Just One Day (Day 77)

866 62 184
                                    

Telefonu sessize almama rağmen titreşimi kesilmiyordu. Hoseok'a güvenmekle hata yapmamıştım.

Elimdeki tişörtle sıkıca sarıldım ve kokusunu içime çektim.

Onu çok özlemiştim. Hoseok'un dediğine göre eve geçmişti. İlk benim odama uğramış eşyaların yerinde olmadığını görünce sinir krizi geçirmişti.

Düşüncesi bile ağlamama yetiyordu. Onu sevmem,korkumun önüne geçmiyordu. Dinlenmesi gereken yerde beni arıyor,mesaj atıyordu. Aslında direkt buraya gelip beni döveceğini düşünmüştüm ama Hoseok çekmecesine yedek anahtarı koymuştu.

Yoongi'de direkt çekmeceye bakmıştır zaten. Büyük ihtimalle herkesin evine,eskiden kaldığım pansiyona kadar her yere baktırtmıştı.

Şu iki günde onu çok özlemiştim. Bu kadar zor olacağını bilmiyordum.

Titrekçe bir nefes aldım. Yataktan kalktım. Başım dönüyordu. Yemek yemiş miydim? Bilmiyorum. Aşağı indim ve poşetleri boşaltmaya başladım.

Hoseok bana yardımcı oluyordu. Kasabada yaşayan biriyle anlaşmıştı. 2 günde 1 bana yemek getirecekti.

Aslında yapması gerekiyordu ama ben sadece getirmesini istemiştim. 2 gün aynı şeyi yiyemezdim. Yoongi'de öyle yapardı.

Bir şeyler atıştırdıktan sonra tekrar yukarı çıktım. Komodinin üzerinde olan ilacı ağzıma attım ve suyu içtim.

Beni rahatlatıyordu. Kendime zara veriyor olsam bile beni rahatlatıyordu.

Kaç dakika geçmişti bilmiyordum ama tavanda şekiller oluşmaya başlamıştı bile. Başım dönüyordu. Kahkaha attım.

Ne kadar çaresiz olduğumu düşündüm. Sonra aklıma Yoongi'ye giden mesaj geldi. Başımın dönmesi kesilmişti. Şekiller oldukları yerlere geri dönmüştü.

Yoongi'ye mesaj atan kişi siteyi açan kişiydi veya siteleri. Neden bir anda 5 site açılsındı ki.

Yatakta oturur pozisyona geldim. Kalkıp yanına gitmeyi düşündüm. Ama olmazdı. Bu döneklik olurdu ve ben dönek değildim.

Gözümden bir yaş düşmesine izin verdim. Pişmanlıkla saçlarımı yoldum. Kahverengi saçlar teker teker elime düştü. Çığlık attım.

Ben gerizekalıydım.

Yoongi haklıydı.

Ben saftım.

Yoongi haklıydı.

Ben çok aptaldım.

Yoongi haklıydı.

Ben ona inanmamıştım.

Yoongi haklıydı.

Yastıkları fırlattım. Örtüyü çekiştirdim. Pişmanlığın verdiği o his....

Altında ezilmenin verdiği o his...

Ona inanmayarak bir nevi ihanet etmiştim. Ona inanmamıştım. Onlara inanmamıştım. Ben cidden ergen gibiydim.

Gözümden akan yaşları sildim. Yüzümü tırnaklamaya başladım. Aynı zamanda kendime küfür ediyordum. Ayağa kalktım ve yatağın karşısındaki aynada kendime baktım.

Çok acınası bir aptal gibi gözüküyordum. Zaten öyleydim. Sinirle aynaya yumruk attım. Şırıltı sesi parçaların ayağıma düşmesiyle kesiliyordu.

Sterliçya [Taegi + Jikook]Where stories live. Discover now