BÖLÜM 17

904 144 136
                                    

Yatağında dönüp durduğu süre boyunca asla dinmeyen gözyaşlarının tetiklediği hıçkırıkların boğazından çıkmaması için büyük bir çaba harcıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yatağında dönüp durduğu süre boyunca asla dinmeyen gözyaşlarının tetiklediği hıçkırıkların boğazından çıkmaması için büyük bir çaba harcıyordu.

Zaman geçtikte azalmak yerine daha da artan gözyaşları artık takatini kesmiş, ışıldamaya başlayan gökyüzüne inat göz kapakları bir aşağı bir yukarı açılıp kapanırken sonunda dayanamayıp kendini uykuya ve kasvetli ruhunun derinliklerinden kopup gelen o tehlikeli kabuslara teslim etmişti.

*

Leyla göreceğini görmüş, Mert'in Ali'yi evire çevire dövmesinin hazzı bir yana, fark edilebileceğinin korkusuyla eski ve terk edilmiş harabe haldeki bir evin çürük merdivenlerini korumaya alan iki duvar arasındaki bir köşeye iyice sinmişti. Sadece sesleri duymakla yetinmeye çalışıyorsa da doğrusu artık pek konuşma işitilmiyor sadece yumruk veyahut tekme olduğunu tahmin ettiği sesler çalınıyordu kulağına. Bir de dayakzedenin boğuk ve acı çeken inlemeleri.

Sert, tehditkâr ve sanki yerdeki asfaltı dahi tekmeliyormuşçasına hiddetli bir şekilde kendisine yaklaştığını duyduğu adımlar ile yerinde kaskatı kesildi. Gözleri korkudan kocaman açılmış, eli herhangi bir ses çıkarmamayı garanti etmek istercesine ağzını sıkı sıkıya kapatmıştı. Neyse ki adımlar kendisini teğet geçerek bir başka sokağa doğru yönelmiş, kısa bir süre sonra da duyulan acı bir tekerlek sesinin ardından sokak yine ürpertici sessizliğine kavuşmuştu.

Leyla, büzüldüğü ve korkudan ufacık kaldığı yerden büyük bir temkinle doğrulup, sıkıştığı aralıktan çıkmadan önce sokağa başını uzatıp etrafı şöyle bir kolaçan etti. Bu saatte pek kimselerin dolaşmaya cesaret edemeyeceği yerlerdi buralar. Leyla da kendinden beklenmeyecek bir cesaret örneği göstererek neredeyse bir saat önce Azrail'i olabilecek insan müsveddesinin yanına ağır adımlarla ilerlemeye başladı.

Bulunduğu küçük sokağın köşesinde, az evvel atılan dayağı zevkle izlediği noktadaydı. Bir süre kesik nefesler alıp vererek ve arada sırada öksürerek yerinde kıvranmakta olan Ali'yi izledi. Onu izlerken bir yandan da etrafında herhangi bir hareketlilik olup olmadığına bakmak için çevresine göz gezdiriyordu. Aslında bu bekleyiş, aklından geçen düşüncelerin kaynağına ulaşma çabasındandı. Etrafını kolaçan etme seansında gözleri bir noktaya takılı kalmış, beyni gelip giden düşüncelerin karmaşasından düzlüğe çıkabilmek adına harıl harıl çalışıyordu.

Yönelmeyi düşündüğü tarafa doğru harekete geçmeden evvel yolun sağ ve soluna bakıp bir hayalet sessizliği ile karşı sokakta gördüğü eski püskü arabaya doğru ilerlemeye başladı. Arabanın etrafında kısa bir tur attıktan sonra hırkasının kolunu iyice çekerek elini gizleyip, dikkatlice arabanın açık olup olmadığını kontrol etti. Kapısı açılırken araba eskiliğinden şikayet ediyor gibi gürültülü bir tıkırtı çıkardı. Çıkan sesten ürken Leyla, yine etrafına göz atmadan edemedi.

Ali bu tıkırtıyı duymuş olacak ki birileri duyar da gelir düşüncesiyle daha yüksek bir sesle inlemeye devam etti. Leyla, açtığı kapıdan içeri kafasını uzatıp arabanın içine bir göz attı. Eski püskü, yer yer yırtılmış, demode bir döşemelik kumaş ile kaplanmış araba koltuklarının üzerinde hiçbir şey yoktu. Aslında araba tamamıyla boş ve terk edilmiş gibiydi. Leyla aklına gelen bir düşünceyle şoför koltuğunun solunda kalan bagaj kolunu çekip, arabanın kapısını daha sessizce kapatmaya dikkat ederek arkaya doğru yöneldi. Yine ellerini kapalı tutmaya gayret ederek araladığı bagajdan pek umudu yoktu. Aslında tam olarak ne aradığını kendisi de bilmiyordu fakat ne yapacağı kafasında neredeyse netleşmişti.

LUSİD 💫Where stories live. Discover now