Lost (Day 105)

818 58 181
                                    

Ağrıyan sırtımla beraber yüzümü buruşturdum. Bana sarılan minik bedenle gülümsedim. Yoongi falan değildi,bizim küçük Ma Rin'imizdi.

Onu uyandırmamaya çalışarak koltuğa yatırdım. Üstüne pike örttüm ve merdivenlere yöneldim.

Kravatımı gevşetirken odama yönelmiştim. Yani odamıza.

Benim odamı Ma Rin'e göre dizayn etmiş ve hazırlamıştık. Artık o oda,onundu. Bende Yoongi ile yatacaktım. Eskisi gibi...

Bu gün işe gitmeyecek,Lisa ile buluşacaktım. Tam onun sevdiği ve uyanık olduğu saatlerde uyandığım için kendime teşekkür ediyordum.

Kapıyı yavaşça açtım. Yoongi soğuğu sevdiği için klima açıktı. Sabaha karşı zaten hava soğuk oluyordu.

Dolabı yavaşça açtım ve salaş şeyler çıkardım. Üstümü ve altımı çıkardım. Uyuyor mu diye kontrol etmek için Yoongi'ye döndüğümde bana bakıyordu. Gülümsedim.

Aldığım kıyafetler giydim ve Yoongi'ye doğru ilerledim. Uykulu haliyle minik bir tebessüm sundu.

Ona doğru eğildim. Alnını açtım ve bir öpücük kondurdum.

Yüzündeki gülümseme genişledi. Yanağını okşadıktan sonra gülümsedim ve gitmek için arkamı döndüm. Elimi tuttu.

"Nereye?"

"Lisa'ya. Konuşmaya ihtiyacım var."

"Tamam. Seni bekleyeceğiz."

Benden şüphelenmişti. Gitmemden korktuğu için söylemişti. Anlamak zor değildi.

Odadan çıktım ve kapıyı kapattım.

Mth95:

Geliyorum

ManobanLaLisa:

O K

Aşağı indim. Ma Rin'i kontrol ettikten sonra evden çıktım. Kapıyı kapatmadan önce ayak sesleri gelmişti. Büyük ihtimalle Yoongi kalkmaya karar vermişti. Şaşırtıcı.

Arabaya doğru ilerledim. Kapıyı açtım ve bindim. Lisa ormanlık bir yere gitmişti. Orada kalıyordu.

Arabayı çalıştırdım ve Lisa'nın attığı konuma göre gitmeye başladım. Burayı biliyordum. Ormanla şehrin tam birleşme noktasıydı.

Birkaç dakika sonra konumdaki yere gelmiştim. Bir tane düzgün bina vardı. Diğerleri harabeden başka bir şey değildi.

🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥

"Al kahve."

"O nasıl ikram etmek?"

"Daha önce birine bir şey ikram edemedim. Bilmiyorum. Ama arkadaş değil miyiz işte alınma."

"Alınmadım mal."

Koltuğa uzandım. Lisa da oturduğu tekli koltuktan masaya ayaklarını uzatmıştı.

"Çok yorgunum."

"Hangi anlamda."

"Her anlamda Lisa. İşte yoruluyorum evde yoruluyorum. Zaten yaptığım tek şey bunlar."

Sterliçya [Taegi + Jikook]Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz