George burnundan soluyarak güldü.

"Umarım mütevazı olduğunuz kadar da hesapçı birisinizdir."

"Bundan şüpheniz mi var ? Elimde doktor raporlarının yanında araştırma yapacak bir ekip ve silahlı adamlarım var."dedi Silvester seninde saklamayı gerek görmediği kendini beğenmişlikle.

George başını hafifçe yana yatırdı. İster istemez her şeye kuşkuyla yaklaşıyor,hesaplama yapıyordu.

Mesleki deformasyon.

"Silahlı? Planınız pek de dost canlısı değil gibi."
Kaşları çatılır gibi oldu.

"İçimdeki şeytanı suçlayacağım,sanırım."dedi Silvester.

George birkac saniye purosuyla başbaşa kaldı.

"Silahlı adamlarınız araştırmaların gidişhatını korumak için değil sanırım."

"Bir manga adamı üç beş doktor için tutacağımı sanmıyorsunuz herhalde."

"Hem de hiç."dedi keskinlikle George."Planınızı bana da anlatacak mısınız?"

"Elbette. Bu 'şey'lerin gelip de iktidarıma el koymasıma izin vermeyeceğim."

"Aşikar. Ancak bu çok zayıf bir saldırı olurdu."

Silvester öne doğru eğildi.

"Bir bu kadar da silahım ve kışkırtacak marjinallerin olduğundan bahsetmeyi unutmuş olmalıyım."

George ilgiyle tek kaşını kaldırdı. Şimdi adamın küçük kahverengi gözlerindeki sinsiliği daha net seçiyordu.

"Manipule diyorsunuz?"

Silvester başıyla ağırca onayladı.

"Tam da onu diyorum."

George Davis bu kez gülüp bakışlarını odada gezdirdi.

"Politikanın yönü hiç değişmiyor, değil mi?"

"Pusula her zaman kuzeyi göstermez mi?"dedi Silvester arkasına yaslanırken.

"O halde benim üstüme düşen nedir?"

"Size kitleleri ayaklandırmak düşüyor. Ardından ben devreye gireceğim. Onlara silah sağlayacağım. Ve de mangamı lütfedeceğim. Silahtan kaldırdığımız parayı elbette paylaşacağız. Sadece bununla kalacağını sanıp yanılmayınız. Arkamı sağlama almadan hiçbir işe atılmam. İkimizin de kazançlı çıkacağından emin olabilirsiniz."

George purosunu bitmek üzere minimal heykelden hallice küllüğe bıraktı.

"Zeminin yağlı olmadığına emin misiniz?"

George ne salaktı ne de yeni yetme. Elbette,yağlu zeminde parmak ucunda yürüyecek değildi.

Silvester,cevaplamadan önce George'in beklenti dolu ve aynı zamanda işbilir bakışlarına birkaç saniye karşılık verdi.

"Sadece bana güvenin. Size buzda bile ne kadar kolay yürüdüğümüzü göstereyim."

***

"Neyi kutluyoruz?"

Camilla,elimde duran kadehime kendininkini çarptırıp sordu.

Bir eli son zamanlarda edindiği alışkanlıkla kolyesini kavramıştı.

"Kutlama mı yapıyoruz?"diye sordun boş bulunarak.

Çünkü yat hareket ettiğinden ve bize sunulan ikramlardan beri ikimiz de güvertede arkamıza yaslanmış Cern ve Ben ikilisini izliyorduk.

Sıcak KanatlarWhere stories live. Discover now