First Love (Day 55)

1.1K 74 167
                                    

Taehyung...

Yaptığım yumurtayı tabağa koydum. Kahve makinesinin düğmesine bastım ve ısınmasını bekledim.

Yoongi'ye ona aşık olduğumu itiraf ettiğimden beri iyi hissediyordum. Kabuslarım neredeyse bitmişti.

Bazen Yoongi'nin gittiği ile ilgili rüyalar görüyordum. Ama rüyaların tersi çıkardı,değil mi?

Merdivenlerden gelen adım sesleri Yoongi'nin uyandığını gösteriyordu. Esneyerek o tarafa baktım. Yoongi bir kaç gündür gece geç saatlere kadar çalışıyordu. Ne yaptığını da söylemiyordu piç.

Hazırlanmıştı. Hazırladığım kahveyi termosa koydu ve koltuktan çantasını alıp çıktı. Şirkette neler olduğunu merak ediyordum cidden.

Bitirmiş olduğum tabağı lavaboya bıraktıktan sonra üstümü giyinip evden çıktım. Bu gün bölümler değişecekti. O yüzden ders anlatmayacaktım. Gerçekten çok mutluydum.

Yeni fotoğrafçılar yetiştirmek umrumda değildi. Hiçbir bok anlamıyorlardı ve ukalalıklarıyla beni sinir ediyorlardı.

Yürürken etrafa bakındım. Her yer kırmızı,beyaz ve yeşillerle süslenmişti. Ne oluyordu buralarda?

Taksi çevirdim ve şirketin adresini verdim. Telefonda bakınmaya başladım.

Myg93:

Taehyung

Bu akşam eve gitme

Seni ben alacağım

Kyg95:

Ok

Taksinin durmasıyla parayı uzattım ve indim. Şirketin önü ilk defa bu kadar boştu. 

Neler olduğunu merak ederek içeri girdim. Girdiğim anda önde Suzy,Hoseok ve Jungkook'un olduğu kalabalık beni karşıladı.

"İyiki doğdun TAEHYUNG!"

Wah!? Bu gün 30 Aralık mı? Telefonumun ekranını açtım. Bu gün cidden 30 Aralıktı ve ben yoğunluktan dolayı fark etmemiştim.

"Teşekkür ederim gerek yoktu." Suzy pastayla yanıma geldi. "Gerek vardı. Bu günün doğum günün olduğunu unutmuştun!"

Utançla gülümsedim. Cidden unutmuştum.

Birkaç kişi ile ofise çıktık ve pastayı kestik. Arada telefonuma bakıyordum ama Yoongi hiçbir şey yazmamıştı. Bölümlerin değişim saati geldiğinde hep birlikte ofisten çıktık ve yukarı kata doğru gittik....

☁☁☁☁☁☁☁☁☁☁☁

Bölüm seçmeleri biteli yarım saat olmuştu ama biz hala çıkmamış konuşuyor ve eğleniyorduk. En sonunda saatin farkına vararak kalkmaya karar verdim.

Tam izin isteyecektim ki kapı hiddetle açıldı. Yaklaşık 17-18 yaşında olduğunu düşündüğüm çocuk bir anda saldırdı.

"Hile yaptın değil mi?! Biz kendi emeklerimizle hayallerimizi gerçekleştirmeye çalışalım sen paranla ortalıkta fink at!"

"Ne diyorsun be sen?!" onu uzaklaştırdıkları sırada yakamı düzelttim -şu hareket bana çok havalı geliyor amk- "Dediğin şeyi kulağın duyuyor mu senin? Oradan bakınca zengin gibi mi gözüküyorum aptal velet."

"Yoongi ile yaşadığını herkes biliyor. Neden ve nasıl bilmiyorum ama onun parasını istediğin gibi harcıyorsun,zenginlik taslıyorsun."

Güldüm. Bu ergenler cidden kafayı yemişti. "Ben sana zenginlik taslamayı gösteririm koçum. Biraz zaman ver öyle gör zenginliği."

Sterliçya [Taegi + Jikook]Where stories live. Discover now