ALTIN VURUŞ

3 0 0
                                    

Değişen fiziki yapım, ses tellerim aynı

Aşkı azad eden ben değilim, cümle sonlarındaki kaygım

Eğer aşktan yanmak istiyorsan gel buyur

Başlıyor içimdeki o söndürülemez yangın

Her şeyi alıp götürdün benliğim yok oldu

Rüzgârın sürüklediği bir yaprağım, senden daha yorgun

Güneşle arama gölge olan bir sen daha doğdu

Gözlerimdeki umutları bulup teker teker gölgenle boğdum

Doğdu Mehtap, Güneş'le beraber göz bebeklerine

Farkında değilsin ki, yazık cümle emeklerime

Aynı gökyüzünün altında farksızız

Diyorken dahi yemin ediyordum omzundaki meleklerine

Bileklerimden tırmanıyordu ilham

Altın vuruş dahi diyebilirsin buna

İstemiyorsan Afitap'ında bir dakika durmam

Git kalbini aşkla doldur, boş duygularla vurma

Bakma öyle kaldır kafanı dik dur

Gönlümün içerisinde tek bir yaşamsal döngüsün

Hatalarla doğrult duygularını, tekrar sun

Yaşama tabii tutamam bu ilkbaharın öyküsü

Kurak çöllere hayat veren yağmur

Yağmur, parmak uçlarıma dokunduğundan beri yazıyorum

Kin, nefret yahut savaş değil

Aşk, gönle barış himayesinde serpilen sudur

Budur zihniyetimdeki her karmaşık şeyin kanıtı

Toprak altında yatıyor her bir sorunun yanıtı

Her karanlık bilinmeyen, Güneş'in himayesinde sırıtır

Utanır Mehtap doğarken gündüze, geceyle yatıp

Gönlüm ikinci kez kırıldı, yani paramparça

Hangi duygumu yansıtabilir plakta çalan parça

Gönlümden dışarı atmak istedim duygularımı yaka paça

Ağzından çıkan o sözleri kaldıramaz atılan hiçbir faça

Doğru düzgün, aşktan bahsedemiyor artık aklım

Duygularımı yitirmek üzereyim kaldırın bu tahtı

En aydınlık yerde gezsem de karadır hala bahtım

Ben bir kaptanım ve gönül mürettebatımla battım

Yeniden doğmak istedim ve yaktım bu kahrı

Alev almış gönlümün üzerine yağmak isteyen bir kardın

Tabi sevmek yahut sevildiğini hissetmek de hakkın

Hangi Cennet'in kokusundan bu Cehenneme düştün be kadın...


Muhammed Raşid YÜKSEL


KURDELEWhere stories live. Discover now