🌕 ONUN PARMAK UÇLARINDAKİ HAYAT | BÖLÜM▪︎21▪︎🍂

504K 16.8K 5.5K
                                    

Hellö 💦


H

azırlandığımda aynanın karşısında olağanca özgüvenli görünmeye çalıştım çünkü özgüven, benim için her kapıyı açan bir anahtardı. Eğer o gün aynaya bakarken kendimi beğenmiyorsam bütün günüm kötü ve huysuzlukla geçiyordu. Ama şu an aynada kendime bakarken gördüğüm manzaradan memnundum.

Üşüyeceğimi tahmin ettiğim için yine takım seçmiştim. Ceketimi de üzerime geçirdikten sonra tamamdım. Sarı saçlarım, omuzlarımın aşağısına doğru dalgalı, parlak bir şekilde iniyorlardı. Işığın altında parıldayan mavi gözlerim ise annemden aldığım bir özellikti. Bir yandan ona çok benziyordum. Babam, sürekli anneme çok benzediğimden yakınıp dururdu. Ama onun kadar güzel olmak istemsiz gururumu okşamıyor değildi. Ne de olsa 18 yaşındayken güzellik yarışmasında 1. olmuştu. Tescilli bir güzellik, kadınların aklını başından alabilirdi. Öyle de olmuştu. Dillere destan güzelliğe sahip olan annem, gözde bekâr, Poyraz Aslaran ile evlenmişti. Bunu biliyordum çünkü onların evlilikleri, ülkede bir süre gündem olmuştu. Babam, benim gibi tek veliaht, annem ise ülkede ses getiren bir güzellik kraliçesiydi. E öyle olunca da ailenin baştan oluşması bir sansasyonellik yaratıyordu.

"Hazır mısın?" diye içeriden seslenen Atalay'a karşı derin bir nefes alıp verdim.

"Evet."

Kapıyı açıp içeri girdiğinde giydiklerini görmeme karşın bir an kaşlarım çatıldı ama hemen ardından şaşkınlığımı göstermeden edemedim.

Siyah bir ceket, siyah bir pantolon ve siyah bir kazak...

Erkeklerde siyah, oldukça klas bir görünüm yarattığı gibi rüküş de durabilirdi ama bu adamın üzerine hangi kıyafetleri verirseniz verin, onu bir başyapıt gibi taşıyacağına emindim.

İçeri girdiğinde tıpkı benim gibi o da beni süzmüştü ve gördüklerinden pek de hoşlanmışa benzemiyordu.

"Bu biraz fazla iddialı olmamış mı?" demesine karşın gözlerinin takıldığı göğüslerime karşılık bir an şaşkınlıkla aynaya baktım.

"İddialı olmayı severim. Teşekkür ederim." diyerek anında kıyafetlerime karşıma durumunun önünü kapattığımı sanarak yanına doğru ilerledim ve bir an önüme geçip beni durdurdu.

Başımı geriye atıp yüzüne baktığımda ise çatılmış kaşlarının altında bana bakan buz mavisi gözlerinin soğukluğunu iliklerime kadar hissetmiştim.

"Kale içine gidiyoruz. Oranın nasıl bir yer olduğunun farkında mısın?"

"Mekânına gelirken daha açık giydiğim kıyafetlerim olmuştu."

"Açıklıkla seksilik arasında fark var." diyerek diretmesine karşın bir an alt dudağımı yuvarladım ve bir çocuk gibi ona bakıp konuştum.

"Üzüldüm ama bak şimdi. O zamanlar seksi değil miydim?"

Bir an şaşırdı ve kaşları havaya kalkıp indi. Dudaklarını aralayıp ne söyleyeceğini şaşırdı. İşte, beklediğim hareket tam olarak buydu.

"Üzerindeki bildiğin sutyen."

"Yani?" diyerek ona meydan okumama karşın bir an şaşırmış bir şekilde bana baktı. Söz geçiremeyeceğini fark etmiş olmalı ki sabırla derin bir nefes alıp bıraktı ve etrafına bakındı.

"Tamam. Ama başımı belaya sokarsan bir daha seni oraya götürmem haberin olsun."

"Sokakların sana ait olduğunu söylediğin bir yerde benim yüzümden başına bela açılacaksa kendi otoriteni sorgulamanı öneririm." dedim ve uzanıp dudaklarına kısa ve öz bir öpücük kondurup geri çekildim. Yaptığım bu harekete karşın sözlerime vereceği tepkiye şaşırmıştı.

Karanlık Esaret KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin