DBB11

51.2K 2.6K 453
                                    

Çarşamba günü geldiğine göre yeni bölüm sizlerle...

İyi Okumalar :) ;)

***

Tam tamına üç gündür Erem karanlık bir odada beş yıl neler yaptığı hakkında konuşuyordu. Soru soran kişiler çok kibar olsa da Erem'in başında olan ağrılar artıyor ve burun kanamaları sıklaşıyordu. Bekir'i özlemişti ama ondanda hiç haber yoktu sanki hiç var olmamış gibi... Bulunduğu odanın kapısının açılmasıyla Erem o tarafa döndü orta yaşlı bir adam, olduğu masaya doğru yaklaşarak karşısında olan sandalyeye oturup

"Cidden psikolojik tedavi istemediğine emin misin?"

Erem başını ovalayarak "Hala şu anın gerçek olduğuna emin değilim eğer şu an gerçekse bir daha asla ne oraya dönmek istiyorum nede o ilaçları içmek istiyorum ama oradan başka gidecek yerim ve kimsem de yok"

Adam anlayışlı bir gülümsemeyle "Bekir ile Kadir çıldırdı seni görmelerine izin vermiyorum!" deyince Erem ilk kez adamın gözlerine masumca bakıp

"Siz kimsiniz ki? Ve neden beni görmek istiyorlar işleri bitmedi mi benimle?"

Erem karşısında olan adamın elini ona uzatarak "Ben İsmail Korkmaz burada olan en yetkili kişi olduğumu bilmen yeterli mi?" derken Erem onun elini tutup sıkarak "Cidden gerçeksiniz değil mi?" dedi İsmail kızın elini babacan bir şekilde sıkarak

"Sen istemedin ama Kadir ile Bekir iyi bir psikologla konuştular ve o bunların normal olduğunu söyledi bir süre sonra daha iyi olacaksın"

Erem buruk bir gülümsemeyle "Neden benimle bu kadar ilgileniyorlar ki? Görevleri bitmedi mi?" diyerek susup endişeyle İsmail'e bakarak "Bekir'in ayağı nasıl? Peki hala canı çok acıyor mu? Ya da söylemeyin canı acıyorsa üzülmek istemiyorum"

İsmail gözleri dolan kıza kocaman gülümsemeyle bakıp "Hala o deli herifi mi düşünüyorsun yani?" deyince Erem çocuk gibi burnunu çekerek omuz silkip "Ne yapayım kalbim onun adının geçmesiyle daha çok pıt pıtlıyor sanırım hastalanıyorum kesin öleceğim" diyerek ağlamaya başlayınca İsmail çocuk ruhlu bu kıza sevgiyle

"Öleceğini sanmıyorum o deli adam buna izin vermez"

Erem ağlamasını durdurmaya çalışarak "He bende ona soruyordum ölmeme izin veriyor musun diye! Öleceğim işte ona inat ölmezsem bana da Erem demesinler" deyince İsmail büyük bir kahkaha patlattı. Erem ne dediğinin farkına varıp kızarmaya başlarken İsmail ayağa kalkıp

"Sakın bu çocuksu yanını kaybetme kızım sakın geçmişinde yaptıklarını düşünüp büyümeye kalkma bu üç gün içinde anlattıklarınla emin ol birçok insanın hayatını kurtardın" derken Erem'in burnu bir anda yine kanamaya başladı. Erem masada bulunan peçeteyle anında burnunu kapatırken İsmail peçeteden yere damlayan büyük kan oluğuyla hızla kızın yanına gelirken siyah camdan izleyenlere

"Acil ambulans çağırın" diyerek kükredi. Erem'in gözleri kararırken İsmail kızın bayılacağını anlayarak yere düşmeden tutarak kendine çekti...

***

Erem gözlerini açtığında kendini hastanede olan odasında bulmayı beklerken orta büyüklükte olan renkli ve çok güzel bir odada bulmasıyla gözlerini kapayıp tekrardan açtı ama yine olduğu yer değişmemişti. Yaşadıklarını düşünmeyi ertelerken yataktan yorgunca kalktı. Odada bulunan büyük pencereye doğru giderek hastane bahçesi dışında göreceği manzaraya merakla baktı.

Çok güzel ağaçlarla kaplı bir bahçe ve o bahçede olan kişilerin görünce kafasına bir anda gerçekler dank ederek gözlerinin büyümesine neden oldu

Deli Bordo Bereli (DELİ SERİSİ I)Where stories live. Discover now