5. Bölüm - Prens

23K 1.1K 42
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR . MULTİMEDİA YAGİZ VE CANSU.

Günümüzde

"Bizde şimdi çıkacaktık Barış." Dedim artık kalkmasını istercesine. ''Bizim de işlerimiz var hani.'' zoraki bir şekilde gülümsedim.

''Ama ben birlikte bir şeyler yaparız diye düşündüm mesela sahile inebiliriz. Kardeşinizi hiç mi özlemediniz?''

''Başka güne artık.''

'' Ne işiniz var sizin yardım edebileceğim türden mi? Beni atlatmak için söylemiyorsunuz değil mi? '' kaşlarını çatarak.

'' Bir çocuğu ziyaret edeceğiz. Barlas ve Cansu dün gece bir çocukla karşılaşmışlar. Çocuk kötü durumdaymış onun iyi olup olmadığına bakacağız.'' Baran kucağındaki Eylül'ü yavaşça yere indirip yanağına öpücük koydu. '' Hadi artık çıkalım geç olmasın.'' Barlas da yerinden kalkıp hole doğru ileryince bende peslerinden gittim. ''Bizim arabayla gidelim abi dönüşte seni bırakırız. ''

'' Baba nereye gidiyorsunuz?'' Eylül babasının bacağını tutup vereceği cevabı bekledi. Fazla meraklı bir kızdı ve babasına düşkün. Şimdi de bizimle gelmek için türlü türlü bahaneler üreteceğini hepimiz biliyorduk.

'' Senin gibi bir çocuğu ziyarete gidiyoruz babacım. ''

'' Bende gelmek istiyorum lütfen...''

''Prensesim belki başka bir gün fakat şimdi sadece büyükler gidebilir.''

'' Ama baba lütfen söz ne derseniz dinlerim sadece o çocuğu merak ettim."

'' Kızım senin gibi çocuk o da''

'' Ama o amcamların çocuğu olacakmış. Onu alacaklarmış.''

Hepimizin gözleri Eylül'e çevrilirken sanki gizli bir şey yapmışcasına hızla eliyle ağzını kapattı. Kaşları büzülürken nefesini tutmuştu.

'' Eylül sen bizi dinledin değil mi?'' dedi Baran abi hafiften kaşlarını çatarak. '' Sana odana gitmeni söylemiştim kızım. '' Ahh! Bu cadıdan her şey beklenirdi. Kim bilir kafasında neler kurmuştu.

Eylül mahcup bir şekilde dudaklarını büzüp konuşmak için ağzını araladı. " Sizin suçunuz ki. Sizde çok merak ettirdiniz."

Baran abi tam bir şey söyleyecekken Eylül merdivenlere yönelip hızla odasına doğru çıkmaya başladı. Barlas abi daha fazla dayanamayıp kahkahayı basarken biz de gülmeye başladık. Eylül her zaman bir suç işlediğinde hemen ortadan yok olurdu.

'' Bu çocuktan her şey beklenir. Kaşla göz arasında neleri hallediyor bacaksız. İyi yönünden bakalım artık bizimle gelmek için ısrar edip başımızın etini yemeyecek.'' gülmeyi sürdürürken Barış sadece konuşulanları dinlemişti. Bu kesinlikle ondan beklenmeyecek bir hareketi bütün herkesi bir an da susturup olayları tüm detaylarına kadar öğrendikten sonra ancak susardı. Ama alınmıştık.

'' Allah aşkına neler çeviriyorsunuz siz ne çocuğu alacaksınız? Neden her şeyden en son benim haberim oluyor? ''

'' Bide sana mı açıklama yapacağız Barış. Gelince anlatırız. Hadi çıkalım artık. '' daralamaya başladığını belli eden bir sesle söylemişti bunu Barlas.

'' Zaten anlatmazsanız fena olur. Nerede bu çocuk abi doğruyu söyle hanginizin bu çocuk? '' bakışlarını ikimizin üstünde gezdirmeye başladığında gözlerimi abartılı bir şekilde büyüttüm.

"Yok artık!"

" Siktir git lan. İmâ ettiği şeye bak. " Barlas'ın gözlerinin sinirle kısıldığını görünce Barış eliyle ağzını sanki fermuar kapatır gibi yapıp sevecen bir şekilde sırıtmaya çalıştı. Şuan onun yerinde ben değilde başka bir kız olsa kesinlikle yakışıklılığı karşında nutku tutulurdu. Barış güvendiği kişilerin yanında bu kadar sempatik ve rahat olabiliyordu. Üniversitedeyken onunla bazı derslerimiz ortaktı ve onun bu hallerini Barlas'la tanıştıktan sonra görmüştüm. Apayrı iki insan vardı sanki karşımda. Mesela bu kadar doğal hareketlerinin hiç birini arkadaşlarının yanında sergilemiyordu. Eylül'le evde nasıl eğlenceli oyunlar oynadığını kimse bilmiyordu. Morali bozuk olduğunda kutu kutu dondurma yediğini , evlilik programlarını düzenli olarak takip ettiğini yada sırf kendini hasta edip annesine şımarmak için soğuk havada kısa kolluyla dışarı çıkıp bedeni uyuşana kadar beklediğini sadece çok yakınları biliyordu.

PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin