BÖLÜM 16

912 139 109
                                    

Sokak lambasından başka hiçbir ışık kaynağının bulunmadığı karanlık odasında yalnızlığın ürpertici soğukluğunu kendine yaren edinmiş, bir uçtan diğer uca kaçıncı kez yürüyordu; kendisi de bilmiyordu

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

Sokak lambasından başka hiçbir ışık kaynağının bulunmadığı karanlık odasında yalnızlığın ürpertici soğukluğunu kendine yaren edinmiş, bir uçtan diğer uca kaçıncı kez yürüyordu; kendisi de bilmiyordu. Mert'in ne yapmaya çalıştığına hala vakıf olamamış olmasının sıkıntısı boğazını sıkıyor, nefes almasını engelliyordu sanki.

"Bir çıkar yol bulmalısın Leyla!"

Dudaklarından çıkan fısıltının kendisinin bile duyamayacağı kadar kısık bir tonu vardı. Ayrıntıların ciddiyetinden olsa gerek, rüyasından gözünün önüne gelen her bir parça tüylerini ürpertiyordu.

"Mert neden Ankara'daki yaşamından hiç söz etmedi bugüne dek?" diye düşündü. "Ayrıca Ali ile ne gibi bir bağlantısı var ki?"

"Boşta bırakacağımı mı sandın seni ha?"

Bu sözden Leyla'nın anladığı, Mert'in Ali'yi bir sebepten gözlem altında tuttuğuydu. Leyla kocasının böyle olaylara olan tepkilerini iyi bilirdi ama düşününce kendisi de her zaman insanlara zarar veren bu tür maddelerden nefret etmişti. Mert de kendisi gibi bir şeyleri yapmaya mecbur mu kalmıştı acaba?

"Sana güveneceğime gerçekten inandın mı?"

"Off, neden güvenmen ya da güvenmemen gerekiyordu Mert, bir anlasam!"

"Senden korkusuna sesini çıkaramasaydı ne yapacaktın kıza, alçak herif!"

Rüya olmasına rağmen Ali'nin dokunuşları gerçek gibiydi ve izlerini hala vücudunda hissediyordu. O tiksindirici alkol, sigara ve daha bilmediği belki birçok maddeyle karışmış nefesinin kokusu hala burnunda, yapışkan hissi ise boynunda duruyordu. Sanki olay daha beş dakika önce yaşanmış gibiydi.

"Beni tanımıyordun bile ne için korumaya çalıştın ki?"

Gördüğü kâbusun etkisinden olsa gerek, iyice kabarmış ve dağılmış, endişeden dipleri nemlenmiş, kumral, hafif dalgalı saçlarının, boynuna yapışan kısımlarını umursamadan tepesinde toplayıp, yatmadan önce komodinin üzerine bırakmış olduğu lastik tokayla öylesine tutturdu. Rüzgâr pencereden estikçe nemli boynuna vuran esinti içini ürpertmişti. Gelen ürperti tüm vücudunu titretirken, aklına gelen fikrin ela gözlerini parlatmasının önündeki tek engel, yıllardır orayı mesken tutmuş olan hüzündü.

Ağır ve sessiz adımlarını çalışma odasına doğru yönlendirdi. Ses çıkarmamalıydı çünkü evde ne olursa olsun Mert'in kulağına gideceğini biliyordu artık. Mert'in tutumu ve Hatice Hanım'ın da çekinmeden uyduğu bu durum, Leyla'nın hayat görüşüyle taban tabana zıttı. Amma velakin şu an için yapabileceği hiçbir şey yoktu. Ruhsal durumu pozitif yönde tamamen gelişinceye ve Mert'le ilgili açmazlar her ayrıntısıyla çözülene dek bu duruma katlanacaktı. Hayatının iplerini ellerinde tutan olaylar ya da kişiler fark etmeksizin, her şeyi bir bir çözene dek her hareketine dikkat edecek ve kimseyi şüphelendirmeyecekti.

LUSİD 💫Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora