Helallimsin

5.7K 392 202
                                    

Halsey- Castle ile yazdım güzel uydu.

2 yıl sonra Park Krallığı ~•~

"Efendim bugün okçuluk dersleriniz son bulacak. İki yılda gayet kendinizi geliştirmiş durumdasınız."

Jimin in dudaklarında zafer ile bir gülümseme oluşmuştu. İki yılda çok değişmişti. Sadece o değil herşey çok değişmişti. Yeni bir Park krallığı kurmuş ve savaştan kaçan insanlara ev sahipliği yapmıştı. Kararlılığı ve azmi ile büyüyen krallığı tüm ülkelere ününü salmıştı. Abisi doğumunu sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmiş ve dünyalarca tatlı bir erkek yiğeni olmuştu. Alfası olmadan zor olmuştu ama bebeği tatlılığı ile herkesi hayran bırakan omega bir melezdi. Bu yüzden Jin erken büyümüş ve iki yılda 17 yaşına ulaşmıştı. Melez olduğundan dolayı hala gücü belli değildi.

"Saol Namjoon Hyung. Jin ile aran nasıl?"

Namjoon Wentus krallığı çöküş yaşayınca bir çok insanla buraya gelmiş ve resmen aileden biri olmuştu. Şimdiki sorun ise Jin'in Namjoon dan hoşlanmasıydi. Namjoon ise ona yüz vermiyordu. Jin ise bir keresinde bu duruma sinirlenmiş ve Namjoon u oyuna getirerek odasına kilitleyip bir gün boyunca zavallı adamı aç susuz bırakmıştı.

"Asla pes etmiyor. Geçen gün zorla beni öpmeye çalıştı o küçücük bedeni ile. İttiğimde ise "Bir gün sen beni isteyeceksin ve ben o zaman sana avcunu yalatacağım odun herif!" diyerek bana diklendi."

İkimizde kahkahalara boğulmuşken arakadan gelen sinirli sesler ile ikimizde susmuş ve resmen hazır ola geçmiştik. Jin ve Hoseok önümüzde durduğunda ikimizde korkudan ayaklarımızı götümüze vura vura kaçmayı düşünmedik değil.

"Baba bak duydun mu? Oğlun ile nasılda dalga geçiyorlar. Hadi amcamı zindana kapatalım. Namjoon oppam ilede nikahımı kıyalım. Gerçi bu ona ödül olurdu. Ceza değil."

jin in son cümlesi ile iki omega ve bir alfanın kahkaha sesi yayılmıştı ortama. Jin ise ona gülen kişilere bakıp ilk kes aşağalanmanın verdiği sinir ile bağırmıştı.

"Kesin sesinizi!"

Bağırması ile ortamdaki herkes dut yemiş bülbüle dönmüştü. Herkes şaşkınlıkla jin e bakıyordu. Kontrol etme. jin ne olduğunu anlamamıştı hala. Hoseok hızlıca oğluna sarılırken jin ise şaşkındı hala.

"Neler oluyor? Neden konuşmuyorsunuz? Konuşsanıza!"

Jin in bağırması ile Namjoon söze atılmıştı.

"Jin senin gücün kontrol etme. Aman Tanrım sen insanları istediğin gibi yönetebileceksin."

Jin Namjoon un konuşması ile ilk başta şaşkın şaşkın baksada sonrasında olayı kavramış ve dudaklarında şeytani bir gülüş belirmişti. Namjoon ise ne olduğunu anlayabilecek kadar zeki bir adamdı. Gerçi bir aptal bile ne yapacağını anlayabilirdi. Seokjin gerçekten tehlikeliydi. Jimin tam kafasına vuracakken Jin tahmin etmiş ve onu durdurmuştu.

"Sakın dokunma bana amca. Beş dakika boyunca sakın kıpırdama. Sende baba."

İki omegada dona kalmıştı. Ağızlarını dahi kıpırdatamıyorlardı. Namjoon yavaştan ortamı terk etmeyi planlıyorken Jin fark etmişti.

"Beni takip et Kim Namjoon."

O gün Namjoon ve Seokjinin koyu renk saçları şafağa karşın sarı bir renk almıştı.

Sabah Vakti •_•

"Kim Seok Jin hemen aç şu lanet kapıyı. Yoksa sürekli bana dediğin o ayıya dönüşür ve seni parçalarım."

Jin sabaha karşı utancından Namjoon u odadan atmış ve yattığı yerde tepinmişti. Lanet olsun ki o bir omegaydı ve büyük ihtimalle hamile kalacaktı. Namjoon un onun soy ismini Park yerine Kim diye söylemesine mi mutlu olsa yoksa birazdan bir ayı formunda odasına dalacak olan alfasına mı üzülse bilemiyordu. Kaldığı ikilimden içeri bir ayının girmesi ile çıkmıştı. Gerçekten bir ayıydı. Kahverengi kürkü olan hani. Namjoon insan formuna tekrardan büründüğünde yatakta yatan omegasına bakmıştı.

"Ne yaptın sen Seok Jin! Lanet olsun sana inanamıyorum. Resmen kudurmuşsun sen hırsından. Hamilesin biliyorsun değil mi?"

Namjoon un gereğinden yüksek sesi Seokjini hem korkutmuş hemde üzmüştü. Omega yeni yeni hamileliğin verdiği hisle ağlamaya başlarken hala ona bağıran alfasına bakıyordu. Namjoon ise duyduğu hıçkırık sesi ile bağırmayı kesmiş ve kendine küfür ederek omegasına yaklaşmıştı. Yatağa omegasının yanına oturan alfa omegasını kolları ile sarmış ve saçlarını okşayıp anlına 'Sen benim helallimsin ağlama.' dercesine öpmüştü. Cidden öyle öpmüştü çünkü melez olduğundan duyguları seçebilmişti seokjin.

"Özür di-dilerim. İstemezdim böyle olsun. Engel olamadım hem kendime hem kurduma. İsterdimki aşkın ile yaklaş bana. Büyü ile değ- ğil."

Seokjin son cümlesinden sonra daha fazla ağlamaya başlamıştı. Namjoon ise seokjin in kafasını göğsünden kaldırmış ve hiç tereddüt etmeden dolgun dudaklara minik bir öpücük kondurmuştu. Sonrasında ağlamaktan kızarmış gözlere bakmış ve onlarıda öpmüştü.

"Seok jin kızdığım şey bu değil. Sen çok güzelsin. Güzel olduğun kadar da çok gençsin. Belki şuanda sana yakışıklı gelebilirim ama 10 yıl sonra öyle olmayacak. Sen 27 deyken lanet olsun ki ben 35 imde 40 a merdiven dayamış olacağım."

Seokjin alfanın göğsüne sert bir yumruk geçirmişti.

"Salak herif! Ben seni tipin için mi seviyorum sanki. Ben seni kalbin için seviyorum. Herkese ettiğin yardımların ile herkese güler yüzlülüğün ile lider ruhun ile seni seviyorum. Ona bakarsan tipe baksaydım sana mı bakardım?"

Seokji nin alayla konuşması üzerine alayla tıslamıştı Namjoonda

"O yüzden krallığın yarısı benim ile evlenme hayalleri kuruyor."

"Yolarım Hepsini!"

Yeee! Namjin babada geldi. Umarım beğenmişsinizdir.
Oy ve yorumları unutmayın.

Kore_melodisi şunuda unutmayın garii.💙💙.

Jikokizm_ Bu bölümde senin olsun.🖤
betulsiein Seni unuttum sorry 💜

Kakao talk kullananları en boş sohbetler için bekliyorum ID=Blackdream55

Veliaht Prens - JikookWhere stories live. Discover now