🍃24.BÖLÜM🍃

14.6K 561 56
                                    

Kapının çalınmasıyla herkes bakışlarını kapıyı çevirmişti . İçeriye giren Bedirhan'ı görünce hepsi bir anda önüme geçmişlerdi. Gülümseyerek onlara bakıyordum. Hepsi önümden çekilmek için Bedirhan'dan para istiyorlardı. Normalde bir ağa ya böyle bir şey yapılması imkansızdı. Şu an bu mutlu günümüzde şaka maksatlı yapılıyordu sadece. Bazen imkansız gibi görünürdü her şey. Olmayacak şeylerin hayali kurulsa bile istedikten sonra herşey olabileceğini çok net anlamıştım. İnanmak başarmanın yarısıdır derlerdi de inanmazdım. Artık inanmak başarmaktı benim için . Hiçbir şey imkansız değildi. Birbirimize şans vermenin zamanı gelmiş geçiyordu . Bedirhan'a bir şans verdiğim için hiç pişman değildim. Aşık olacağım adam varsa o sadece Bedirhan olabilir...

Önümdeki kızlara Bedirhan cebinden çıkarttığı bir ton parayı verince hepsi teşekkür ederek odadan çıkmıştı. Karşımdaki Bedirhan’ın damatlığı koyu lacivert,boynuna taktığı papyon ona o kadar yakışmıştı ki hiç bir kelime onun muhteşemliğini tarif edemiyordu. Gülümseyerek bana yaklaşan Bedirhan'ı nefesimi tutmuş bir şekilde bekliyordum. Sanki nefesimi bıraksam bütün güzellikler yok olacak gibi hissediyordum. 

Yavaş adımlarla yanıma yaklaştıkça kalp atışlarım artıyor, içimdeki kelebekler uçuşmaya başlamıştı. Ellerimin terlemesi,nefes alışımın sıklaşması , bunlar bana yabancı duygulardı. Gözlerini hiç ayırmadan yanıma gelmişti. Ellerini belime koyup beni kendisine çekip alnımı öpmüş ve  sarılmıştı. Bende ellerini beline sarabildiğim kadar sarmış ve dakikalarca birbirimizin kokusunu içimize çekmiş ve susmuştuk. Kapının çalınmasıyla Bedirhan huysuzlanınca bir anda yanağından öpmüş ve gülümsemiştim. Huysuzluğu gözle görülür bir şekilde yok olunca, daha da mutlu olmuştum. Kapı açılıp içeriye babam ve akrabalarımız girince Bedirhan benden biraz uzaklaşmıştı. Babamın dolu gözlerini görünce bende gözyaşlarımı tutamamıştım. Odadaki herkes gözyaşlarına boğulmuştu. Babama sıkıca sarılmıştım, sanki beni hiç bırakmasını istemez gibi. Etraftaki insanların kuşağı bağla ısrarlarıyla babamdan ayrılmış, belime kuşağı bağlanmasını bekliyordum. Üç defada kuşağını bağlayıp anlımdan öpünce zılgıt sesleri yükselmişti. 

Anneme ve zeynep’e sıkıca sarıldıktan sonra babamın koluna girerek dışarıya çıkmıştık. Kulağımın dibinde sıkılan silahların sesi beni ne kadar rahatsız etse de, bir ağa düğünü olduğu için böyle şeyler gayet normal karşılanırdı burada. 

Karşımda tüm mükemmelliğiyle beni bekleyen Bedirhan'a yaşlı gözlerle bakıyordum ağlamam hala durmamıştı. Babam son bir defa bana sarılıp Bedirhan’a bırakınca bedirhan'ın koluna girmiştim. Merdivenlerden yavaş yavaş inerken tüm herkesin gözü yine üzerimizdeydi. Çalınan davullar zılgıtlar bitmek bilmiyordu. Avlunun ortasına varmadan bir anda önümüze açılan kurdelelere bakınca yüzümdeki gülümseme büyümüştü. Renk renk kurdelelerin üzerinde Aşk ,sevgi, sadakat, huzur ,mutluluk, sonsuzluk, güven, saygı her birini bir erkek ve kız tutuyordu. Elindeki makası bize uzatan küçük kız "makas kesmiyor ağam" deyince kahkaha atmıştım resmen Bedirhan ilk bana bakmış ardından küçük çocuğa cebinden çıkarttığı paralardan bolca vererek "hanım ağanı her zaman böyle güldür, dünyalar feda olsun sana tatlılık " deyince gözlerimiz birleşmişti. Kız çocuğu elindeki makası bana uzatıp koşarak gitmişti. Makası Bedirhan'la birlikte tutarak yavaş yavaş hepsini keserek dans edeceğimiz alana gelmiştik. Makas elimden alınınca dans şarkımız çalmaya başlamıştı. Tarkan'ın yeni çıkardığı beni çok sev şarkısı idi. 

Bir kavga nasılda hoyrat 
Savaşırken savrulurken büyüttü hayat 
Ben sensiz yapayalnızdım 
Suyum oldu, aşım oldu ama aşksızdım 

Bir vurgundu geçtiğim yollar 
Düşe kalka yaşanır mı öğretir yıllar 
Ben sensiz her şeye sustum 
Koca dünya dönüyordu içinde yoktum 

Sevdanı bulmak yıllar sürdü 
Hoş geldin gönlüme kaderim güldü 
Tut elimden beni çok sev kimseye verme 
Seveceksen ömürlük sev, bir günlük sevme 

İyi günde kötü günde 
Sakla göğsünde 
Sen bu kalbe iyi geldin 
Benden hiç gitme 

Tut elimden beni çok sev, 
Kimseye verme 
Seveceksen ömürlük sev 
Bir günlük sevme 

İyi günde kötü günde 
Sakla göğsünde 
Sen bu kalbe iyi geldin 
Benden hiç gitme 
Bir sabahsız geceydi gönlüm 
Gün misali gözlerinde güneşi gördüm 
Bir dertli rüzgardım estim 
Umudum sen, huzurum sen yeniden doğdum 
Sevdanı bulmak yıllar sürdü 
Hoş geldin gönlüme kaderim güldü 
Tut elimden beni çok sev kimseye verme 
Seveceksen ömürlük sev, bir günlük sevme 

Bedirhan şarkının bütün sözlerini gözlerimin içerisine bakarak söylemişti. Bugünler benim en güzel günlerimdi. Dansımız bittikten sonra çalan çiftetelli ile herkes ortaya toplanmış birlikte oynuyorduk . Kızlar benim etrafımda oynarken erkekler bedirhan'ın etrafını oynuyorlardı.  

Zaman hızla geçmiş,oynamaktan ayaklarımda derman kalmamıştı. Takı töreni zaten bir 5 saat garanti sürmüştü. Çok yorulduğumuz için yerimize oturmuş takı işini Avzem teyzem ve eniştem üstlenmişti. Ağa düğünü olduğu için herkes bir ton altın takıyordu. İki kolum altın doldu diyebilirim. Üzerime sığmayanlar altın kesesine konulmuştu. Konuklar yavaş yavaş dağılırken bir an önce bu topuklu ayakkabılardan ve gelinlikten kurtulmak istiyordum. Saatlerdir üzerimde taşımak gerçekten çok zordu. Etrafta konak çalışanları ve bizimkiler kalınca beni yavaş bir şekilde odaya çıkartmışlardı. Annem ve Avzem teyzem bana yapılacakları anlatırken yüzümün renkten renge girdiğine bahse girerdim. 

Odaya bodoslama dalan Bedirhan ile annemler çıkmıştı. Ayağa kalkmış Bedirhan'a bakıyordum . Duvağım kapalı olduğundan Bedirhan yüzümü net göremiyordu. Hızla yanıma gelip yavaşça duvağımı açmış ve anlıma bir öpücük kondurmuştu. Cebinden çıkarttığı bir kutuyu yavaşça açınca gördüğüm en güzel takı olduğunu anlamıştım. Kolyenin üzerinde Ayşim sonsuzluk Bedirhan yazıyordu ama görünüşü o kadar güzeldi ki anlatamam. 

Bedirhan yavaşça kolyeyi boynuma takıp boynuma bir öpücük kondurmuştu. Kollarındaki ağırlığı fark etmiş olacak ki beni yavaşça yatağa oturtmuş üzerindeki ceketi ve papyonu çıkartıp benim elimi tutmuş ve bilezikleri yavaş yavaş çıkarmaya başlamış ,aynı zamanda bana ardı ardına söylediği güzel sözler utanmamı sağlıyordu.  İki kolumu da bitirdikten sonra üzerimdeki altınları çıkartmıştı. Hepsi bitince beni elimden tutarak ayağa kaldırmış ve makyaj masasının önündeki pufu çekerek oturmamı sağlamıştı. Saçımı yavaş yavaş çözen Bedirhan'a hayran bakışlarla bakıyordum. Bedirhan'ın böyle yaptığını anlatsam kimse inanmazdı. 

Saçlarımı yavaş yavaş çözerken hem şarkı söylüyor hem de arada beni öpüyordu. Saçım tamamen açılınca Bedirhan banyoya girip abdest almış ve namaz kılmıştı. Namazı bitince oturduğum yerden kalkıp karşısında durmuştum. Bedirhan yavaş yavaş dudaklarıma yaklaşmış ve ağır ağır öpmeye başlamıştı. Ona ne kadar güvensem de korkuyordum. Bedirhan yavaşça arkamı döndürüp gelinliğimin iplerini açınca korkum daha da yükselmişti. Bedirhan beni kendisine çevirip kollarımıda çıkarınca gelinliğimin düşmemesi için iki elimle tutmuş dolu olan gözlerimle "korkuyorum Bedirhan" deyince Bedirhan iki elini yüzüme koyup "canını acıtmayacağım,güven bana bedavamın "demişti ve dudaklarıma tutkulu bir öpücük bırakmıştı.

Sonrası her şey bir anda olmuştu. Kendimi bir anda yatakta bulmuştum. İki beden bir olmuş bütün acılar bütün öfke, bütün nefret yok olmuş, geriye aşkla yanan iki beden kalmıştı. Bedenlerin birleştiği gibi ruhlarına birleşmişti bu gece. Belki de gelecekteki bebeklerinin tohumunu oluşturmuşlardı. Bunu kimse bilmese hayat onlar için çok yorucu ama güzel olacak gibiydi. Aşk her zaman kazanır der ve susarım...

AYŞİM( TAMAMLANDI DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin