"FOTOĞRAF"

449 20 0
                                    


×ZEYNEP×

Yaklaşık üç saat ders çalıştıktan sonra -üç saatin iki saatini dinlenerek geçirmiştim- Mert benden bir hayli sıkılmış olmalı ki, sonlandırdı çalışmayı. Birer kahve içip kütüphaneden ayrıldık ve evlerimize dağıldık.

Eve gitmek yerine Aylin'le buluşmaya gidiyordum fakat tabii ki bunu Mert'e söylemeyecektim yoksa gelmeyi isterdi. Dedikodu yapacaktık canım, ona neydi?

1 saat otobüste sürünüp sonunda Aylinlere gelebilmeyi başardığımda şükür çektim. Otobüs fazla yorucuydu ve neredeyse her gün çekiyordum bu eziyeti.

Zile bastığım anda kapı açıldı. Benden başka herkes mi dakikti be? Aman canım, banane. Ben tembelliğimle mutluyum, kıskananlar çatlasın!

-Külkedisiiiii

-Fareeee

-Ya Zeyneep seni ne kadar özlemişim kızım var ya anlatamam.

-Aylin?

-Zeynep?

-Kafana davul mu çarptılar senin?

-Niye be?

-Bana "Seni özledim" dedin farkında mısın?

-Evet Zeynep, farkındayım. Bunun neresi tuhaf?

-Bunun altından bir şey çıkacak ya hadi hayırlısı.

-Zeynep biz iki dakikadır kapı önünde bekliyoruz farkında mısın? Kıçın donmadı mı kızım girsene içeri!

Hakikaten biz iki dakikadır dışarda konuşuyorduk. Bu soğukta benim derdim neydi be?

Hasta olup sınavda boka batmamak adına hiçbir şey demeden içeri girdim. Diğer odalara uğramadan Aylin'in odasına geçiş yaptık.

Odası kendisi gibi rengarenkti. Kocaman odanın içindeki küçük pempe eşyalar çok tatlı görünüyordu. Diğer eşyaların aksine kocaman bir dolabı vardı. Aylin fazla giyime önem veren birisiydi. Bir giydiğini asla ikinci defa aynı yerde giymezdi.

-Zeynep odamla bakışmayı kes ve şuraya otur hadi.

Cevap vermeden geçip oturdum. Aylin elinde cips ve çikolatalarla dolu poşediyle gelmişti. Depresyona girme vaktiydi anlaşılan ve benden de destek bekleyecekti. Ben de bu boktan hayatım için depresyona girerek destek verirdim o zaman Aylin'e...

-Evet bugün ne için depresyona giriyorsunuz Aylin Hanım?

-Bekle anlatıcam kızım ya ne sabırsız çıktın sen de.

Cevap vermemi beklemeden odadan çıkıp gitmişti. Sanırım içecek alacaktı.

-Ve içeceklerimiz de geldiii

Kolayı bırakıp zıplarcasına yatağa oturduğunda sarsıldım. Bu kız neden bu kadar öküzdü?

×××

Depresyon saatleri bitip eve gitmek adına yola çıktığımda saat 9 olmuştu. Sevim Hanım beni tekmelemese iyiydi, izin verdiler diye fazla vıcığını çıkartmıştım.

Aylin bana tabii ki Kutay'ı anlattı, öküz çocuk! Aylin'in kendisini sevdiğini biliyordu ancak kıçımın egosundan pas vermiyordu.

O da seviyordu, belliydi. Ne diye bu kadar naza getiriyordu ki? Sayerler cidden bozuktu, bir tane normal yoktu ailede. Sayer olmadığıma şükrettim. Çatlak olduğum iddia edilse de -ki ben de bunu kabul ediyordum- dengesiz ve manyak değildim en azından. Bu bana yeterdi.

Sonunda eve varabildiğimde herkesin salonda oturmuş olduğunu gördüm, her zamanki gibi Kerem hariç. O pek ailesiyle vakit geçirmezdi. Varsa yoksa gece hayatıydı onun için. Salondakilere selam verip odama çıkmak üzere merdivenlere yöneldim. Merdivenden çıkarken son basamakta bir şeye çarptım. Kafamı kaldırıp baktığımda Kerem'i gördüm. Ne yani bu gece birine gitmemiş miydi? Tam bir komediydi.

-Bugün gece alemi yapmamışız bakıyorum?

-Zeynep çekil şurdan sinirlendirme beni.

Gözlerimi devirdim ve önünden çekildim. Buna yine bir haller olmuştu. Fazla sinirliydi, kavga çıkmasa iyiydi.

5-10 dakika kadar odamda oyalanıp aşağı indim. İndiğim anda da kapı çaldı. Ne müthiş bir zamanlamaydı böyle!

Kapıyı açtığımda karşımda bir aile vardı. Uzun yeşil dekolteli elbiseli sarışın bir kız, arkasında annesi ve babası mı bilmediğim, oldukça genç görünümlü iki kişi vardı.

-Hoş geldiniz.

-Hoş bulduk canım, bir müsaade etsen de içeri girsek artık?

Dekolteli sürtük konuştuğunda suratına yumruğu çakmamak için zor tuttum. Bu da kesin Kerem'in sürtüklerinden biriydi, buna emindim.

İçeri geçmeleri için yer verdim ve kapıyı kapatıp arkalarından ben de gittim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İçeri geçmeleri için yer verdim ve kapıyı kapatıp arkalarından ben de gittim.

×××

Gelen misafirlere hizmetimi yaptıktan sonra izin isteyip odama çıktım. Sevim Hanım bir yarım saat kadar orada kalmamı istemişti, ben de dediğini yapıp biraz oturmuş ve odama geçmiştim.

O yarım saatlik zaman dilimi bana Bade denen kızın, Kerem'in sürtüklerinden olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı. Sürekli Kerem'e yılışıyordu. Hele o ağzını yaya konuşması yok muydu, ağzını cart diye ayırasım gelmişti.

Sıkıntıdan elime kitabımı almıştım ancak okuyamıyordum. Öyle sert degiştiriyordum ki sayfaları yırtmama ramak kalmıştı. Diğer sayfaya hızlı bir geçiş yaparken aradan bir şey düştü ancak hızından ne olduğunu fark edemedim.

-Zeynep!

Tam ne olduğuna bakacaktım ki aşağıdan çağırıldığımı duydum. Sevim Hanım beni çağırıyordu. Hemen inip baktım, misafirler gidiyordu.

Kerem ortalıklarda görünmüyordu, neredeydi bu çocuk?

Misafirleri uğurladıktan sonra, son olarak evi toparlayıp yatmak üzere odama geçiş yaptım. Odaya girdiğimle şok geçirdim. Kerem Sayer'in odamda ne işi vardı?

Onu geçtim elindeki o şey neydi?

-Kerem?

-Vay be Zeynep, sen gerçekten eziğin tekiymişsin.

-Ne diyosun sen be?

Elindeki şeyi görüş açıma soktuğunda bir kez daha şok geçirdim. Allah kahretsin, nasıl bulmuştu onu?

Elinde ikimizin fotoğrafı vardı. Aslında tüm aile vardı orada ancak ben Kerem'le ben harici kısmı kesip atmıştım. Fotoğrafı da mecburen çektirmiştik zaten. Ben dışarıdan Sayerlerin kuzeni olarak biliniyordum.

Hayat, kıçıma tekmeyi bir kez daha vurmuştu. Anlaşılan Kerem'in diline daha çok düşmüştüm, benimle alay etmekten asla vazgeçmeyecekti artık.

Nasıl bir lanetin içine girmiştim ben?

"Bazı şeyler asla gizli kalmaz, hayatın altın kurallarından en önemlisidir bu."

UMUTWhere stories live. Discover now