43.bölüm-Benimsin

2.8K 139 2
                                    

MARAL'DAN

Bunu beklediğim için bende karşılık vermiştim. Onun tenine dokunabilmek benim için hayatımın anlamıydı. Evet ben yamanı değil sarpı istiyordum, ama bu günden sonra bu mümkün değildi. Çünkü sarpın inşaattan atlamaması için yamanla beraber oldugumuzu bugün yani nerdeyse yarım saat sonra herkese açıklayacaktım. Belki böyle bişey istemeseydi yamanla konuşur kimse bilmeden duymadan ayrılırdım. Zaten sadece bu bir oyundu.
Birbirimizden ayrıldıktan sonra geri çekilmemişti. Belkide yapamıyordu. Belkide şuan kendini suçlu hissediyordu. Ellerimi yanaklarına koydum. Zaten oldukça yakındık. Gözlerime baktı. Yanağımda ki ellerini yüzümde okşadı.

"Bir gün bizde huzura kavuşacağız sarp. O zamanı iple çekiyorum."dedim. Bişey demeyip alnımdan öptüğü ama geri çekilmediği saniye devam ettim.

"Bu şekilde alnımdan öpüşün ben gelinlikler içinde seninle evlenirken olacak."diye ekledim o cümlemin üstüne. Alnımdan dudaklarını çekip bana baktı.

"Sen benim olacaksın maral. Seni ona yar etmem... Sen bana aitsin. Benimsin, benim kadınımsın."dediğinde yine kendimi tutamayıp gözlerimin dolup hemen akmasına neden oldu.

"Neden ağlıyorsun."diye sordu. Ona goz yaslarımdan parlayan gozlerimle baktım.

"O kadar sana yaşattıklarıma rağmen nasıl hala beni istiyorsun sarp."dedim titreyen sesimle.

"Bilmiyorum. Vazgeçemiyorum. Bu ev seni unutmam için bana engel oluyor."dedi tekrardan. Gülümsedim.

"Seni hep böyle gülümserken görmek istiyorum."diye devam etti. Içimden ne kadar iyi birisi diye geçirdim. Kendi gülmüyor ama başkalarını güldürüyor. Sadece başımı salladım.

"Aşşağı inelim hadi. Merak etmiştir babam ve annem."dedim. Kendiside başını sallayıp benden ayrıldı. Göz yaşlarımı kendisi sildikten sonra ikimizde toparlanıp kapıyı açıp odadan çıktık. Merdivenlerden inerken ateşe yürüyor gibi oluyordum. Birden sarpın arkamdan elimi tutmasıyla ona döndüm.

"Sarp biri görecek şi-"sözümü kesmişti. Ciddi bir tonda konuştu.

"Bana söz ver maral."dedi anlamamıştım.

"Ne için."dedim. Biraz bekledikten sonra konuştu.

"Sana dokunmasına izin vermeyeceksin."dediğinde bende ciddi durmaya başladım.

"Tabiki sarp. Düşünmen hataydı. Ama bil ki biraz dokundurtmak için zorunlu olabilirim."çatık ve sinirle bana bakmaya başlamıştı. Nasılda kıskanmıştı. Hoşuma gitti.

"Yani babam anlamasin 'nasıl sevgililik bu böyle' demesin diye elimi falan tuttura bilirim."diye açıkladım. Kaşları gevşedi ama yine biraz olsun sinirliydi. Aşşağıdan duyduğumuz sesle hem irkilmiş hem göz devirmiştik. Merdivenler aşşağı baktık. Yani yamana..

"Artık aşşağı inseniz diyorum. Sohbetiniz bittiyse ha."dedi. Sarp sinirle aşşağı inerken kolundan tutup durdurdum. Bana bakmadı. Gözü hala yamandaydı. Elimi çekip önden yürümeye başladım. Aşşağı indiğimde arkamda sarp inmiş yamana sinirle bakıp mutfağa gitmişti.

"Noluyor buna. Hem niye geç indiniz."diye sorular sormaya başladı.

"Yaman bu soruları boşver. Seninle önemli bir konu konuşmam gerek. Salonda biraz oturalım."dedim. Ikimizde iki kişilik koltuklardan birine geçip oturduk.

"Dinliyorum."dedi. Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım.

"Dün sarp aşşağı atlamamak için bana bir söz vermemi istedi. Söz neydi? Bizi babama herkesin içinde söyleyeceğim. Yani beraber olduğumuzu. O yüzden sarpla yukarda biraz konuştuk bu yüzden geç indik."dedim. Çatılmış kaşlarıyla bana 1 2 dk baktıktan sonra dikleşip sessiz ama sinirli cümlelerini kurdu.

"Maral sen ne dediginin farkındamısın. Bizi babana mı söyleyecen. Ikimizide öldürür biliyorsun. Olmaz. Keşke atlasaydı o zaman bıraksaydın."dediğinde bu sefer ben dikleşip sert ve kararlı sesimle konuştum.

"Hepimiz için sen ben ve sarp için bunu yapacağım yaman. Ister iste ister isteme söyleyeceğim. Ne olacağı umrumda bile değil. Zaten yaşadıklarımızın hepsi senin bu oyunun yüzünden oldu. Bunuda yapacağım. Zaten sadece söylemek istedim sana. Izin almak için değil yani. Şimdi hazır ol. Ve oyunu sarpın yanında yaptığın gerçekçi gibi babamın yanında da uygula."dedim ve ayağa kalktım. Kalkmamla onunda kalkmasi bir oldu. Bir adım atmıştım ki kolundan tutup sıktı.

"Sen bu oyuna başladığımızda bana onu sevmiyorum demiştin. Şimdi ne bu düşünce."dedi. Doğru söylüyordu. Ama işler 2 hafta da değişmişti. Bunları daha fazla düşünemiyordum çünkü kolumu aşırı sıkıyordu.

"Bana bak yaman. Bu bir oyun. Belki onu 2 haftada sevmeye ve düşünmeye başladım. Sanane bundan. Oyun istedin oynuyoruz. Şimdi bırak kolumu canım acıyor."dedim. Gözlerini devirip elini gevşetti. Koluma baktığımda kıpkırmizı ve dikkat çekici olmuştu. Ona ters ters bakıp sabır çekerek mutfağa gittim. Mutfakta zeynep abla ve sarp vardı. Sarp bana bakarken ben direk dolaptan buz alıp koluma koydum. Sarp bunu görmüş olacak ki direk yanıma gelip kolumu hafif tutup bana baktı.

"Noldu."dedi.

"Kapıya çarptım."dedim en güzel yalanlarımdan. Sarp sinirle bana baktı.

"Maral."deyince uyarıcı tonda ona baktım. Iki of'ladıktan sonra konuştum.

"Aşırı tepki gösterdi."dedim. Sinirini göstermek istemezken çenesinin kasılması yani dişlerini sıktığını anlamıştım. Elini kolumdan çekip direk hızla salona yamanın üstüne yürümeye başladı. Arkasından bağırmıştım ama duyan kimdi. Yanlarına koşarak gitmiştim. Sarp konuştu.

"Derdin ne senin."

YATILI OKULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin