Bölüm 7 Sadece Gülümse

Start from the beginning
                                    

Baekhyun'a son aylarda bir şey sormak istemeseler de onun için endişeleniyorlardı. Gerçi son zamanlarda tekrar normale dönmeye başlamıştı bu yüzden çok da üstüne gitmek istemiyorlardı ama endişelenmeden de edemiyorlardı. D.O. her zamanki gibi sessiz bir şekilde kenardan olan biteni gözlemliyordu. Dün de doktor geldiğinde yavaşça arkaya geçtiğini tek fark eden oydu. Bir ara onunla mutlaka konuşması gerekiyordu. 

Yoğun bir pratik gününden sonra ertesi günleri boş zamandı ve Baek evden dışarı bir adım dahi atmamayı planlıyordu. Uzun zamandan beri ihmal ettiği bir şey vardı:Bilgisayar oyunları. Doğruca eve gitti ve bilgisayarının başına kuruldu. Kafasını boşaltma zamanıydı. Ta ki kapısı çalana kadar...

... Hastaneye gelmiş ve dünkü yokluğuma kızan bir çok suratla karşılaşmıştım. Kimseye bir açıklama yapma vaktim olmamıştı ve bu kesinlikle benim elimde olan bir şey değildi. Durumu özetleyip o çok sevdiğim anjio odasına girdim. Kurşun yeleklerin altında kendimi güvende ve ait olduğum yerde hissediyordum. Olmam gereken yer burasıydı. Benim ikinci hayatım burada başlamıştı ve kalanı da burada geçmeliydi...

...Çalan kapıyı duymamak istesem de bu saatte kimin geldiğini merak etmiştim. Gelen D.O.ydu. Bu saatte neden gelmişti ki? Kapıyı açtım ve bana gülümsedi. Elinde tuttuğu poşetteki sojuyu gösterdi ve "Biraz kafa dağıtalım mı?" diye sordu. Gülümsedim ve kafamı salladım. İçeri girerken arkasından bakıyordum. Onunla ne zaman konuşsam beni her seferinde rahatlatmayı başarmıştı. Anlaşılan yine bir şeylerin ters gittiğini fark etmiş ve işte evime kadar gelmişti. Karşılıklı oturduk ve birbirimizin bardaklarını doldurduk. İşte başlıyorduk. Her şeyi birine anlatıp az da olsa rahatlamamın zamanı gelmişti...

 Her şeyi birine anlatıp az da olsa rahatlamamın zamanı gelmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tüm olanları yavaşça ve sırayla anlattım. Oldukça şaşırmış ama tek kelime etmeden bitirmemi beklemişti. O doktorun bizim doktor olduğunu duyunca şaşkınlıktan elindeki bardağı düşürmüş ve gözlerini kocaman açarak "Yok artıııık!" demekle yetinmişti.  En çok da benim böyle bir şey yapmaya kalkışmış olmama üzülmüştü. Defalarca kez özür dileyip yanımda olamadığı için onu affetmemi istemişti. Benim Kyunsoo'm ne kadar da yufka yürekliydi. İkimiz de bu akşamlık bu kadar dert dökmenin yeterli olduğuna ikna olmuş ve uykuya yenik düşmeye başlamıştık. Burada kalması için yatağını hazırladım ve yataklarımıza yattık. Anlatmak ve onun gibi biri tarafından dinlenmek huzur vericiydi. İyi ki vardı.

1gün sonra...

Tüm üyeler pratik salonu yerine bu koşu bantlarının bulunduğu odada toplanmış ve spor programına başlayacaklarını düşünmüştü. Çok da uykularını açamamış olduklarından pek fazla konuşan yoktu. Sabahın yedisinde neden burada toplaşmışlardı? Bir kaç saat sonra olsa ne olurdu ki? Herkes biraz daha uyuyabilmiş olmayı dilerken kapıdan içeri giren kişiyle hafiften hareketlendiler. Sadece gri eşofman takımıyla bu kadar havalı olabilen sınırlı sayıda insan olmalı diye düşündü Kai gözlerini ovuştururken. Eşofman üstünün kollarını sıvamış ve dirseklerine kadar çekmişti. Hırkasının içinde de siyah bir tişört vardı ve üzerinde de beyaz harflerle "just smile" yazıyordu. Siyah spor ayakkabıları ve bileğindeki siyah havlu bileklikle oldukça sportif görünüyordu. Üyelerin aksine uykusunu almış ve dinamikti. Elindeki tabletle içeri girince güzelce gülümsedi ve "Günaydın" dedi. Arkasından içeri giren Dong Hyun da herkesi selamlamıştı. Aralarında en uyanık gözüken Xiumin ve Chen'di ve bir ağızdan günaydın diyerek onlar da gülümsedi. 

Eslem, Dong Hyun'la kendisine de bir sandalye çekti, oturdular ve bugün yapacaklarını anlattılar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Eslem, Dong Hyun'la kendisine de bir sandalye çekti, oturdular ve bugün yapacaklarını anlattılar. Hepsinin tişörtünü çıkartması gerekiyordu ve bunu duyunca ilk şeytani gülümsemeyi takınan Kai olmuştu. "Hadi yapalım." dedi. Bu sözleri herkesi güldürmüştü. Doktorla beraber güldükleri ilk andı. İlerde bu kızı aileden biri gibi görebilecek derecede çok seveceklerini o gün hiç biri tahmin dahi edemezdi...




benim hikayeWhere stories live. Discover now