'Yüreği Güzel Adam'

344 18 0
                                    

Bölüm şarkısı: Güliz Ayla-Olmazsan Olmaz

Keyifli okumalar.

-Zeynep-

Kerem'in söylediği cümle içimde kıpırtılara sebep olurken, ne cevap vereceğimi bilemez haldeydim.

-Zeynep, bir cevap vermeyecek misin?

-Kerem, böyle pat diye söyleyince ne desem bilemedim ki.. Hazırlıklıydım tamam ama yine de.. Ne biliyim işte ya.

-Hayır dersen anlarım ama ben artık eminim Zeynep. Aşığım diyemem ama bendeki değerini biliyorsun işte.. Bunlar yeterli değil mi?

-Bilmiyorum Kerem, onca yaşanan, söylediğin sözler.. Sana güveniyorum ama inan kendimin bile anlayamadığı sebeplerden istemeden geri çekiliyorum..

-Tam güvenmiyorsun belki de bana.. O zaman şöyle yapalım. Şimdi sen bana ne istersen sor tamam mı, ne istersen. Gevelemeden cevaplayacağım,  şimdi bir cevap da istemiyorum senden ama sorum hep geçerli. Hazır olduğunda istediğin cevabı vereceksin sen de bana.

İstediğini sor demişti bana ama ben ne sorabilirdim ki ona, geçmişini sormaya gerek yoktu, geçmişti işte bana neydi. E ailesiyle ilgili bilmediğim şey zaten yoktu. Geriye tek bir şey kalıyordu o zaman..

-Özge kim, Kerem?

Sorduğum soruyla birlikte Kerem'in yüzünün bulutlanmasıyla anladım ki bu Özge kim ise, Kerem'deki yeri çok büyüktü. Geçmişini umursamak istemesem de bu kız başkaydı ve ben merak etmiştim.

-Özge.. Benim çocukluk arkadaşım Zeynep. Biz hep birlikte büyüdük. 17 yaşına kadar. Bir gün, 18.yaş günümde, her zamanki gibi doğum günümü önce arkadaşlarımla sonra da Özge'yle geçirecektim, kardeşim gibiydi o benim, o yüzden onunla ayrı kutlama yapardık hep. Diğer kutlama bittiğinde Özge'yle her doğum günümde buluştuğumuz yere geldim, onu bekliyodum. O geldi, ama bir tuhaftı. Donuktu, hareket etmekte zorluk çekiyodu. Bağımlı olmuş Zeynep. Yaklaşık 1 yıldır bağımlıymış, aile içinde sorunları vardı zaten, abisi de sorunlunun tekiydi onu da kendi pisliğine sokmuş. Ben ne olduğunu öğrenmek için Özge'yle konuşmaya çalışırken ağzından köpük geldi. Hemen bizimkilere haber verdim ama çok geçti Zeynep, ben gözümün önünde çocukluğumu, arkadaşımı kaybettim orda. Saçma belki ama o günden sonra herkesten nefret eder hale geldim ben. Sanki sevsem herkes ölecek gibiydi, kimi sevsem kaybedecek gibi hissederdim. Belki de bu yüzden çok kırdım, çok hırpaladım seni. Ama artık biliyorum Zeynep, seni kaybetmeyeceğim. Zamanla sana aşık olacağımı da biliyorum. Şimdi zorlamıyorum seni ama iyi düşün tamam mı güzelim, ben hep buradayım unutma.

Anlattığı şeyle içimden bir şeyler kopup giderken, gözyaşlarımı içimde tutamadım, ağlamaya başladım. Ağlamam bir süre sonra hıçkırığa dönüşmeye başladığında, Kerem bana sarıldı. Karşı çıkmadım, ben de onun içindeki küçük, yaralı çocuğa sarıldım hatta. Ben artık Kerem'den emindim, seveceğinden emindim, ona olan güvenim de tamdı. Anlıyordum da artık onu zaten. Daha küçükken yaşadığı şeyler kolay değildi, güven sorunu yaşamakta haklıydı o yüzden. Ailesiyle de arası pek iyi değilken, ben de dahil kimse onu suçlayamazdı. Pişman da olmuştu ya zaten, önemli olan buydu.

-Düşünmeme gerek yok, kabul ediyorum Kerem. Sevgili olalım, beklemeye, oyalanmaya gerek yok.

Sanki ona dünyaları sunmuşum gibi aydınlanan yüzü, her şeye bedeldi benim için. Kerem'in, içindeki o güzel yüreğinin, 17 yaşında sevdiğini kaybeden o masum çocuğun yüreği öyle güzeldi ki, sevmemek, kabul etmemek imkansızdı.

Dudaklarımız açlığı sonlandırıp birbiriyle buluşurken, gözyaşlarım da akmaya devam etti. Bütün acılarım iyi ki olmuştu şimdi benim, iyi ki bu eve taşınmıştım,  iyi ki bu yüreği güzel adamı sevmiştim. İyi ki..

UMUTWhere stories live. Discover now