47.bölüm-Geçmiş olsun

2.5K 128 26
                                    

Medya: Sarp

Saçlarımı okşayarak beni uyutmuştu.
Sabah gözlerimi açtığımda yanımda sarp yoktu. Yakalanmamak için gittiğini anlamıştım. Yinede dün çok güzel bir gündü. Yataktan doğrulup gözlerimi ovuşturdum. Odamın kapısı aniden açılınca korkup hafif bağırmıştım. Kapıya baktığımda yamanın olduğu görmemle göz devirmiştim.

"Ya nasıl odama bu şekilde girersin. Burasi benim tek yalnız kalabileciğim hepinizden uzak duracağım sarp hariç tabi bir yer. Yani şahsi bir yerim burası."diye bağırdım. Kapıyı kapatıp yanıma geldi ve yatağa oturdu.

"Ne demek sadece sarpın girebileceği benim giremeyeceğim bir yer burası."dedi. Ciddi bir tonda konuştum.

"Ne duyduysan onu diyorum."deyip yataktan kalktım. Lavaboya geçip elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ve çıktım. Yatakta yamanı uzanmış bir şekilde görünce sinirlenmiştim.

"Yaman, naptığını sanıyorsun sen. Kalk ordan."dedim yine hafif bağırarak.

"Neden başkasının yerine mi oturdum yoksa."deyince gözlerimi kaçırdım. Anlamışmıydı buraya geldiğini sarpın.

"Yoo kim gelebilir ki. Sadece istemiyorum uzanmanı."deyip dolabıma ilerlemeye başladım. Kıyafetleri mi seçip yatağın üstüne koydum ve tekrar ona baktım.

"Çık dışarı da giyiniyim."dedim. Ayağa kalkarak dibimde durdu.

"Maral dün gece sarpın gelmediğinden emin misin."dedi sanki cevabı kendide biliyormuşta bana yalan söyleyeceğimi test ediyormuşçasına. Ciddi duruşundan ne kadar şüphelensemde yalan söyledim.

"Hayır yaman gelmedi diyorum işte."dedim.

"Öylemi."deyip tekrar arkasını dönerek yatakta ki sarpın uzandığı yastığı getirip bana tuttu.

"Kokla bakalım o zaman. Bu parfüm kokusu sarpa ait bunu biliyorum maral. Gözümün içine baka baka nasıl yalan söyleyebiliyorsun. Gerçekten senin gözün sarptan başka birşey görmüyor. Sayende her sabah onun ismiyle tartışıyoruz."diye bağırdı yüzüme karşı. Elinden yastığı alıp yatağa fırlattım ve ona tekrar sinirle soluyarak baktım. Tüm kelimelerime baskı uygulayarak konuştum.

"Evet. Dün buraya sarp geldi. Beraber uyuduk. Ne güzel olmuş ki yastığıma kokusu sinmiş. Oh artık hergün onun kokusuyla yatıp uyanacam."dedim. Boğazimdan hafif tutup beni duvara gerileyip vurdu.

"Bana bak maral. Ben size ne demiştim. Eğer bir daha sana dokunursa dumana söylerim demiştim. Ama siz beni aldırmamışsınız peki şimdi de bakalım aldırmayacakmısınız."deyip boğazımı bıraktı. Kendisi kapıyı açıp çıktığında arkasından gidip durdurmak istemiştim ama öksürmem geçmemişti. Zorla kapidan çıkıp merdivenlerde yamana dur diyebilmiştim. Arkasını dönüp bana baktı.

"Ta-tamam nolur ba-babama söyleme."dedim hala öksürürken. Bana yaklaşıp konuştu.

"Hemen söyleme demekle olmuyor güzelim."dedi. Aslında güzelim demesini istemiyordum. Çünkü bana sadece sarpın demesini istiyordum.

"Napmamı istiyorsun sö-söyle."dedim.

"Benimle bundan sonra ben bişey yapmadan bile elimi mi tutarsın sarılırmısın bilmem ama artık bana sevgilinmişim gibi davranacaksın ve sarpada soğuk davranacaksın."dediğinde ona masum masum bakmaya başladım.

"Bunların dışına çıkarsan eğer herşeyi babana anlatırım. Bu söylediklerimi yapacaksan bugünden gözüme gir derim."deyip sırıttı ve aşşağı indi. Öylece arkasından baktım. Odama tekrar geçip kıyafetlerimi giyindim.

 Odama tekrar geçip kıyafetlerimi giyindim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşşağı inip mutfağa geçtim. Herkes burdaydı. Sarpta burdaydı ama ona bakmamıştım. Yamanın yanına oturup bişey belli etmeden konuştum.

"Günaydın."dedim gülümseyerek. Önümde sarp vardı.

"Günaydın."yine hepsi konuşmuştu. Kahvaltımızı ederken annem konuştu.

"Sarpçım bugün hastahaneden aradılar. Yaren ve mert kurtulmuş geçmiş olsun."dedi annem.

"Ciddimisiniz siz."dedi sarp anneme bakarak. Annem gülümseyerek başını onaylarcasına salladı.

"Geçmiş olsun bakalım koç."dedi babam. Herkes geçmis olsun dediğinde bende sarpa bakmayarak konuştum.

"Çok sevindim geçmiş olsun."dedim.

"Hepinize teşekkür ederim."dedi sarp. Kahvaltımıza geri dönüp yedik. Doğduğumuzda sofradan kalkarak direk evden çıkarak hastahaneye gittik. Sadece ben babam yaman ve sarp. Ikisini de evet özlemiştim. Hastahaneye geldigimizde arabadan inip hastahanenin içine ilerlemeye başladık. Hastaneye ilerlerken yamana yaklaşıp elini tuttum ve ona baktım. Sırıttığında kulağına yaklaşarak konuştum.

"Inan zorunlu olduğum için. Yoksa senden tiksiniyorum."dedim ve bu sefer ben sırıtarak ona bakıp önüme baktım. Sarp o kadar hızlı yürüyordu ki bizi geçmişti. 2. Kata çıkmak için asansöre bindik hepimiz. Hala ellerimi ayırmamıştık yamanla buda sarpın asansörde görmesine sebep oldu. Bana anlamsızca bakınca gözlerimi kaçırdım. Bişeyler oldugunu kesinlikle anlamıştı çünkü sarpı oldukça çok tanıyordum. 2. Kata geldigimizde sarp hemşirelerden birine hemen sormuştu.

"Yaren ve mert hangi odalar acaba."dedi.

"411. Odada yoğun bakımdalar."deyip gülümsedi. Teşekkür edip o odaya yürümeye başladık. Odaya hepimiz girecekken bir doktor bizi durdu.

"Hey! Hepiniz bir anda giremezsiniz daha yei ameliyattan çıktılar."dedi doktor. Haklıydı.

"Pe-peki doktor ne zaman girebiliriz."diye sordu sarp.

"Şimdi girebilirsiniz. Ama sadece 2 kişi."diye cevapladı doktor. Başaka bakıp tekrar doktara baktı.

"Tamam nerde giyiniyoruz."doktor elini önden uzatarak buyrun deyince başak ve sarp doktorla beraber gitmişlerdi. Bizde camdan izliyecektik.

YATILI OKULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin