33. Bölüm - Prens

9.9K 648 93
                                    

Sonunda bana kızmayın kısa bir bölüm pazar günü bir bölüm daha gelecek.

" Barlas bir şeyler yap. Allah kahretsin. Bebeğim kendine gel. " kocamın kucağındaki oğlumu hafifçe sarsarken o kadar şiddetli ağlıyordum ki artık gözlerim bulanık görmeye başlamıştı.

" Cansu kendine gel. Hemen hastaneye gitmemiz gerek. " başımı tamam anlamında sallayıp onun endişeli gözlerine baktım bir kaç saniye. Sonra ise merdivenlere doğru koşmaya başlamıştık. Barlas önden ilerlerken ben de hemen peşlerindeydim. Bir çok insanın gözü merakla  bize çevrilmiş ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Fakat şuan tek düşünebildiğim şey oğlumdu. Neden bayılmıştı? Bu kadar etkileneceğini bilsem o adamın yanına asla sokmazdım. O polise uyumamalıydım.

Karakoldan çıkıp az ilerideki arabamıza doğru koştururken aklımdan binlerce kötü senaryo geçirmiştim. Bu küçük bir bayılma mıydı? Oğlum yine onu ilk bulduğumuz haline mi dönecekti? Bu olmamalıydı. Kendimi asla affetmezdim. Arabanın kapısını açıp oturduktan sonra Barlas'ın Yağız'ı bana vermesi için kollarımı uzattım. Onu kucağıma çekip elimi küçük suratında gezdirdim. Teni bembeyaz kesilmiş dudakları ise mosmordu. Barlas kapıyı kapatıp ön koltuğa geçti. Arabayı son sürat sürmeye başladığında tekrar kafamı meleğime çevirdim. Nasıl böyle düşüncesizce davranabilirdim? Dudaklarımı yavaşça oğluma yaklaştırıp alnına koydum. Gözyaşlarım bir bir onun saçlarına düşerken onun iyi olması için dua ediyordum. Yavaşça geri çekilip Yağız'ı kendime yaklaştırdım kafasını göğsüme koyup sıkıca sarıldım minik bedenine.

" Özür dilerim meleğim. Hepsi benim suçum. Özür dilerim. " ona bir şey olmamalıydı o daha küçücük bir çocuktu. Bu yaşadıkları ona fazlasıyla ağır değil miydi? Ne istemişti o cani adamlar oğlumdan?  Ne kadar kötü bir şey yapmıştı ki o adamı görünce kendinden geçmişti?

" Barlas oğlum iyi olacak değil mi? Ona bir şey olmayacak değil mi?" Kafamı oğlumun saçlarına geçirip sakinleşmeye çalıştım.

" Hayır bebeğim. O iyi olacak sadece psikolojik bir şey. " beni sakinleştirmek adına söylediği şeylere kendinin bile inanmadığına emindim. Konuşurken sesi titremiş, gergince elini saçına atmıştı.

" Allah kahretsin hepsi benim suçum. Neden onu soktum içeri. Polise olayın ciddiyetinden bahsedebilirdim. "

" Senin bir suçun yok. Böyle olacağını bilemezdin. " üç dört dakika içinde hastaneye varmış arabayı acil kapısının önünde bırakmıştık. Arka kapıyı açıp oğluma birlikte inerken Barlas koşarak içeri gitmişti. Bir kaç saniye geçmeden sedyeyle doktorlar bize doğru koşarak gelmeye başladılar. Oğlumu sedyeye yatırmamla beni kenara doğru çekip oğlumun görüş alanımdan çıkmasına sebep oldular.

Doktor " Nesi var?" Deyip bana döndüğünde titrek bir şekilde nefes aldım.

" Bilmiyorum bir an da bayıldı. Çok korkmuştu. " doktor cevap vermeyip karşısındaki kadına başıyla bir şey işaret etti. Hızla içeri doğru girerken Barlas ve bende peşlerindeydik. Sedyeyi acil odalarından birine sokup kapıyı kapatmaya çalıştıklarında ayağımla engel oldum. Fakat Barlas beni hafifçe geri çekip kapının kapanmasını sağladı.

Sinirle Barlas'a dönüp   " Oğlumun yanında olmalıyım. Nesi olduğunu öğrenmeliyim. " dedim. Kapıyı açmak için bir düğme veya kol benzeri hiç bir şey yoktu. Elimi var gücümle kapıya vurup geri çekildiğimde kocam iki kolumdan tutup beni kendine çekti. Kafamı onun göğsüne yasaldığımda kollarımı serbest bırakıp , ellerini saçıma geçirdi. Saçlarımın arasına öpücük koyup " Girmemize izin vermezlerdi. " diye fısıldadı.

PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin