dağılış

168 19 101
                                    

Kulaklığımı kulağımdan çıkarıp cebime sokuştururken içimde gereksiz bir mutluluk vardı.

Mathilda bahçenin diğer ucundan beni görüp hızlıca yanıma adımladı. "Günaydın sürtük." diyerek bana sarıldığında yüzündeki o şapşal gülümsemeden onun da içinde gereksiz bir mutluluk olduğunu anladım. Sırıtarak ona karşılık verirken sırtımıza bir ağırlık atladı. Başımı döndürdüğümde bunun salak Blaire olduğunu anladım. Gülüyordu.

Onun ardından Carlson ve Rain de geldi. Hepimiz sarıldık ve sebepsiz yere güldük. Rain omuzundaki çantasının ipini düzeltirken "Şu çocuklarla grup işine bakmalıyız." dedi. O bunu der demez hepimizin kafası Blaire'e döndü. Ona adımızı habersizce beraber yazdırdığı için kızma vaktimiz olmamıştı. Ellerini havaya kaldırıp "Özür dilerim!" diye bağırdı.

Mathilda ellerini beline koyup "Onlarla ödev yapacak olmamızın tek sebebi sensin. Sonra mızmızlanma neden onlarla ödev yapıyoruz? diye." dedi. Hah! Sanki onlarla ödev yapmaktan çok rahatsızdı.

Kızlar kendi aralarında bunun konuşmasına giriştiğinde ben her zaman olduğu gibi yine ortamdan soyutlanmıştım. Aklım doluydu. Calum'u kenara bıraktığımda bir de Mathilda ve Zayn vardı. Onların sırrına ortaktım ama haberleri yoktu. Kendimi bunu kızlardan sakladığım için suçlu hissediyordum. Tamam, herkes her şeyini söylemek zorunda değildi. Ama sevgili meselesi arkadaşlar tarafından bilinmesi gereken bir şeydi. Sonuçta biz en yakın arkadaşlardık.

Ya da öyle miydik?

***

bilinmeyen numara: hey thomas

bilinmeyen numara: nasıl gidiyor?

calum: iyi

calum: ders programımı değiştiriyordum, öğrenci işlerinden çıktım şimdi

calum: sen ne yapıyorsun?

Gerginlikle dudağımı ısırdım. Benimle ortak dersi aldığında bunun rastlandı olduğunu düşünmüştüm. Çünkü öğrenci işleri şu sıralar çoğu kişinin ders programında değişiklikler yapmıştı. Ama Calum programını kendi değiştirmişti. Ayrıca bugün de değiştirmeye devam etmişti. Belki de benimle daha çok ortak ders almıştır? Belki de ben olduğumu anlamıştır? Bu işi bırakmalıydım, artık yazmayı kesmeliydim. Devam ettikçe daha da rezil oluyordum. Yine de parmaklarımı klavyede gezdirmekten kendimi alıkoyamadım.

bilinmeyen numara: seninle konuşuyorum

calum: tabii ki nerede olduğunu ve ne yaptığını söylemeyeceksin

bilinmeyen numara: tabii ki söylemeyeceğim

görüldü 12.10

İşin aslı kulüp katındaydım. Okul kulüpleri bir koridorda sıralanmıştı. Şu an herkes öğle yemeğinde olduğu için kat bomboştu. Ben de gazetecilik kulübünün odasından Rain'in kağıtlarını getirecektim. Yemekhaneye gelirken mesaj atıp benden kulüp odasına uğrayıp almamı rica etmişti.

Kulüp odası kilitli değildi, içeri girip etrafa kısa bir göz atışımdan sonra masanın üzerinde kağıtlar gözüme çarpmıştı. Alıp çıkmaya hazırlanırken kulüp odasının cam duvarlarından koridorda durup bana bakan Zayn ile göz göze geldim. Acaba Mathilda ile burada mı takılıyorlardı? Sonuçta öğle aralarında hep boştu.

Gerginlik vücudumu doldurduğunda sakince bir nefes alıp kapıyı kapattım. Yanından geçip gidecektim ki karşıma geçti. Zaten dar olan koridorda, şimdi iyice birbirimize yakındık.

Zoraki bir gülümsemeyle "Bir sorun mu var Zayn?" diye sordum. Ruh hastası cevap vermeyip sadece yüzüme bakmaya devam etti. Kollarımı göğsümde kavuşturup gerginliğimi belli etmemeye çalışarak tekrar konuştum. "Ödev içinse, başlayacağız bir ara. Merak etmeyin." derken Zayn'in yüzünde bir sırıtış belirmişti.

im your girlfriend Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin