🔱《Bölüm 1》🔱

12K 496 241
                                    

kendinibilyeter birlikte~~

Ormana yakın evimizde bir o yana bir bu yana giderken, göğüs kafesim sıkışıyordu. Nasıl yapıcağımı bilmiyordum. Ya söylerken kalp krizi geçirip, karşısında ölürsem! Aman tanrım!
Gözlerimi istemsizce iki kat büyütmüştüm.

"Böyle bakacağına şansını dene ve gidip söyle artık Chanyeol. Sanki ben itiraf edecekmişim gibi heyecanlı hissediyorum."

Her zaman bunu dile getiriyorlardı ve artık üstlerinde bezmiş bir hâl vardı. Çünkü dilimden sevdiğimin ismini düşüremiyordum.

Artık beklemenin saçma olduğunu ve gidip söylesem en fazla reddedileceğimi düşündüm... tamam düşüncesi bile kalbimin acıdan teklemesine yetiyordu fakat bunu yapacaktım.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Umutsuzca ve sıkıntıyla yerimde sallanıyordum. Aynı zamanda da soğuk soğuk terler akıtıyordum.

"Hadi ama sen bir alfa kurtsun. Biraz kendinden emin dur."
Jongin sevgilisinin elini tutup başını omzuna yaslarken konuşmuştu.

Bu görüntü cidden kalbimi sızlatmıştı. Sadece sevdiğim kişiyle onlar gibi olmak istiyordum.

Bir süre daha onlara bakıp kendimi toparladım ve miniğimin yanına doğru ilerledim.
Ona yaktığımda ise omzuna dokunup bakmasını sağladım.

"Baekhyun... biraz konuşabilir miyiz?"

Bana içten bir şekilde gülümsediğinde bende gülümsememe engel olamamıştım.

"Tabiki Chanyeol." Dediğinde onu elinden tutup peşimden sürüklerken buna şaşırmamıştı. Çünkü bunu ona hep yapıyordum zaten.

Ama bu ilk tutuşlarımdan daha heyecan verici, daha da içten içe beni yiyip bitiren, göğsümde bir yerlerin fokur fokur kaynamasına sebep olan bir tutuştu.

Hiçbir şey belli etmemeye çalışarak onu yakınlardaki bir kafeye getirdim.

"Chanyeol? Elimi bırak istersen insanlar yanlış anlayabilir." Dediği şeyle biraz sinirlendiğimi hissetsem de elini daha sıkı kavramıştım.

"Banane. Kim nasıl anlamak istiyorsa öyle anlasın." Diye tercüme etmiştim hislerimi.

Bir masaya oturduğumuzda bana kaşlarını kaldırmış bakıyordu.

"Evet seni dinliyorum Yeolie." Tatlı bir şekilde demesiyle birlikte ellerini ellerimden çekmişti. Ben de derin bir nefes alıp isminin dudaklarımdan çıkmasına izin verdim.

"Baek..."

"Evet?"

"Direk mi söylemeliyim ki?"

Saçma sapan söylediğim şeyle kıkırdadığında o gerilen suratının her bir karışını öpmek istedim o an.

"Pekala... galiba yüzüne karşı söyleme cesaretim yok" onu buraya kadar getirirken her şey çok güzeldi. Fakat şimdi yüzüne bakarken hiçbir şey söyleyemiyor bir türlü odaklanamıyordum.

"Baekhyun... beni bölmeden dinle tamam mı? Yoksa bir daha bu cesareti bulamam kendimde." Başıyla onayladığında devam ettim.

"Bak biliyorum biiiz... uzun süredir arkadaşız. Hatta ilk başlarda didişiyorduk. Ve senden hiç haz etmiyordum." Son dediğime ikimizde gülmüştük.

"Ya evet. Seni çok güzel bir şekilde gömüyordum. Hele Sehun'un da bana destek çıkması seni o kadar sinirlendiriyordu ki..." derken yüzünde ki gülüşü buruk bir gülümsemeye dönüşürken ekledi
"ah o günleri özledim sanırım."
Bende ony neşelendirmek adına konuştum.

"Hadi ordan Sehun'u kurabiyelerin ile kandırıyordun ki hâlâ öyle." Yüzündeki gülüşle dudak büzüp afacan çocuk gibi omuz silkince küçük bir kahkaha atmıştım.

"Ee.. devam etsene koca adam" dirseklerini masaya dayayıp yüzünü avuçları arasına aldığında bu masum görüntüsüne daha da aşık olmuştum.

Kendime gelip içimdeki şeylerin hepsini tek tek söylemeye başladım.

"İşte... bir süre sonra sana daha farklı bakmaya başladım." Masada gezinen uyuşuk bakışları birden ciddiyetle bana döndüğünde derin bir nefes alıp devam ettim.

"Birçok kez düşüncelerimi tarttım. Ne hissettiğimi, ne istediğimi..." derin bir nefes alıp devam ettim.

"Yani ben sana aşık ol-..."

Eliyle dur işareti yaptığında kaşlarımı çatarak ve biraz da hayal kırıklığıyla sesimi alçaltarak sustum.

"Chanyeol... sen neler diyorsun?" Yüzünden belli olan dehşetle söylediğinde yutkundum.

"Bana... hislerimin karşılıklı olduğunu söyle Baekhyun" yorgun bir ifadeyle ona bakarken sözlerimde bir o kadar yorgun çıkmıştı.

Yüzüme şaşkınlıkla bakıyordu. Bense ona beklentiyle baktığıma emindim.

"Chanyeol... sen benim arkadaşımsın-..."

"Baekhyun. Deneyebiliriz ha?"
Sözünü kesip söylerken kafasını hızla iki yana salladı ve kaşlarını çatıp ekledi.

"Chanyeol beni kesmeden dinler misin artık?"
Derin bir nefes verip umutsuzca kafa salladım.

"Chan... seni çok seviyorum. Benim için çok değerlisin. Ama..." dudaklarını ısırırken kafasını eğmiş ve diyeceği şeyleri toparlamaya çalışıyordu.

"Bunu sana ne zamandır söylemek istiyordum... arkadaşım olarak tabi. Ne zaman söylemem gerektiğini bilmiyordum. Ama şimdi doğru zaman herhalde." Gözlerimi yumup diyeceği şeyleri tahmin ederken şimdiden sindirmeye çalışıyordum.

"Chanyeol ben üzgünüm... ama benim zaten sevdiğim biri var..."

O an kalbim taşınamayacak kadar ağırlaşmış ve vücudum kaskatı kesilmişti. Gözlerimin dolduğunu görüşüm bulanıklaşırken bile anlamamıştım.

Bir şey demedim. Sadece varla yok arası bir kere kafa salladım ve olduğum yerden ayrıldım. Kurdum istemsizce içimde boynunu bükerken, içimin öfke ile harmanlandığını hissediyordum. Hayır bu öfkem Baek'e değildi sadece kendimeydi.

Ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim bile yoktu...

***
Bu hikayeyi kendinibilyeter ile yazıyorum

Umarım beğenip severek okuyacağınız bir fic olur.

Bol bol yorum yapıp bize yeni fikirler de katmanız güzel olacaktır
Sizleri seviyoruz💖💕💕💖

Diseased Love || ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin