7. Bölüm

235 13 6
                                    

İşaret ve orta parmağıma korkarak baktım. Bunu gerçekten yapacak mıydım yani?

Kendimi bilerek ve isteyerek kusturma işi gözümde büyüyordu. Akşam yemeğini Batu'nun dediği gibi yememiştim ve bunu neden istediğini şimdi anlıyordum. Midem boştu. Eğer kusarsam sadece yuttuğum hapları önümdeki klozete hatırlanmasını istemediğim birer anı gibi bırakacaktım.

Hapları tam bir dakika önce almıştım ve herkesin bana anormalmişim gibi bakabileceği bir hızla koşarak odama çıkmıştım. Hemen kanıma karışabilirlerdi. Aceleyle parmaklarımı aralanan ağzımın içine soktum. Yere çöküp diğer elimle klozetin kenarına tutundum. İğrenç bir öğürme sesi boş banyoda yankılanırken daha çok kendimi kastım.

Damağımın gerisindeki hassas noktaya ilk temasla içimde bir şeylerin kıvrıldığını hissettim. Bir yandan korkup diğer yandan yaptığım şeyi sürdürmek kafa karıştıcıydı. Huylanma hissiyle beraber iğrenç bir tatla birlikte midemdeki her şey yukarıya doğru tırmanmaya başladı. Son bir kez parmağımı daha çok bastırıp öğürdüm ve iki elimle klozete tutundum.

Burnumdan derin nefesler alarak tuvalet kağıdına uzandım ve ağzımdan akan iğrenç tatla karışık sıvıyı sildim. Klozetin içine bile bakmak istemiyordum. Başım dönmeye başlamıştı.

Peçeteyi çöp kutusuna atıp sifonu çektim. Lavaboya uzanıp buraya gelmeden önce aldığım diş fırçasına diş macunu sıkıp dişlerimi fırçaladım. Berbat tat damağımdan gitmiyordu.

Yatağıma oturduğumda çamaşır çekmecesinin üstündeki küçük saate baktım. Henüz dokuzdu. Pijamalarımı değiştirmek gibi bir şey yapmak istemiyordum ama kontrolden sonra hemen giymek üzere montumu ve ayakkabımı dışarıda hazır ettim.

Kaç gündür bu saatte yatmaya alışık olduğumdan yatağın içine kıvrıldığımda bir an uyuma isteğiyle dolmuştum. Gözlerim kapanmaya çalıştıkça onları geri açmak için dikkatimi dağıtacak şeyler yapmaya çalışıyordum. Parmağımla havada çizdiğim hayali büyük sayılarla çarpma işlemi yapmak gibi ütopik şeylerdi.

En sonunda ayak sesleri duyduğumda elimi battaniyenin içine çekip gözlerimi kapadım. Vücudum kapıya dönük değildi ama gözlerimi kapalı tutmaya devam ettim. En sonunda odanın kapısı açıldığından alnımdan aşağı bir damla ter süzüldü.

''Tamam,'' Katı bir kadın sesi duyduğumda derin nefes aldım ve kapının tekrar kapanma sesi kulağıma ulaştığında yatağın içinde öylece beklemeye devam ettim. On dakika demişti. On çarpı altmış eşittir altı yüz saniye beklemem gerekiyordu. Yapacak bir şeyim olmadığından saymaya başladım.

Yataktan çıkıp ayakkabılarımı giydim. Yeşil montumu üstüme sardım. Kapıya başımı yaslayıp sesleri dinlemeye çalıştım. Hiçbir ses yoktu. Yavaşça kapıyı aralayıp başımı dışarı uzattım. Koridorun her iki yanı da derin bir sükunet dalgasıyla boğulmuştu.

Adımlarımı sessizce ama hızlıca atarak merdivenlere kadar yürüdüm. Bir aşağı kata inip koridor boyunca hayalet gibi süzülerek yemekhanenin olduğu tarafa ilerledim. Dediği gibi yemekhaneyi geçip sağa saptım ve karşımda beliren büyük ve sessiz merdivenlerden inmeye başladım. İki alt kata indiğimde merdivenler bitmişti. Ufak koridor üst katlara göre daha az aydınlatmayla aydınlanıyordu. Karşıma mavi bir kapı çıktığında vakit kaybetmeden koşarak oraya ilerledim ve kapı açtım.

Kapıyı kapayıp önüme baktığımda bir an nefesim kesilmişti.

Dışarıdaydım.

Soğuk hava tenimi kurutuyordu. Ellerimi montumun ceplerine sığdırıp koşar adımlarla çimenlerin üstüne basarak ilerledim. Saçlarımı bağlasam bile esen rüzgarla birlikte dağılmaya devam ediyordu. Etrafıma baktığımda kimseyi görememiştim. Bir an ağlayacak gibi oldum. Batu beni kandırmamıştı, değil mi?

ÖLGÜNOnde histórias criam vida. Descubra agora