BÖLÜM 2

4.6K 367 355
                                    

"ANKARA'DA SAHTE UYUŞTURUCU OPERASYONU"

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

"ANKARA'DA SAHTE UYUŞTURUCU OPERASYONU"

Haber çoktan bitmişti fakat Leyla boş boş televizyona bakmaya devam ediyordu. Bu süre zarfında garson masayı hazırlamıştı. Uzaktan masayı gören Mert, kızını alıp Leyla'ya doğru ilerlemeye başladı. Masanın yanına geldiklerinde ise Leyla'da bir gariplik olduğunu sezdiği için önce onun baktığı tarafa baktı. Televizyonda saçma bir konuda röportaj yapan muhabir vardı sadece. Dalmış olabileceğini düşünüp usulca omzuna elini koydu.

"Biz geldik."

Yumuşak bir dokunuş ve neşeli çıkması için uğraştığı ilgili ses tonu o an için Leyla'ya oldukça ürkütücü gelmişti. Korkuyla yerinden sıçradığında elinin altındaki su bardağı büyük bir gürültüyle yere düşmüş, oradaki herkesin dikkatini kendilerine çekmişti. Çevresinde kendini merakla süzen gözlerle birlikte daha da endişelenmeye başlayan Leyla, ellerinin daha da titremesine engel olamıyordu.

Mert ne olduğunu anlamadığından Leyla'nın bu hallerine bir yandan sinirleniyor, bir yandan da çok üzülüyordu. Onun düzelmek için yalnızlığa ihtiyacı olduğunu bildiğinden masadaki eşyalarını toparladı. Bir koluna karısını aldığında diğer eliyle de Zeynep'in elini kavradı. Masanın yanından ayrılırken elini çekiştiren kızını dahi güçlükle fark edebildi.

"Acıktım ben," dedi kızı. Ne olduğunu anlayamadığından o da biraz huysuzlaşmıştı. Mert masadaki böreğin bir tanesini peçeteye sarıp kızının eline tutuşturdu ve hızla oradan uzaklaştılar. Kaçan keyifleri yüzünden hiçbir şey konuşmadan ve hiç durmadan hızla evlerine ulaştılar.

Evlerinin önüne geldiklerinde kocası daha arabayı park etmeden kendini arabadan dışarı atan Leyla, eve doğru koşar adım ilerledi. Eve girdiği gibi kendisini odasına kilitlediğinde günün pazar olduğuna şükretti. Yoksa bu ruh haliyle Zeynep'i de üzmekten çok korkuyordu.

Mert hiçbir şey söylemeden kaçar gibi giden karısının arkasından öfke ve hüzün karışımı hisleriyle bakıyordu. Bugüne kadar her zaman ona destek olmaya çalışmış, hiçbir şey paylaşmamasına rağmen elinden geldiğince yanında olmuştu. Şimdi karısının ardından bakarken aynı zamanda kendi başarısızlığına da üzülüyordu.

Arkadaki çocuk koltuğundan kızının memnuniyetsiz sesini duyduğunda düşüncelerinden hızla uzaklaştı.

"Ya, daha yeni çıkmıştık, hiç eğlenemedik ki!"

Bu çatışmaları şu ana kadar Zeynep'ten uzak tutmayı başarmışlardı. Mert'in de, Leyla'nın da kırmızı çizgisiydi bu. Bozamazlardı.

Kızının asık suratına dayanamayan Mert, ona bir açıklama yapma mecburiyetinde olduğunu biliyordu.

"Annenin kalabalıkta biraz başı ağrımış, o evde dinlensin. Biz de seninle gezmeye gidelim olur mu?"

LUSİD 💫Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt