Rain "Köpeksin yani" dedi, Ashton cevap vermeyip arkasında fedaileriyle ortamdan uzaklaştı. Carlson yemekhaneye bakıp "Gösteri bitti millet! Yemeğinize dönebilirsiniz." derken biz çoktan masaya oturmuştuk.

Hepimiz suskunken Rain lafa girdi. "Blaire'ın boku yedikten sonra kedi gibi kaçtığını bir tek ben düşünmüyorum değil mi?" Hepimiz dediğinin üzerine gülerken konuştum. "Kesinlikle şu an kızlar tuvaletinde saklanıyordur. Ama bunu Ashton'un bilmesine gerek yok tabii."

Kızlar masada bunu konuşmaya başladığında telefonumdan tekrar bir bildirim sesi geldi. Blaire'dan geldiğini düşünüp açtım. Ama bu sefer ki Calum'dandı.

calum: sinirlerim tepemde

bilinmeyen numara: niçin?

calum: şu blaire mıdır nedir

calum: boyundan büyük işlere kalkışıyor

bilinmeyen numara: haberim var

bilinmeyen numara: fotoğrafı gördüm

bilinmeyen numara: ayrıca az önceki olay olurken yemekhanedeydim :)

calum: bizim okuldan olduğunu tahmin etmiştim

bilinmeyen numara: saklamıyordum ki

calum: her neyse işte

bilinmeyen numara: seni bu kadar sinirlendiren ashton'ın olayı mı

calum: hayır aslında o kadar siklemedim

calum: beni blaire'dan çok onun salak arkadaş grubu sinirlendiriyor

bilinmeyen numara: içlerinden hangisi sinirlendiriyor

bilinmeyen numara: söyle dövim

calum: alana

Çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Şu an çok ironik bir durumun içindeydim çünkü.

bilinmeyen numara: aslında iyi birisi

calum: kendini bir şey zanneden ponpon kız liderleri ne zamandan beri iyi birisi oluyor?

bilinmeyen numara: sen ne zamandan beri mean girls izliyorsun?

calum: nerden bildin amk

bilinmeyen numara: ponpon kızlara olan gereksiz nefretinin tek açıklaması bu olabilir çünkü

calum: güzel biri misin

bilinmeyen numara: nerden çıktı şimdi

calum: merak ettim

calum: neden karşıma çıkmıyorsun

bilinmeyen numara: çünkü önyargılarla dolusun calum

görüldü 11.01

***

Sıkıntıyla off'layarak saatime baktım. Okul neredeyse boşalmıştı. Ama Mathilda hala ortalıkta yoktu. Blaire bütün gün gözükmemişti zaten.

Rain sıkıntıyla "Nerede kaldı bu ya?" diye söylendi. Okula doğru adımlarken "Bakıp geliyorum, bekleyin." dedim. Okulun içine girip merdivenlerden yukarı çıkarken Mathilda'yı aradım ama açmadı. Nerede olabileceğini düşündüm. Sonra aklıma spor salonu geldi. Muhtemelen yine prova yaparken bir şeyini unutmuştu ve onu arıyordu.

Spor salonuna girdiğimde sessiz ve boştu. Şansımı bir de soyunma odasında deneyeyim diye düşünüp oraya doğru adımladım. Tam soyunma odasına girecektim ki, kapısının aralık olduğunu ve içeriden konuşma seslerinin geldiğini farkettim. Sinsice duvarın kenarına çöküp kapının aralığından içeri baktım. Karşılaştığım görüntü beni fazlasıyla şaşırmıştı.

Giysi dolaplarına yaslanıp olduğu yerde kedi gibi sinmiş bir Mathilda, ve iki yandan kollarını dolaplara dayamış, Mathilda'nın dibine girmiş, onu bedeni ve dolap arasında sıkıştırmış bir Zayn Malik.

İlk şoku atlattıktan sonra kulak kesilip konuştuklarını dinlemeye çalıştım.

"Seni yalnız yakalamak da çok zor oluyor Mathilda." diyen Zayn'in sırıttığını buradan bile anlayabiliyordum. İçeri girip Mathilda'yı alsam mı diye düşünürken Mathilda "Arkadaşlarım bekliyor, uza." dedi sert bir sesle. Zayn'in Mathilda'yı sıkıştırma sebebi sabahki olaysa Mathilda'yı kurtarmam gerekiyordu. Ama ya o değilse? Ya aralarında bir şey varsa?

"Sabahki olay yüzünden bana kızdın mı güzelim?" Şaşkınlıktan şimdi küçük dilimi yutacaktım. Mathilda ve Zayn arasında bir şeyler oluyordu. Mathilda kollarını göğüsünde birleştirip alaycı bir sesle cevap verdi. "Hayır, ben hiç kimseye engelle doğduğu için kızmam. Beyinsizlik senin seçimin değildi Zaynie."

Mathilda iddialı konuşuyordu, ama o pozisyonda bu kadar iddialı konuşması pek iyi sonuçlanmayabilirdi. Zayn kahkaha attı. "Bu haşin hallerini başka yerlerde de görmek isterim."

Dediği şeyle geri çekildim. İkisi yatmış mıydı yani? Eğer öyleyse, aralarında bir şey var demektir. Mathilda bunu niye bize anlatmamıştı ki? Gerçi bunun cevabı çok netti. Kızlar ona kızardı.

Şu an Blaire burada olsa yaptığın şey özel hayatın ihlali diyerek bana kızardı. Ya da hayır, muhtemelen ikisinin konuşmasını baştan sona dinleyip bir de üstüne onları videoya çekerdi.

Yine de daha fazla dinleyemezdim. Mathilda anlatmak istiyorsa anlatırdı. Bu düşünceyle çöktüğüm yerden kalkıp spor salonunun kapısına gittim. Ve olduğum yerden "Mathilda!" diye seslendim.

10 saniye sonra Mathilda soyunma odasından elinde çantası, kırmızı bir yüzle, nefes nefese çıkmıştı. Umarım düzensiz nefesleri ve kıpkırmızı yüzünün sebebi telaş yapmış olmasındandır. Aksi takdirde diğer ihtimali düşünmek bile istemiyordum.

"Nerede kaldın, kaç saattir seni bekliyoruz." derken ses tonumu olduğunca normal tutmaya çalışıyordum. Her şeyden habersiz görünmeliydim.

Mathilda önümden yürüyüp soyunma odasından çıkarken "Spor ayakkabımı unutmuşum, onu almak için döndüm." diye cevap verdi.

Koridorda onun arkasından ilerlerken düşündüm. Acaba Mathilda gerçekten hep bir şeylerini mi unutuyordu yoksa unutmuş gibi mi yapıyordu? Zayn ile o pozisyonda ilk kez konuşmadıkları kesindi. Yine de ben hiçbir şey bilmiyormuş gibi yapmaya devam edecektim. Tabii olaylar çığrından çıkarsa, konuşmam gerekebilirdi.

Şimdilik içimden lütfen Mathilda üzülmesin diye geçirmekten başka bir çarem yok gibi gözüküyordu.

sudenin randomunun aynısını yapmaya çalıştım
ayrıca sude tam bi simsi olduğu için ikisinin konuşmasını simsice dinledi
+tuanna ikidir senin laflarını çalıyorum özür dilerim tam bi özentiyim
neyse by

im your girlfriend Where stories live. Discover now