Bölüm 10 Misafir

22 1 0
                                    

Kapıyı tutmuş içeri geçmem için beni bekliyordu. Onun en özel alanına girecektim. Küçük bir çocukken lunaparka gittiğimde böyle heyecanlanırdım. Şu an niye böyleydim bilmiyorum. Kendi halime güldüm ve yavaşça içeri girdim. Merakla içeriye göz gezdirdim. Sade ve düzenliydi. Televizyonun karşısında büyük bir köşe koltuk ve cam kenarında iki tane tekli koltuk vardı. Mutfak da salonla birlikteydi ve çok da büyük olmayan bir tezgahtan ibaretti. Tv ünitesinin önünde duran oyun konsolları dikkatimi çekmişti. Oyun oynamayı seven birine benzemiyordu. Biraz daha içeriye doğru yürüdüm ve duvarda asılı olan puzzle'a hayranlıkla baktım. 1500 parçadan oluşan tamamlanmış bir puzzle görmek çok da alışık olduğum bir durum değildi. Bir yemek masası ve etrafında 4 tane sandalye vardı. Tek başına yaşadığı için çok da fazla eşyaya ihtiyaç duymamıştı anlaşılan. Evin diğer bölümlerini de merak etmiş olsam da şimdilik o kadar aşırıya kaçmak istemedim ve koltuğa oturdum. Gözlerim hala karşımdaki oyun konsollarındaydı. Acaba ne tür oyunlar oynuyordu? Buzdolabının yanına gitti ve kapağı açtı. Tatlı tepsisini çıkarttı ve kestiği dilimleri özenle tabağa yerleştirdi. Çekmeceden aldığı çatalı da yanına koyup tabakları eline aldı ve koltuğa geldi. Gülümseyerek tabağı bana uzattı ve "Çay mı kahve mi?" diye bir soru yöneltti. Kahve istediğimi söyleyip tatlıdan bir yudum aldım. Bu kadar lezzetli olacağını tahmin bile edememiştim. Tek kelimeyle mükemmeldi.

Eslem kahveyi hazırlamak için tekrar tezgahın başına döndü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eslem kahveyi hazırlamak için tekrar tezgahın başına döndü. Baekhyun bu sırada tatlısını yemeye çoktan başlamıştı. Isınan suyu bardaklara koyup karıştırdı ve tekrar koltuğa geri döndü. Gördüğü manzara karşısında önce şaşırmış sonra da yanağındaki çukur fazlasıyla belirginleşene kadar gülümsemişti. İki tabaktaki tatlı da bitmiş ve Baekhyun ona elindeki boş tabakla şirin bir şekilde bakmaya başlamıştı.

"Şeeeyyy... Benim galiba biraz fazla hoşuma gitmiş olabilir. Acaba varsa bir tabak daha alabilir miyim?"

"Tabiki. Hemen getiriyorum." diyerek boş tabağı elinden aldım. Yenisi koymak için tepsiyi dolaptan tekrar çıkarttığımda Baekhyun da mutfağa gelmiş ve sandalyeye oturup elindeki çatalla beklemeye başlamıştı. Onun bu hali annesinden yemek bekleyen küçük bir aç çocuğu andırıyordu. Yemekte fazlasıyla yemiş, az önce arabada üstüne ramen yemiş ve şimdi de iştahla tatlı yemeye devam ediyordu. Bu kadar fazla yiyen biri olduğunu bilmiyordum. Tam tepsiden bir dilim daha tatlı alacakken Baekhyun heyecanla tepsiyi elimden kaptı ve tepsiden yemeye başladı. Sonra gülerek elindeki diğer çatalı da bana uzattı ve oturmam için yanındaki sandalyeyi çekti. Çatalı aldım ve yanına oturdum. bütün tatlıyı saniyeler içinde bitirmiştik. Kahveleri de içtik ve oturmak için tekrar salona geçmiştik.

İkisi de koltuğa oturduktan sonra Baekhyun daha fazla dayanamayarak sordu:"Bu konsollar burada olduğuna göre oyunları seviyorsundur di mi?"

"Evet bir kaç tane müptelası olduğum var. Evde vakit geçirmek için iyi oluyor."

"Eeee neler var sende? Neler oynuyorsun?"

Bu sorunun üzerine Eslem yerinden kalktı ve tv ünitesinin çekmecesini çekti. İçinden dört beş tane CD çıkardı ve Baekhyun'a verdi.

benim hikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin