4.1

4.8K 349 119
                                    



Zaman ilerledikçe konuşmamaya inat eden Jason yerine Veronica'dan ses çıkmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Zaman ilerledikçe konuşmamaya inat eden Jason yerine Veronica'dan ses çıkmıştı. Elini iki yana hareket ettirerek ilgi çekmeye çalışıyordu.

"Selam!"

İkimiz de önce birbirimize sonra da Veronica'ya döndük. Vero yüzünü bana çevirdi ve ona yakışan sahte gülüşünü takınarak gözleriyle onu işaret etti. Artık tanıştır der gibiydi. Bu sırada içeri adım atarak iyice yakınımıza geldi. Jason'a hayranlık dolu gözlerle bakarken Jason ise boş gözlerle etrafı izliyordu. Eline kahveleri aldığında ben de mecbur onları tanıştırmak için yarım ağızla konuşmuştum.

"Seni arkadaşımla tanıştırayım, Veronica."

Jason göz ucuyla onu baştan aşağı süzdü ve tekrar kahveleri götürmek üzere hamle yaptığında Veronica önüne geçti.

"Jason, seni hatırlıyorum. Partiye gelmiştiniz. O günden sonra pek görüşemedik ama Rose senden çok bahsetti değil mi Rose?"

"Hı hı."

Jason bana inanmayarak baktığında kafamı iki yana salladım. Beni anlamıştı. Veronica şu an boşuna çırpınıyordu ve bunu bilmeyen sadece oydu. Jason oflayarak içeri geçmeyi beklerken Veronica konuşmaya devam etti. Sanki istenmediğini hala anlayamıyordu.

"Rose bugün çok ısrar etti. Burada harika bir atmosfer oluşturmuşsunuz. Sanırım her gün geleceğim."

İçimden çığlık atarken Jason ile bilerek göz göze gelmedik. Gelsek bu duruma büyük bir kahkaha atacağımız kesindi. Veronica konuşmaya devam ederken gözlerimi fincandaki kahvelere çevirdim. Mis gibi kokusu beni cezbetmişti. Araya girme ihtiyacı hissettim.

"Kahveler soğumadan sen istersen içeri götür Jason. Biz de kendimize kahve hazırlayıp geliyoruz."

"Ah evet, seni lafa tuttuk."

Varonica ona geçmesi için yer bıraktığında Jason tereddüt etmeden yanımızdan ayrıldı. O bir süre onun arkasından izlerken ben de yanına geçerek fısıltıyla konuştum.

"Biraz yavaş yürüseydin."

"Vakit kaybetmeyi sevmem. Ne olacaksa olsun."

"Seni anlamıyorum Veronica."

"Anlamana gerek yok tatlım. Hayatımdaki yerin geçici olduğu için buna gerek olmayacak."

Son cümlesindeki aşağılamasını görmezden gelerek kendime kahve hazırlamak için tezgahın yanına geçtim. İki porselen fincanı elime aldığımda hala yanımda durduğunu düşünerek sordum.

"Kahveni nasıl alırsın?"

Cevap vermeyince arkamı dönmeden fincanları doldurdum ve ikisini de kapıp hızla arkamı döndüm. Tahmin ettiğim gibi soluğu çoktan Jason'ın yanında almıştı. Elimdekileri ahşap tepsiye yerleştirdim ve mutfaktan çıktım. Kafenin ortasındaki masada yerini alan Veronica Jason'ı soru bombardımanına tutmuştu. Zavallım nefes almakta zorlanıyordu. Onu kurtarmalıydım. Ama bu hali oldukça eğlenceli gelmişti. Bir süre onları izlemeyi tercih etmiştim. Jason saçlarını yüzüne siper etmiş ve onunla göz göze gelmemeye çalışırken Veronica hararetle konuşmasına devam ediyordu. Anlattıklarını az çok tahmin ediyordum. Kendini övüyor olmalıydı.

Rosemary | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin