43. Bölüm - Prens

10.1K 592 90
                                    

Keyifli okumalar.

Mutfak dolabını hızlıca silip üst kata, Barışla oğlumun yanına çıkmak için merdivenlere yöneldim. Bir iki basamak çıkmıştım ki gülerek merdivenlere geldiklerini gördüm. 

''Anne!'' merdivenleri hızlı hızlı inmeye çalıştığında Barış refleks olarak hemen kolundan tuttu. 

''Öyle hızlı hızlı inilir mi hiç?'' fakat oğlumun pek amcasını takar gibi bir hali yoktu. Hala yanıma gelebilmek için merdivenlerde debeleniyordu. 

''Anne biz bahçeye çıkacağız. Amcam bana bisikletini gösterecek. Hem de iki tekerlekli.'' yanıma gelene kadar merdivenlerin sonunda bekledim. Tam kucağıma almak için eğilmiştim ki aklıma hamile olduğum geldi. Sadece sarılmakla yetinip iki yanağından da öptüm. 

''O zaman siz dışarı çıkın ben de birazdan gelirim.'' başını tamam anlamında salladığında Barış'a dönüp ''Oğluma dikkat et.Yanından ayrılma.'' dediğimde kısık gözlerime karşı, alayla bakıp dudaklarını büzdü. 

''Bisikleti tek başına sürene kadar biliyorsun ki her çocuk düşebilir.''

''Dört yaşındaki bir çocuk iki tekerlekli bisikleti tek başına süremez.'' 

''Sen merak etme yeğenimi tek parça halinde geri getireceğim.'' istemsizce gülüp içeri geçmeden omzuna sert bir yumruk atmayı ihmal etmedim. 

'' Ödeşmiş olduk.'' arkamdan söylediklerini duymazdan gelip içeri geçip koltukta ki kocamın yanına oturdum. Başımı omzuna yasladığımda kolunu boynuma dolayıp saçlarımın arasına hafif bir buse koydu. Babam gazetesine yoğunlaşmış annemle Beren yemek masasına oturmuş bir kaç kağıdı inceliyordu.

''Cansu?'' kafamı omzundan kaldırmadan efendim dercesine başımı salladım. 

''Sırası değil ama bilmek istersin diye düşündüm.'' sesindeki hafif çekingen tınıdan,ki tartıştığımız zamanlarda ancak bu tınıyla konuşurdu, söylemekte zorlandığı bir şey olduğunu anladım. ''Hani şu arayıp tehdit eden adam var ya.'' kimsenin duyamayacağı şekilde kulağıma yaklaştı. ''Adamı arıyorduk bir süredir, kimliğine ulaştık.'' Neşe anlık bir şekilde ruhumdan çekildi ve yerini korkuyla karışık bir tedirginliğe bıraktı. Miden kasılırken istemsizce kalp atışlarımda hızlanmıştı. 

''Yukarı çıkalım mı?'' dün geceki tüm duygular tekrar bedenimi esir almıştı. İçimdeki huzursuzluk bedenimi sıkıştırırken sadece başımı sallamakla yetindim. Merdivenleri çıkıp boş bir odaya girdiğimizde hızla tek kişilik yatağa oturup elimi başımın arasına aldım. 

''İşte söylemek istememin sebebi buydu. Baksana bembeyaz oldun betin benzin attı.'' Yanıma yaklaşıp ellerimi avcumun içine aldıktan sonra yavaşça yanıma oturdu. ''Siz tek güç kaynağımsınız. Akşam seni mutlu görmek tek güç kaynağım. Gözlerine bakınca her şeyi unutuyorum.'' Ellerini iki yanağıma koyup anlını anlıma yasladı. Nefes alışverişini tenimde hissederken huzurun tüm vücuduma yayılmasına izin verdim. 

''Korkuyorum anlamıyor musun? Ya sana ya Yağız'a bir şey yaparlarsa ne yaparım ben Barlas?'' sonlara doğru sesim titrerken ağlamamak için dişlerimle dudağımı dişledim. Fakat boğazıma oturan yumruk içimde tuttuğum ağlama hissinden üstün gelip gözümden akan yaşın sebebi olmuştu.

''Ben korkmuyorum mu sanıyor..'' sözünü yarıda kesip hızla konuştum.

''Neden şimdi? Kaç ay oldu aramadılar sormadılar, Yağız ellerine geçse ne olacak? Neden istiyorlar o kadar zaman sonra? Kendime soruyorum ama cevabını bulamıyorum.'' dudaklarımdan bir hıçkırık firar ederken korkumu gizleme gereği duymadım. Gizleyemezdim de.  Yağız'a bu kadar alışmışken onu ellerimden alacakları düşüncesi aklımdan çıkmıyordu. Konu alışmak da değildi aslında. Oğlumu isteyen kişilerin bir zamanlar ona işkence eden kişiler olmasaydı. Yağız'a yapmış olabilecekleri şeyleri düşünüp kafayı yerken şimdi bir de yapabilecekleri şeyleri düşünmeye başlamıştım. Rüyalarımda gördüğüm iğrenç şeylerin, duyduğum oğlumun acı dolu çığlıkları, onu aç bıraktıkları, dövdükleri... dudaklarımdan acı dolu bir hıçkırık çıkarken  Barlas'ın anlında olan başımı göğsüne indirdim. Düşünmek istemiyordum ama çıkmıyordu aklımdan yaptıkları, gitmiyordu gözümden oğlumun acı çeken görüntüsü. Ağlamam şiddetlenirken elimi yumruk yapıp yavaşça Barlas'ın göğsüne koydum. 

PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin