları.

   "Hayır, tabii ki?"

   "İlk soruma dönüyorum, o zaman. Ne istiyorsun Gonca?"

   "..." Mutlu olmak.

   "Geri dönebilseydin, Levent'le birlikte olur muydun, seni asla terk etmediğimi bile bile?"

   "Asla birlikte olmazdım."

   "Bir keresinde bana, hayatta iki şey için pişmanlık duymam demişti birisi. Özlem ve benimle evlilik. Pişman mısın şimdi?"

   "Özgür pişman değilim."

   "O halde ne diye geçmiş olayları ayrıştırmaya başladın? Ne sonuç çıkarmayı bekliyorsun? Değiştirmek istediğin ne var?"

   "Hiçbir şey yok." Haklıydı. Yine.

   "Özlem benim gerçek kızım olsaydı bu kadar tatlı, bu kadar güzel, böyle akıllı olur muydu, emin değilim. Ne var biliyor musun? Bir Özlem olur muydu, ondan bile emin değilim inan. Belki ona olan sevgim, bana diğer çocuklarımı verdi. Belki yıllarca deneyip çocuksuz kalacaktık. Hep içinde bir yerlerde doğurabileceğini bildiğin; ama beni sevdiğin için asla doğuramayacağın bebeklerinin özlemini çekecektin. Annem gibi."

   "Özür dilerim."

   "Özür dileme. Kendine gel. Ağlama artık, yeter. Sıkıldım göz yaşlarından Gonca. Cenaze çıkmadı bu evden. İki küçük bebek geldi ve onların annelerinin mutlu olmasına ihtiyaçları var. Sen beni evliyken aldatmadın, beni kandırmadın. İki buçuk yaşında bir çocuğun, sanki genetik uzmanıymış gibi sözleriyle iki aydır kahrediyorsun kendini. Çocuk ya. Ne bilsin her bebeğin farklı olabileceğini."

Yalnız Seni İstedim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin