21. BÖLÜM (G)

13.5K 1K 58
                                    

"Merhaba babacığım, ben geldim. Nasılsın? Ben? İyiyim aslında. Seninle konuşmaya geldim. Sen beni anlarsın. Yanlış olması gereken bir şey yaptım ben; ama yanlış gibi gelmiyor nedense? Yaşasaydın eğer sana anlatabileceğim bir şey değil. Eğer yaşasaydın belki de anlatmamı gerektirecek bu durum da olmayabilirdi; ama oldu bir kere. Ben aşık oldum. Aşık olduğum kişiyle de birlikte oldum. Adı Özgür. Yarın evleniyoruz. Evet gencim daha. On sekizimi yeni doldurdum. Bana ne diyor biliyor musun? -Kalbimin yangını.- Senin bana söylediğin -Kadife çiçeğim.- hala en favorim merak etme. Beni çok seviyor. İlk kez annemin beni bıraktığı yurtta tanıştık. Ben on bir yaşımdayken. Beni unutmamış. Sevmeye devam etmiş yaşıyla birlikte sevme dozunu da arttırarak. Onu da buraya getireceğim yarın. Görmeni istiyorum. Yaşarken görseydin severdin sen de en az benim gibi. Önce mavi gözlerinin içine bakardın. Sonra sana birdenbire benim elli altı tane çilimin olduğunu falan söyleyebilirdi. Deli gibi bir şey. Saymış bir de üşenmeyip. Hatta beni ilk gördüğünde saçlarım kabarıkmış üstelik sen düşün. O halde istemiş benimle evlenmeyi. Böyle biri doğru bir damattır değil mi senin için? Senin haberin olmadan evlenemezdim. Şimdi içim daha rahat. Yarın yanımızda ailelerimizden biri olmayacak. Yani Özgür öyle biliyor. Ben seni kalbimde götüreceğim nikahıma merak etme. Aramızda sır olacak bu. Ben daha küçükken annemden gizli gizli bazı sırlarımız olurdu ya hani, onun gibi tıpkı. En güzeli bu olacak sırlarımızın arasında. Ben -Evet- diye bağırırken yanımda olacaksın. Yarın nasılsa görürdün; ama bugünden görmeni istedim. Özgür aldı bana bu elbiseyi. Nikahımızda beyaz giymemi istedi. Çok seviyorum baba. Bana karşı o kadar nazikti ki. Dokunmaya kıyamayan bir erkek o. -Yalnız beni isteyen- ve bunu söylemeyi zayıflık olarak görmeyen bir erkek. Üstelik öyle boş biri de değil. Benden bir yaş büyük; ama daha olgun. Mühendis olacak. Sonuçlar henüz açıklanmadı; ama o emin kendinden. Ben de eminim ondan. Çok akıllı ve çalışkan birisi. Ailesinden çekiniyorum biraz. Özgür'e çok düşkünler onun anlattığı kadarıyla. Ben doktor ya da mühendis olamayacağım orası kesin. Beni Özgür'e layık bir eş gibi görmeyebilirler. Özgür'ü tanımasam ben de kendimi ona layık bir eş gibi görmezdim belki. Tanıyorum; ama, biliyorum ki; sırtımı ona dönsem gelip bana arkadan sarılacak biri. Cömert sonra. Yaşının üstünde olgunluğu kendimi ondan daha küçük hissettiriyor bana. Ama artık küçük bir kız çocuğu değilim. Onun oldum. O da benim oldu. Başkası olmayacağına söz verdi. Benim için zaten böyle bir şey söz konusu değil. Onun kadını olduğum için, onun tarafından sevildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Tek şanssızlığım sen bile yanımdayken, annemin sağ olduğu halde yanımda olmayışı. Alıştım artık. Seni üzmek için söylemedim. Bak buraya ne zaman gelsem her seferinde ağlardım; ama şimdi ağlamadım bile. Özgür var şimdi. Gözün arkada kalmasın. Benim için mutlu ol babacığım. Ben kocamla çok mutlu olacağım."

...

Babamın mezarını temizleyip çiçekleri suladıktan sonra mezarlıktan ayrıldım. Yurda geçtiğimde elbisemi çıkardım tekrar. Yarına kadar temiz kalması gerekiyordu. Sabah da ilk iş canlı çiçeğimi yaptıracaktım. Akşam yemeği yedikten sonra Özgür'le konuştum.

"Kalbimin yangını, hazır mısın yarına?"

"Evet, hazırım."

"Aferin, evet demeyi tekrarla sürekli. Yarın bir salise bile tutukluk olursa bozuşuruz." deyip güldü beni de magma tabakasına düşmüş gibi eriterek.

"Ben evet derim de acaba sen ne alemdesin? Çalıştın mı dersine?"

"Küçük kadınım benim. Evet demeye değil, ne kadar yüksek desibelde söyleyebilirim ona çalışıyorum ben." Erimiş haldeyken daha da eriyebilir miydim?

"Sen ne giyeceksin?"

"Şort-tişört."

"Sen şort-tişörtle gel de gör bakalım -evet.- demeyi hatırlıyor muyum?"

Yalnız Seni İstedim Where stories live. Discover now