49. BÖLÜM (G)

10K 969 114
                                    

   Ben ruh halim iyi diye düşünürken meğer Özgür'ün doktor görüşmeleri ile rahatlamasından sonra bu ruhlar alemimin hiç de iyi olmadığını fark ettim. Asıl şimdi çok iyiydim. Özgür etrafımda dirençle karşılaşmadan sürtünmeye uğramadan fırıldak gibi dönüyordu, dönmesi bitmemecesine, desem ki ben yoruldum, erkek deniz atları gibi bebeğimizi benim yerime taşıyacak durumdaydı da en önemlisi çok ama çok mutluydu.

   İş yerinde gündüz ne kadar yoğun olsa da akşamları tamamen kızım ve bana ait olmayı başarıyordu. Yirmi gündür istisna olmadan her gece eli karnımı okşarken gözleri uykuya yenik düşünüyordu. Ben seksle ilgili çok fazla bilgiye ve donanıma sahip değildim Ahsen hanımın imalarının aksine, Özgür desen zavallım seks hayatı benimle sınırlıydı zaten. Ama bu mucize sanki bizde ışık yaktı. Daha çok birbirimizi arzular ve daha çok sevişir olduk.

   Sabah gözüm açıldığında elim direk Özgür'ün bokserının içine kaydı. Bir yumuşaklığı elimle sadece dokunarak sertleştirme yetisi beni de otomatik olarak hazır hale getiriyordu. Özgür gözleri hala kapalı hafifçe inlediğinde üzerine oturdum. Hemen gök mavisi gözleri açıldı onun da.

   Elleri göğüslerimi buldu. Geceliğimi askılarından tutup omuzlarımdan indirdi. Kısa olması zaten açıkta kalan bacaklarımı kocamın iştahına uygun şekilde ellerinin altında bırakıyordu. Kalçalarımdan uyluklarıma dokunan elleriyle, oradan da tam bacak aramdaki orta noktaya değdirdiği bir elinin baş parmağıyla, kabardığına emin olduğum turuncu saçlı kafamı arkaya attım. İnlemenin sırası bana geçmişti.

   Ne ara içimdeydi ne ara üzerinde gidip gelmeye başladım, olaylar son zamanlarda bilincimin sınır dışında  gerçekleşiyordu sanki. Özgür çok iyi bir eş olduğu kadar çok iyi bir aşıktı yatakta da. Sadece bana özel. Sadece bana güzel.

   Kalkıp duş aldığımızda işe gitmek için hiç acelesi yoktu benim aksime. Kahvaltı ettikten sonra kapıda kaldı. Şimdi Özlem uyanırdı ve o hala beni istiyordu bir kez daha. Onu atlattım derken bu kez de sağlık durumumu sormaya başladı. Dış kapıyı kapatıp uğurladım hemen. İçeri geçtiğimde Özlem de yumuk yumuk gözlerini ovalayarak yanıma geldi.

   "Anneee, çişim geldi."

   "Günaydın, güzel kızım. Hadi gel tuvalete."

   "Babam beni öptü mü işe giderken?"

   "Tabii ki öptü kızım. Hatta kızım güzelce kahvaltısını yapsın, akşam beraber oynarken hemen yorulmasın, güçlensin dedi."

   Kahvaltı yapıp hemen işe geçtik. Tüm gün toplantıda olurum demişti Özgür de. Düğün mevsimi devam ederken sabahki üç gelinimi öğlene kadar hazır ettim. Öğle yemeğini hızlıca halledip öğleden sonraki randevulara geçtik kızlarla. Aynı kişilerle çalışmak avantajdı, ben de memnundum. Eskiye göre daha çok aynı dili konuşuyorduk artık.

   Saat dörde gelirken salonun kapısı açıldı. Kapıdan giren kadın tanıdıktı. Özgür'le evlendiğimizden beri buraya bir kez gelmemiş olan kayınvalidem Ahsen Atasoy.

   "Merhaba Gonca, müsait misin?" Müsait miydim?

   "Hoşgeldiniz. Aslında biraz işim var, arkada bir oda daha var, beklemek isterseniz."

   "Evet, isterim. Turgut da burada o da gelebilir mi?"

   "Tabii, geçin siz." Arkasından da kayınpederim girdi. Başıyla selam verip arkaya geçtiler Özlem'le. Niye gelmiş olabilirlerdi? Bakışları gayet müşfikti. Pişman gibi mi acaba?

   Yarım saat kadar sonra arka odaya geçtim ben de. Özlem babaannesinin saçlarını yapıyordu güya. Manzara içimi ısıttı. Benim kızımdı Özlem. Bir yabancının kızıydı. Ahsen hanım da biliyor yine de kızıma izin veriyordu. Bir şeyler değişmişti de neler?

Yalnız Seni İstedim Where stories live. Discover now