|30|

13.8K 749 236
                                    


Leyl: Seni bekliyorum sevgilim.

Atlas: Hassiktir ya uyuyakalmışım.

Atlas: Güzelim sen git okula, bende gelirim 2. Derse.

Leyl: Tebrik ederim ya

Leyl: Ağaç oldum ağaç!

Leyl: Neyse ben gidiyorum, sende kalk hazırlan.

İlk derse bir kaç dakika kala yetişmiştim ve Niran'dan bir ağız dolusu hakaret yemiştim.

Kafamı sıraya koymuş uyumaya çalışıyordum ama hoca aniden bağırdığı için sürekli bölünüyordu uykum.

"Niran dersi kaynatsana ben biraz uyuyayım,"

"Kanka valla bu hoca ban-

"Niran tahtaya gel!"

Niran bana kötü kötü bakışlar atarken bende yerime sindim.
-
Kantinde oturmuş kahve içerken Atlas hala gelmemişti.

Leyl: Nerdesiiin?

Telefonumdan mesaj atıp geri masaya koydum ve daha fazla kahve içemeyeceğim için kahveyi ileriye doğru ittirdim.

"Keşke biraz yemek yemeyi denesen."

Samet sert bir şekilde konuşunca istemsizce irkildim.

"Gerçekten Mavera, sadece kahveyle yaşıyorsun."

"Ben halimden memnunum ya Allah Allah!"

Birdenbire oturduğum sandalye öne doğru itildi ve masa hareket etti. Kahve üzerime döküldü.

"Ay çok pardon canım!"

Yapmacık ses tonunu nerde duysam tanırdım.

Niran ayağa kalktığında elimle onu durdurdum.

"Otur Niran yok bir şey."

Bahar'ı umursamayıp bir peçete buldum ve üzerimi silmeye başladım.

"Mavera resmen bile isteye yaptı ya!"

"Boş verin, onunla uğraşamam."

"Hadi sınıfa gidelim, boş boş duruyorlar geri zekalılar."

Hepimiz birden ayaklandığımızda birinin bana belimden sarıldığını hissettim.

"Geldim."

Atlas'ın kafasını boynuma koymasına izin verdim ve gülümsedim.

"Kusucam şidi." Niran elini ağzına götürür gibi yaptı ve güldü.
-
Elimle Atlas'ın dağılan saçlarını düzeltmek için parmak uçlarımda doğruldum. Boyum boyuna pek yetmiyordu.

Ben saçlarını düzeltirken bileklerimi tutup avuç içlerimi öptü.

"Ya..." Ufacık bir eyleme bu kadar güzel anlamlar yüklemeye kelimeler yetmiyordu. Hissediliyordu.

"Saat 3 yönünde bir tehlike buraya geliyor." Atlas'ın kulağıma dediğiyle kafamı çevirdim ve gelene baktım.

Bahar.

Atlas, Bahar buraya gelirken kafasını kaldırıp havaya bakmaya başladı.

"Atlas bey ne zamandan beri ucuz insanlarla birlikte oluyorsunuz."

Bana değil Atlas'a oynamıştı.

"Dur bir düşüneyim...Seninle zirvede bıraktım ben o işi."

Tam ağzımı açacakken dedikleriyle ağzım geri kapandı.

"O zaman niye ucuz bir balerinin elini tutuyorsun?"

Arkamdan bir ses benim yerime cevapladı.

Niye herkes benim yerime konuşuyordu?

"O Balerin senin ağzına sıçar."

Niran ve Mısra yanıma doğru gelirken okuldan çıktığımız için kendimi şanslı hissediyordum.

"Sahi mi? "

Atlas'ı biraz geri de bırakıp Bahar'a doğru yürüdüm.

Burun buruna gelmiştik ve daha önceki okuldan atılma sebebimi hatırladım.

Bir kızı dövmüştüm.

Şimdi ikinciyi de döverdim.

"Sahi."

İlk hamleyi onun yapması lazımdı. Kaşları havalandı. Ellerimi göğsümde birleştirip pis bir şekilde gülümsedim.

"Sen beni tanımıyorsun galiba?"

"Ucuz malı bilen çoktur canım ya."

Atlas'ın kıkırdadığını duydum.

Eli bana doğru gelirken at kuyruğu olan saçlarını kavrayıp geriye çektim ve yere düşürdüm.

Allah'ım hep bugünü beklemiştim!

"Bu Atlas'la seni görüp ağladığım her an için!"

Hep yapmak istediğim şeyi yapıp o çenesinde ki piercingi çektim. Yüzüne tırnaklarımı geçirirken o acıyla O da benim saçımı çekti ve bu sefer o benim üzerime çıktı.

Onu yana doğru ittirip bana vurmasını engelledim.

"Bu da sabah ki kahve için!"

Yüzünü yere doğru bastırıp saçlarını elime tekrar doladım.

"Senin varya bu saçlarını ananın bir tarafına..."

Biri ağzımı eliyle kapatıp belimden kucakladığında kendimi kurtarmaya çalıştım.

"Şşt, sakin güzelim."

Burnuma kokusu dolarken içimde yanan alevin söndüğünü hissediyordum.
-
Mavi Park'a gelmiştik ve yol boyu konuşmamıştık. Bizde pek bir hasar yoktu ama yolda yürürken bileğimi burktuğumu anlamıştım.

Bulduğum ilk banka otururken ayağımın gerçekten acıdığını hissediyordum.

Kimse konuşmuyordu ve herkes birbirine bakıyordu. İlk kahkahayı atan Samet oldu, sonra çorap söküğü gibi hepimiz gülmeye başladık.

"Benim ejderyama bak sen ya kızı nasıl yumrukladı."

"Hak etti." Eliyle boynundaki 3 tane çiziği gösterdi.

Samet fırsatten istifade boynunu öptü ve Mısra'ya sarıldı.

"En temiziniz Niran, baksanıza kızın saçı bile dağılmamış." Atlas'ın dediği doğruyu.

"Ben bu kasları boşuna yapmadım eniştecim." Niran sanki kası varmış gibi kollarını sıktı. Atlas'ın gülüşü tekrar kulaklarımı doldurdu.

Atlas yanıma oturup kafamı omzuna koymamı sağladı.

"Ayırmasaydım bayıltacaktın galiba,"

"Hak etmeseydi."

Elimle ayağımı ovarken hatırlayıp bir kez daha güldüm.

"İlerde bunları hatırlayıp 'Vay amına koyayım ya' demek çok güzel olacak be!"

-
Sizce Final olsun mu yoksa devam etsin mi?

Okumak istediğiniz, şu sahnede olsa güzel olurdu dediğiniz bir şey var mı?

ANONİM; Leyl Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon