Sterliçya [Taegi + Jikook]

Miss Right/Coffee (Day 29)

Taehyung...

Sabah etrafımda ahtapot gibi dolanmış kollar ve bacaklar ile uyandım.

Yoongi cidden garip uyuyordu. Bembeyaz yataktan istemeyerek kalktım. Alarma 1 dakika vardı.

Elime aldım ve Yoongi'nin kulağının yanına koydum.

1 dakika geçtikten sonra Yoongi kulağının yanında bas bas öten sikimsonik alarm sesiyle uyandı. Küfür etmeyi ihmal etmedi tabiki.

"EBENİ SİKEYİM TAEHYUNG NAPIYORSUN?!"

Yoongi yataktan fırladığı gibi yere düşmüştü. Hırsla bana baktı "Sikeceğim seni!"

"Sik bakalım sikebiliyor musun?"

Üstüne atlatım. Bileklerini kavradım ve başının üstünde birleştirdim. Gülerek baktım.

"Altımdayken beni sikemezsin,değil mi Min Yoongi?"

Yutkundu. Gözlerini kaçırdı ve dudaklarını yaladı. "Niye ciddiye aldın ki şimdi. Ben şakasına söylemiştim."

Güldüm. Kesin öyledir şirin şey. "Hadi kahvaltı yapalım." dedim ve onu serbest bıraktım. Onu odada yalnız bıraktığımda derin bir nefes aldığını duydum.

Aşağı indim ve kahvaltı hazırlamaya başladım. Yoongi için kahve koydum ve yanına çikolata iliştirdim.

Kendime hazırladığım kahvaltı tabağını sömürmeye başladım.

1 yeni Mesajınız var!

KmSuzy:

Kahve sözünü unutmadın umarım ;)

KmTaehyung:

Unuturmuyum sence?

Unutmadım tabiki

Her zamanki kahvecide

KmSuzy:

Tamam :)

Bekliyor olacağım

Geç kalma

*Görüldü*

Suzy ile iyi anlaşıyorduk. İyi biriydi. Birlikte Yıldızlarda olmanın keyfini sürüyorduk. Aşırı keyifli değildi aslında.

Şirketin mail hesabına gelen fotoğrafçı isteklerine bakıyorduk. Amatörlere ders veriyorduk. Çaylakların fotoğraflarını inceliyorduk.

Bazen başka şeylerde yapıyorduk. Örneğin Çaylaklara fotoğraf çektirmek. Bu cidden zordu çünkü hepsi farklı anlıyordu.

Kahvaltımı bitirdim ve giyindim. Takım elbise giymek şirkette zorunluymuş. Açıkçası bunu daha çok beğeniyordum.

Yoongi'de giyindikten sonra arabaya bindik. Beni kahveci de bırakmasını rica ettim. Sessiz yolculuğumuz güzeldi. Ta ki Yoongi konuşmaya başlayana kadar.

"Sabah telefonda kiminle mesajlaşıyordun?"

"Şirketten biriyle."

"Hmm demek öyle."

Ters ters baktım. Bu kıskançlıkları beni zorluyordu.