Bölüm 15 Beyaz Gül

21 1 0
                                    

Çalmaya başlayan telefonumla uyandım. Hastaneden acil çağırıyorlardı. Gitmek istemesem de uykulu gözlerimi ovuşturarak yurttan çıktım. Sabah birlikte kahvaltı yapmak istediğim üyeleri uyurken terk ettim. Hastaneye vardığımda hastayı çoktan anjio odasına almışlar beni bekliyorlardı. Yolda aceleyle içtiğim kahve sayesinden uykumu açmıştım ve işte hayat kurtarma sevdamla masanın başında damara girmek için hazırlanıyordum. 

Sabah erkenden uyanıp salona koşturmamın sebebi akşam Eslem'i orada uyurken bırakmamdı. Ama indiğimde kimse yoktu. Boş yere heveslenmiştim. Bu kadar erken neden gitti ki? Telefonu elime aldım ve aramaya başladım. Açan yoktu. Xiumin'in seslenmesiyle mutfağa ona yardıma gittim. O da Eslem'i soruyordu:

"Eslem çıkmış mı sabahın köründe?"

"Görünüşe bakılırsa evet. Hiç duymadım da çıktığını. Kaçta gitti acaba?"

Chen: Ben 4 gibi su içmeye geldiğimde yoktu. Gece gitti galiba.

Baekhyun: Hastanede bir sorun mu çıktı acaba?

Tekrar aramaya başladığında diğer üyeler de yavaş yavaş mutfakta toplaşmaya başlamışlardı. Telefonun diğer ucunda yabancı bir ses duyulunca Baekhyun etraftakilere sessiz olmasını söyledi.

"Eslem hanımın telefonu. Neden aramıştınız?"

"Kendisi nerede acaba?"

"Şu an toplantıda. Acil bir şey yoksa çıktığında aradığınızı haber veririm."

Baekhyun teşekkür edip telefonu kapattı. Kahvaltıyı onunla yapmak istiyordu ama o çoktan gitmişti. Yüzünün düştüğünü gören Suho yanına gelip saçlarını karıştırdı:

"Birileri sevdiceğini göremedi diye üzüldü mü?"

"Aaaah hyung. Yapma lütfen."

"Ben senin üzülmene kıyamam ama." diyerek yaramazca gülümsedi Suho. Onun bu anlamlı bakışları Baekhyun'un merağını uyandırmıştı. Gözlerini kocaman açarak Suho'ya baktı:

"Bu bakışlarının altından güzel bir şeyler gelecek gibi duruyor. Meraklanmalı mıyım?"

"Evet." diyip tekrar sırıttı Suho. Bu hallerini gören herkes merakla başında toplaştı ve neler söyleyeceğini beklemeye başladılar. Suho aynı sırıtışla devam etti:

"Aldığım duyumlara göre bu sıralar kampa gitmemiz gidecek. Hani şu keyfimizce eğlendiğimiz ve nereye gideceğimizi kimsenin bilmediği kamplardan. Bir hafta süremiz olacak. Güzelce dinlenmemiz için tüm ayarlamalar şirketimiz tarafından. Ben de düşündüm ki..."

Lafını bitirmeyip Baekhyun'a bakarak tekrar sırıtmaya başladı. 

Kai: Eee hyung en heyecanlı yerde kesme lütfen şu laflarını.

Sehun: Yok öyle yapmazsa zevk alamaz bizim biricik liderimiz. 

En sonunda dayanamayıp tekrar konuşmaya devam etti Suho: 

"İşte ben de düşündüm ki keyfimizce eğlenirken hasta da olabiliriz bu yüzden de dedim ki acaba yanımızda bir de doktor mu götürsek?"

Baekhyun bu lafların üzerine sevinçle Suho'nun  sırtına atladı.

Chanyeol: Bizim süper lider hyungumuz çöpçatanlık da mı yaparmış kkkkk

DO: Gerçi çöpçatanlık yapılmalık aşamayı geçmiş gibiydiler ama neyse.

Herkes  gülüşmelerle kahvaltısını yapmış tekrar pratiğe başlamışlardı. Madem tatile gideceklerdi hak etmeliydiler. 

Hastanedeki işler biraz olsun hafiflemişken bulduğum boşluğu kahvaltı yaparak doldurmaya karar verdim ve kafeteryaya gittim. Tam tostumu yemeye başlamıştım ki masama Ömer oturdu ve her zamanki alaycı sırıtışıyla bana bakmaya başladı:

benim hikayeWhere stories live. Discover now