BÖLÜM 4

3.1K 295 298
                                    

Her şeyin başladığı o zifiri karanlık caddede nefes nefese koştuğu rüyalardan birini görüyordu yine

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her şeyin başladığı o zifiri karanlık caddede nefes nefese koştuğu rüyalardan birini görüyordu yine. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi bir hızla, korkuyla çarpıyordu. Ne tarafa gitmesi gerektiği hakkında küçücük bir fikri bile yoktu. O an tek isteği oradan hızla uzaklaşmaktı.

"Sahiden, ben neden ya da kimden kaçıyorum?" diye düşündü duraksamadan koşmaya devam ederken. Rüyada olduğunu biliyordu fakat her zaman hüzünle, bazen de ağlayarak ağır ağır yürüdüğünü gördüğü caddeden şu an hızla kaçmaya çalışıyordu. Arkasından koşma ve arabaların tekerlek seslerini de duyuyordu ama arkasına dönüp bakmaktan deli gibi korkuyordu.

O anda bir şeyin daha ayırdına vardı. Temposunu hiç düşürmeden, vahşi bir hayvan kadar hızlı koşabiliyordu. Deli gibi çarpan kalbine tezatla vücudunda en ufak bir yorgunluk ya da ağrı hissetmiyordu. "Rüya bu," dedi kendi kendine, "Her şey olabiliyor demek ki."

Hızına rağmen arkasından ona yetişip atkuyruğunu hiddetle tutan ve kendisini duvara çarpan elden kaçamamıştı. Yanağı sert bir şekilde pütürlü ve boyasız duvara çarptığında acıyla inledi.

"Ne istiyorsun? Bırak!"
Yüzünü göremediği kişinin bir erkek olduğunu gücünden ve kaba tutuşundan tahmin etmişti. Sert, alaycı ve öfkeli sesini duyduğunda ise bundan tamamen emin oldu.

"Ne mi istiyorum?"
Alaylı gülüşü Leyla için itici ve hatta tiksindiriciydi o an.

"Kızım korkudan beynin uçtu galiba senin."

Leyla, rüyada olduğunu bilmesine rağmen adamın sesini geçmişiyle bağdaştırıp hatırlamaya çalışıyordu. Bunun için çok uğraşmasına gerek yoktu elbette. Her daim rüyalarında kendisini, Mert'i, polisleri ve ölen insanları gördüğü için ayrıntılar beyninde epey gerilerde kalmıştı. Az bir düşünmenin ardından da hala yüzünü göremediği adamın kim olduğunu hatırlamıştı. Ama neden kaçıyordu? İşte bunu kendisi de bilmiyordu. İğrenç ve karanlık işlerin döndüğü bu uzun caddede sadece mecbur bırakıldığı görevini yapıyor olmalıydı.

"Yapmak istemiyorum. Lütfen bırakın beni!" diye ağlayarak başladı konuşmasına yine de. Düşüncelerinin ve ağzından çıkanların kontrolü farklı ellerdeydi sanki.

"Ne demek istemiyorum ulan! Yürek mi yiyip geldin? Ne değişti bir günde?"

Adam kafasını tekrar duvara vurduğu kızın canını yakıp korkutmaya çalışıyordu fakat amacı kalıcı bir hasar vermek değildi. Hareketlerinin şiddet seviyesini buna göre ayarlayabilecek kadar eğitimliydi. Buna rağmen bir gün arayla kızın konuşmalarındaki farklılık kendi elinin ayarını sorgulatmıştı ona.

LUSİD 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin