Dağ Evine Gidiş

9.8K 617 474
                                    


"Hoseok Hyung!"

"Jimin!"

İki omegada alfalarından kaçıp birbirine sarılmıştı. Hoseok ise hızlıca Jiminde hasar varmı diye bakıyordu.

"İyi misin? Sana bir şey yapmadı dimi bu barbarlar?"

Hoseokun sözleri ile iki alfada sinirlenmiş ve omegalarını kendine çekmişti.

"Demek adın Jimin. Söyle bakalım alfana jimin. Bu mu senin abin?"

Jimin hızlıca kafasını sallamıştı. Hoseok ise hala korku ile küçük kardeşine bakıyordu. Yoongi artık bu durumdan sıkılmış ve jungkook' a dönmüştü.

"Onları dağ evine götürebiliriz. Orda daha iyi tanırız birbirimizi."

Yoonginin söyledikleri ile Hoseok sinirle bağırdı.

"Biz sizi tanımak istemiyoruz. Biz sizden bizi bırakmanızı istiyoruz."

Hoseokun dedikleri ile Jimin dışında ikiside onu takmamıştı.

"Peki Hyung biz valizleri hazırlayalım sizde hazırlanın. Bir an önce gidelim."

Jungkook un dedikleri ile Hoseok yerinde tepinmiş ve onu dışarı çeken alfanın koluna tırnaklarını geçirmişti. Alfa ise takmayarak odadan çıkıp kapıyı kapatmıştı. Jimin alfa ile tek kalmanın verdiği tedirginlik ile kafasını biraz kaldırmış ve alfaya bakmaya çalışmıştı. Alfa ise ona sanki onu yiyecekmiş gibi bakıyordu.

"Kıyafetlerini sonra hallederiz bir müddet bana küçük gelenlerle idare et daha sonra yardımcılarım halleder.
Şimdi şu üstündeki tozlu kıyafetleri çıkar. Ben sana yeni kıyafet vereyim."

Jungkook arkasına dönmüş ve jimin e olacak bir kaç kıyafet çıkarmıştı. Hava soğuktu ve çetin kış acımıyordu.
Omegalar ise zayıf bedenleri ile hasta olmaya gayet elverişlilerdi. Jungkook arkasına döndüğünde hala ona bakan omegaya sinirle bakmıştı. Üstünü çıkarmak için neyi bekliyordu? Hızla küçüğünün yanına gitmiş ve çenesini tutup sıkmıştı. Diğer eli ise belinde yer edinmişti.

"Sana kıyafetlerini çıkarmanı söylemiştim. Ben dediğimin ikiletilmesinden nefret ederim. Bu yüzden soyun!"

Jungkook' un son cümlesini söylemesi ile zaten ağlamak üzere olan Jimin ağlayarak yavaşça üzerini çıkarmıştı. Bir an bile gözlerini ayırmayan iki kurt sonsuza kadar öyle kalabilirdi. Jimin hızlanarak üstünü çıkarıp jungkook'un verdiklerini giymişti. Jungkook ise daha fazla ağlamaması için ona sarılmış ve devasa şekilde büyük olan yatağa yatırmıştı.

"Çok şey üst üste geldi bugün biliyorum ama uyumayı dene. Uyandığında alfan bir daha seni üzmelerine izin vermeyecek kimsenin."

Dedikten sonra omegasının anlını öpmüştü alfa. Güven vermek istercesine öpmüştü hemde.
Jimin ise yoğun gün ağırlığına dayanamamış ve uykuya teslim olmuştu. Jungkook ise valizleri hazırlamaya başlamıştı.



Yoongi' nin Odası - Jeon Krallığı

Hoseok durmadan Yoongiye sövüyordu. Yoongi ise başkası böyle bir şey yapsa çoktan onu parçalayacağını ve hala nasıl Hoseok'u parçalamadığını düşünüyordu. Sonunda Yoongi valizleri hazırlamış ve ona sövmekte olan Hoseok a kötü bir bakış atmıştı.

"Ya sen azad etsene bizi be adam!
Ne demeye kaçırırsın biz-
Ya sen niye öyle bakıyorsunki şimdi? Niye geliyorsun üstüme? Gelmesene!"

Hoseok hem hızlıca konuşuyor hemde oturduğu yataktan kalkmaya çalışıyordu. Tam yataktan kalkıp kaçacakken yoongi üstüne atlamış ve onu yatağa sabitlemişti.

"Sus iki dakika be adam! Ne çene varmış sendede be omegam!"

Hoseok kaşlarını çatmış ve Yoongini kafasının iki yanında sıkıca tuttuğu bileklerini kurtarmaya çalışmıştı.

"Sen bana geveze mi demek istiyorsun!? Yazıklar olsun sana ya!
Hem kaçır hemde zorla omegamsın de. Yok öyle dü-

Hoseok daha cümlesini -cümlelerini- tamamlayamadan Yoongi dudakları ile onu susturmuştu. Hoseok ise kocaman açtığı gözleri ile önündeki kapalı gôzlere bakmış ve kendine engel olamayarak karşılık vermişti.
Aslında kötü düşünmemek gerekti.
Sonuçta Yoongi yakışıklı, zengin ve tam Hoseok' a göreydi. Hem 25 yaşına gelmişti ve artık kızışma dönemlerini acılı bir şekilde atlatmak zorunda da değildi. Sonunda nefessiz kalan ikili birbirlerinden ayrılmış ve soluklanmaya başlamıştı.

"Demek yakışıklı ve zengin?"

Yoongi' nin alayla söylediklerinden sonra Hoseok kıp kırmızı olmuştu. Demek alfasının gücü zihin okumaktı.
Hoseokta sinirlenerek avcunun içinden dikenler çıkarmış ve Yoonginin koluna batırmıştı. Sonuçta her kurdun kendine özgü bir gücü vardı ve bunları özgürce kullanabilirlerdi. Yoongi acıyan kolunu omegasından kurtarmış ve Hoseok'u sinir etmek için aurasını yaymaya başlamıştı. Hoseok ise hissettiği ateş ile çığlık atmıştı.

"Yapm- ah! Canım yanıyor. Yanıyorum!"

Hoseok'un çığlıkları arasından söylediği sözler ile Yoongi gülmüş ve buna bir son vermişti. Hoseok ise yanmanın verdiği etki ile gözlerini kapatmış bir kaç dakika beklemişti.
Yoongi' nin bu yaptığı kötü bir davranıştı ve canını çok yakmıştı Yoongi fark etmese de. Hoseok kaşlarını çatınca Yoongi yaptığı şeyin yeni yeni ciddiyetine varmış ve Hoseok' a sarılmıştı.

"Üzgünüm bu kadar acıtacağını tahmin etmemiştim."

Hoseok ise sinirle yerinde doğrulmuş ve bağırmıştı.

"Senin yüzünden kızışma dönemime bir kaç dakika sonra gireceğim Yoongi!"

Hoseok'un sinirle bağırmasının ardından Hoseok acı bir çığlık atmıştı. Zamanı gelmişti. Bunu anlayan Yoongi dağ evini biraz erteleyebileceğine karar vererek omegasına yönelmişti. Şuanda yardım dilenircesine gözlerinin içine bakan bir omegası vardı ve ona yardım etmek alfası olarak onun göreviydi.

Selam! Kitapta değişiklik yaptım biraz. Umrarım hoşunuza gitmiştir!🤗😙

kore_melodisi
Unutmayın gençler.☺

Veliaht Prens - JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin