LACİVERTLERİN EFENDİSİ

1.BÖLÜM

Aşk mıydı beni körü körüne bağlayan? Yoksa bir tutku muydu hayatımı mahvedercesine hapseden bu duygu? Acaba gerçekten aşk denen bir şey var mıydı? Ya da aşk neydi? Peki aşk mı sevgiden üstündü, yoksa sevgi mi aşktan? Ayırt etmesi zor olsa da bunu yapmalıydım. Beni uğrumda ölecek kadar seven Kaan'ı mı, yoksa aşkı için bütün hayatını bile değiştirecek olan Mert'i mi seçmeliydim? Kendimde bu seçimi yapabilecek cesaret olduğuna inanmıyordum doğrusu. Sebebini bilmesem de kendimde bu cesareti bulamıyordum. Acaba sevdiği kadar seviliyor muydu insan? Bence sevilmiyordu. Hani derler sevmek mi, sevilmek mi? diye. İşte bunun cevabından çok emindim :' SEVİLMEK'.Neden? Diye sorarsanız eğer, bir insan ne kadar veya nasıl sevdiğini bilir ancak sevildiğini bilemez ya da kestiremez. Sürekli akılda bir soru işareti kalır. Acaba beni seviyor mu?, peki beni ne kadar seviyor? gibi sorular. İşte bu yüzden aşk ve sevgi arasındaki ayrımı yapamadığımdan Mert mi?, Kaan mı? bilmiyorum. Eğer ikisi arasında bir seçim yapmaya kalkarsam ikisinden birinin üzüleceğini biliyordum, aşktan sevgiden çok arkadaşlığımın bozulmasından korkuyordum... Şimdi diyeceksiniz Kayra aşık olmaktan ve sevmekten neden korkuyor? Ve aşk ile sevgiye neden bu kadar uzak? Bu arada ben Kayra. Kayra Turan. 23 Nisan'da  Almanya 'da doğdum. Aslen İstanbul' luyum ama babamın işi dolayısıyla Almanya 'ya gitmişiz ve ben orada doğmuşum. Konumuza dönecek olursak aşık olmaktan ve sevmekten korkuyorum. Çünkü daha önce yaşadıklarım bendeki bu duyguları yok etti. Keşke diyorum... Keşke... Keşke o gün o olayları yaşamasaydım belki de bugün bu kadar aşk ve sevgiye karşı uzak olmak zorunda kalmazdım. Belki de geçmişimle yüzleşmeliydim. Kim bilir... Belki de geçmişimle yüzleşecek cesaretim olmadığından bir türlü önümüzdeki güzel günleri göreniyordum. Artık geçmişimle yüzleşmemin vakti gelmişti de, geçiyor bile...
Evet, işte o gün....