34. Bölüm - Prens

10.2K 738 168
                                    

"Annem nerede? " boğazıma oturan yumrukla nefes alamadığımı hissettim. Bedenimi esir alan korku beni yakıp kavuruyordu. Yayından hızla çıkan okun kalbimi delip geçmesi kadar acı vermişti. Algım kapanmış sanki duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Onun annesi bendim fakat oğlum şimdi hiç tanımadığım annesini mi soruyordu?

" Buradayım anneciğim. Ben senin annenim. " yavaşça elimi yüzüne yaklaştırdım fakat o hıçkırarak ağlamaya başladı. " Ben senin annenim oğlum. "

" Annemi istiyorum. "

" Yağız." Dedim bağırarak. " Lütfen beni hatırla oğlum. " görüntü bulanıklaşırken kolumdan sarsıldığımı hissettim. Gerçeklik duygusunu kaybetmiş gibiydim. Beni içine alan karanlık gözlerimi açmama engel oluyordu. Barlas'ın sesini duyuyordum fakat ne dediğini anlayamıyordum. Uğultu şekilde kulağıma gelen seslere daha fazla kayıtsız kalamayıp gözlerimi korkuyla araladım. Ne olmuştu bana? Neden koltukta uzanıyordum?

" Cansu uyan! İyi misin? " her şey yerine oturmaya başlığında üstümde ki yorganı gelişi güzel kenara fırlatıp doğruldum. Oğlum mışıl mışıl uyuyordu. Dudakları hafif aralıktı. Düzenli bir şekilde nefes aldığından dolayı karnı inip kalkıyordu.

" Yağız diye sayıklıyordun. Baksana terlemişsin de. " elimi kalbimin üstüme koyup derin bir nefes aldım. Kötü bir rüyaydı. Hatta korkunç bir kabustu. Sakinleşmek adına derin bir nefes aldım. Hangi ara uyumuştum ki ben?

" Kötü bir rüya gördüm. " Barlas'ın göğsüne başımı yaslayıp odaya göz gezdirdim. Odada sadece biz vardık. " Abimler nerede?"

" Atıştırmalık bir şeyler almaya gittiler. Birazdan gelirler. "

" Ahh! Ne kadar zamandır uyuyorum?" Başım çatlayacak gibiydi. Yaşananlar üstüne ürkütücü rüya fazlasıyla kötü etkilemişti.

" Dörde geliyor. Bir saattir uyuyorsun. " yani ortalama iki saattir hastanedeydik. Yağız'ın şimdiye kadar uyanması gerekliydi.

" Doktor bir saate uyanır demişti. Neden hala uyanmadı. "

" Hemşire geldi. Serum bitene kadar uyutacakalarını söylediler. Serum bitince haber vereceğiz. " kafamı önce oğlumun koluna sonra da bir iki metre uzunluğundaki demir çevirdim. Hafif sarı renge kaçan serum fazlasıyla azalmıştı. Sanırım on önbeş dakika sonra biterdi.

" Barlas.. çok korkuyorum. Bilmiyorum sanki kötü bir şey olacak gibi bir his var. Rüyamda pek hayra alamet değildi. " ellerini belime dolayıp saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu. Derin bir nefes alıp kokusunu içime çektim. Bana huzur veren kokuyu..

" Hiç bir şey olmayacak. Oğlumuzu alıp evimize gideceğiz. " başımı tamam anlamında salladım. Sadece kuruntu yapıyordum.

On dakika sonra abimler ellerinde tepsilerle gelmişlerdi. " Sandviç aldık atıştırın şimdilik akşam da bir şeyler söyleriz. " Elis tepsiyi bana uzatıp anlayışla gülümsedi. Tepsiyi alıp önümdeki sehpaya koydum. Elis ve Baran abi karşıda ki koltuğa geçerken Eylül de Yağız'ın yanına doğru ilerledi. Prensesim çok üzgündü Yağız'ın baygın olmasından dolayı.

"Siz de yoruldunuz. Eve gidin isterseniz." Streç Filme sarılmış sandviçi açıp küçük bir ısırık aldım. Sehpada duran kahvemi elime alıp sıcaklığın beni ısıtmasına izin verdim. Yavaşça dudaklarıma yaklaştırıp yudum alacağım sırada kahvenin kokusu burnuna geldi ve midemin feci bir şekilde bulanmasına yol açtı. Bardağı hızla yerine bırakıp elimle ağzımı kapadım fakat öyle böyle bir bulantı değildi. Elimdeki sandviçi de sehpaya bıraktım ve  koşarak odadaki tuvalete girip kapıyı kitledim. Klozete çöküp midemde ne varsa çıkarırken kapıdaki sesleri duyuyordum. Bir süre sonra sadece iğrenç bir sıvı kusarken sifonu çekip derin nefes almaya çalıştım. Bir daha soğuk havada dışarıda yatmayacaktım. Bu durum fazlasıyla iğrençti. Ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra ağzımı çalkaladım. Aynaya baktığımda yüzümün ne kadar berbat görüldüğünü fark ettim. Topuz yaptığım saçım dağılmış , gözlerim kızarmış ve tenim bembeyazdı. Hala kapıyı tıklatıp benim adıma endişelenen kocamı sakinleştirmek adına " Iyiyim geleceğim birazdan." Dedim. Saçımdaki lastik tokayı çıkarıp sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra yüzüme su çarptırdım. Peçetelerden bir kaç tane koparıp suratımı kuruladıktan sonra kendimi çok daha iyi hissediyordum. Kapıyı açıp dışarı çıktığımda abim ve Elis biraz geride Barlas'ınsa hemen kapının dibinde olduğunu fark ettim.

PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin