•7•

9K 545 158
                                    

Telefonun feneriyle yolumu zar zor görebiliyordum. İkide bir bir şeylere takılıp düşüyordum ve yolu bulamıyordum. Kaç kez farklı yollar denememe rağmen bir türlü kaldıkları yeri bulamadım. Onun beni bulmasını umut ettim.

En sonunda pantolonum da yırtılmıştı. Dizimin kanadığını farkettim. Evet, işte bu! Onun beni bulmasını böyle sağlayabilirdim. Sonuçta o bir vampir, kan kokusuna hayır diyebileceğini düşünmüyorum. İçmesini engelleyebilirdi ama eminim merak edip bakacaktı bu kokunun nerden geldiğine.

Dal, taş, etrafımda bütün keskin şeyleri alıp ağacın köşesine oturdum. Pantolonumu iyice yırttım. Yara olan yere dokunamadım o yüzden diğer dizimi kanattım. Sanırım yaranın içinde çok küçük dallar parçacıkları vardı. Umarım buna değer. Çünkü onları çıkarmak canımı çok yakacak.

Yarım saat bekledim. Yaprak bile kımıldamıyordu. Tüm orman uykudaydı. Ve ben burda psikopat gibi kendimi yaralıyıp vampirin kan kokumu alıp gelmesini istiyordum.

Sanırım bu yaralar azdı. Kollarımı da kanattım. Çok fazla kanıyordu. Hem açtım hem susuzdum. Yorgunluktan öldüğümü söylemiyorum bile. Yaralarımdan gittikçe daha fazla kan akıyordu. Başım dönmeye başladı. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Ya burada hayvanlara bir ziyafet olucaktım ya da Taehyung gelip beni kurtaracaktı.
Ve evet, sanırım ölüm uykusuna daldım.

Perdeden sızan güneş yüzünden gözümü açmakta zorlandım. Her yerim ağrıyordu. Bir gölge gelip perdeyi kapattı. Taehyung'du. Dün kalktığım yatakta bugün yine kalkmıştım. Evet beni bulmuş. Ben saçma saçma gülümserken Taehyung:

"Cidden kafayımı yedin sen?! Ormanda yine ne işin vardı? "
"Sadece evime gitmek istedim."
"Seni zaten evine götürdük!"
"Sevmediğim insanlarla dolu olan yere evim diyemem."
"Sanki bizi çok seviyorsun."
"Evet sizi çok seviyorum."
 
Taehyung'un kızgınlığı geçmiş onun yerine şaşkınlığı gelmişti. Ne diyeceğini bilemedi. Sadece baktı. Sanki dokunsam ağlayacaktı. Onu böyle görmek garipti. Kahkaha atarak:

"Beni kurtardığın için teşekkür ederim."
"Seni ben kurtarmadım."
"Bu kadar mütevazi olmak zorunda değilsiniz Bay Taehyung."
"Seni ben değil, 2 gün önce bulduğun o zombi çocuk senin yerini buldu ve ağlayarak bana geldi. Eğer bulmasıydı ölecektin. Şimdi şöyle bana kim yaptı sana bunu?"
"Birinci olarak o çocuğa teşekkür etmem lazım, hayatımı kurtamış. İkinci olarak kimse bana bir şey yapmadı."
"Kimse bir şey yapmadığı için mi tüm gece senin yaralarınla uğraştım? "
"Teşekkür ederim."
"Kim yaptı?"
"Kimse kim ne yapacaksın ki?"
"Onu öldüreceğim!"
"Neden ki? Seninle bir ilgisi yok."

Sustu. Sadece baktı ve gitti.

Odadan çıktım. Koridorun ışığı açıktı, şaşırmıştım. Çünkü hem hava aydınlıktı hem de Taehyung'a o gün zorla açtırmıştım ışığı. Yanına gittim. Bana yine kahvaltı hazırlamıştı. Teşekkür ettim ve yemeye başladım. Çaprazıma oturdu ve bana dik dik baktı. Açıkcası boğazımda kaldı. Cidden Taehyung garip bir etki bırakıyorudu.

Yemeğimi yedikten sonra ışıkların neden açık olduğunu sordum. O ise:

"Sen karanlıktan korkuyorsun."

Ne diyeceğimi bilemedim. Kızardım, sadece hızlı kalp atışlarımı duymamasını umuyordum.

Ona aşık oluyor olamam değil mi? Ah hayır. Lütfen ona aşık olmamalıyım. Yoksa canım yanabilir, acı çeken ben olabilirim.

Dışardan bağırış sesi geldi. Taehyung'la hemen dışarı çıktık. İkimizin ağzından da sessizce küfür çıktı. Bir sen eksiktin Joon Seo.

Vampir | KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin