"Bence de en mantıklısı bu olur. Hadi prova yapalım da ara babanı. Zaten yeterince geç kaldık. Oğlumun gözündeki mavilik solmak üzere. Zuhal'de zaten mavilikten eser yok. Yani sihir bitmek üzere. Zaten bu kadar dayanmanız mucize. Birbirinize olan aşkınızın gücü gibi geliyor bana." dedi Dalan, Mavi'yle bana bakarak. Mavi, biraz yumuşamış görünse de yine de gözlerini annesinden kaçırıp uzaklara bakmayı tercih etmişti.

"Bizi baştan beri bir arada tutan aşkımız zaten. Büyüyle bu kadar gelemezdik." dedim ve Mavi'nin eline uzandım. O da elimi yakalayıp öptü. 

"Feyza, telefonun nerede? Hadi ara artık." dedim.

"Yanımda. Hadi arıyorum. Sessiz olun. Çıt çıkarmayın." Numarayı girdikten sonra telefonu hoparlöre alıp masanın üzerine koydu. Hepimiz sabırsızlıkla karşı tarafın cevap vermesini bekliyorduk. Ama cevap gelmedi.

"Bir daha mı arasak?" Feyza, telefona hayal kırıklığı ile bakarken sesli düşünmüştü. Herkes birbirinin gözünde bir cevap ararken telefon çalmaya başlayarak bizi bu yükten kurtarmıştı. O arıyordu işte. Her şeyin başlangıcı da olabilirdi bu telefon, bütün umutların sonu da. 

"Alo? Alo, Feyza? Kızım?"

"Baba, baba neredesin? Sesin net gelmiyor." 

"Yoldayım. Biraz işim var. Habersiz gittim biliyorum ama gerçekten acil bir durumdu. En yakın zamanda eve döneceğim." Feyza bana baktı. Destek vermek için kafamı salladım. Gözleri dolmuştu. Onun için bu konuşmayı yapmak çok zordu. Kemal de elini tuttu.

"O çok önemli işin, Zuhal'i avlamak olmasın baba?" Karşı taraftaki ses kesildi. Sessizlik uzadıkça telefonun kapanmış olabileceğini düşünerek dehşet içinde ekrana baktım. Ama hala açıktı.

"Neredesin Feyza?"

"Neden baba? Zuhal yanımdaysa öldürmek için mi soruyorsun?"

"Tabi ki de hayır! Kızımı görmek, ona ne duyduysa yalan olduğunu yüz yüze anlatmak istiyorum." 

"Ben Zuhal'den öğreneceğimi öğrendim. Yalanlarını duymak istemiyorum daha fazla." Feyza rolünü oynamaya devam etse de akan gözyaşlarının sahte değil, babasıyla yüzleşmesinin sonucu olduğunu biliyorduk. 

"Neredesin? Geleceğim."

"Yanımda Zuhal yok ama. Hayal kırıklığına uğramanı istemem."

"Zuhal nerede peki?"

"Ne yapacaksın?"

"Nereden, ne duydun diye merak ettim Zuhal yanında değilse. Kim, ne saçmaladı bilirsem kendimi daha rahat açıklarım sana kızım." Artık Tuğrul istediğimiz kıvama gelmişti. Feyza hepimize bakıp onayımızı aldıktan sonra konuşmaya devam etti.

"Baba, ben de anlatılanların yalan olduğuna inanmak istiyorum. Öyle korkunç şeyler duydum ki... Zuhal ortadan kayboldu. Sonra bir telefon açtı. Antalya tarafında bir köyde olduğunu söyledi. Büyücülerden arınmış, değişik hikayesi olan bir köyden bahsetti. Güya senden ve büyücüden kaçıyormuş. Siz, onu kaçırmışsınız. Birazdan yola çıkacağız onu almak için. Köye gitmeyi düşünüyoruz." Karşı tarafta yeniden bir sessizlik oldu. Planımız işe yarasın diye dua ediyorduk hepimiz. Feyza üzerine düşeni yapmıştı. Şimdi de balığın yemi yutmasını bekliyorduk.

"Tatlım, benim şimdi kapatmam lazım. Sen bir yere ayrılma. Geleceğim yanına ben. Her şeyi anlatacağım."

"Nereye baba?" 

"Dedim ya işim var diye kızım. Onu halletmem lazım önce. Hayati bir konu. Gelince onu da anlatırım. Sen evde kal. Güvende ol. Seni seviyorum. Sakın benden nefret etme." Ve ses tamamen kesildi.

Mavi IsırıkWhere stories live. Discover now