BÖLÜM 10

1K 166 166
                                    

Caddeyi dikkat çekmeden ama yine de kendine has bir hızla terk eden Mert'in ardından ağzı bir karış açık kalmış bir şekilde baka kalan Leyla, titreyen elini, ayağını zaptedemiyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Caddeyi dikkat çekmeden ama yine de kendine has bir hızla terk eden Mert'in ardından ağzı bir karış açık kalmış bir şekilde baka kalan Leyla, titreyen elini, ayağını zaptedemiyordu. Kendini tutunarak da olsa bir kenara atıp oturduğunda avuçlarıyla yüzünü sertçe ovaladı. Bir an önce kendine gelmek istiyordu. Kendine gelmek ve olan biteni anlamlandırabileceği bir şeyler öğrenmek...

Vücudunda hareket edebilecek kadar bir güç hisseder hissetmez ayaklandı. Başına gelen öyle lanet bir olaydı ki neye ya da kime nasıl bir tepki göstereceğini bilmiyordu. Daha da saçması gördükleri gerçekliği tartışmalı bir bilinç düzeyinde gerçekleşiyordu. Şimdi uyanıp Mert'i karşısında görse hesap mı sorabilirdi?

"Of! Ne yapacağım ya!"

Kendi haline hem ağlayıp hem de siniri bozulmuş bir şekilde gülerek ilerlediği caddede birden kolunun tutulmasıyla durmak zorunda kaldı.

"Yalnız mısın? Bana gidelim mi?"

Korkuyla, sarhoş olduğu her halinden belli olan adamı kızdırmadan, elinden kurtulabileceği bir cevap arıyordu.

"Yalnız değilim, sevgilim burada, geliyor hemen, bırakır mısınız?"

"Bu saatte burada seni yalnız bırakan nasıl bir sevgiliymiş, bekleyelim de görelim bakalım."

Yüzündeki pis sırıtması, 'Ben buraların kurduyum kızım, sen kime ne anlatıyorsun,' diye bas bas bağırıyordu. Elbette geri adım atacak değildi.

"Neden yalan söyleyeyim? Doğru söylüyorum. Bırak kolumu."

"Pek inanasım gelmedi ama doğruysa da kadınını burada bir mekâna getirmiş adamla anlaşmak pek zor olmaz."

"Ne diyorsun sen? İstemiyorum bıraksana!"

"Fatih!"

Yükselen ses ikisine de ait değildi. Leyla nereden geldiğini anlamadığı ama aşinası olduğu sesi herhangi başka bir yerde duysa ardına bakmadan kaçardı. Fakat şuan bir akrabasını görmüş kadar büyük bir sevinç içindeydi.

"Buyur Ali Abi."

"Oğlum, istemeyen kızı zorlayacak kadar düşmüş müydün sen?"

"Abi..."

"Kes Fatih, uza hadi."

"Tamam abi."

Ali'ye saygılı bir şekilde başını eğdikten sonra tekrar Leyla'ya döndü:
"Affedersin yenge, Ali abimle olduğunu deseydin ya. İyi geceler."

Söylenen şeyin palavrası bile Leyla'nın midesini bulandırmıştı ama şuan imdadına yetişen adam kendisini bir posta daha dövse dahi sesini çıkarmazdı. Öyle minnettar hissediyordu.

LUSİD 💫Where stories live. Discover now