3.2

4.9K 373 130
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yol boyunca konuşmadık. Ben yolu tarif ettiğimde sessizce beni dinledi. Çekiniyor olmalıydı; çünkü o cümleden sonra karşılık olarak tek kelime edememiştim. Ve aklıma William geldiğinde kendimi suçlu hissetmiştim. Bugün ne yaptığımı sorarsa ona yalan mı söyleyecektim, ya da bu ayrıntıyı saklamalı mıydım? Yine de yalan söylemiş olmaz mıydım?

Kendimi kötü hissediyordum. Hayır, Arthur ile kafede oturduğum için ya da onunla aynı arabada olduğum için değil, beni öptüğünde buna izin verdiğim için ve aklımı karıştırdığı için kendime kızgındım.

Arthur ise sadece o anlık his karmaşası yaşıyor olmalıydı. Acaba sevgilisinden gerçekten de ayrılmış mıydı? Aklıma gelen soru ile yüzüne baktım ve konuşmak için dudaklarımı araladım ama nasıl soracaktım ki? Sormam için bana sevgilisinden bahsetmiş olması gerekiyordu. Bahsetmemişti. Konuşmamız boyunca adını bile anmamıştı. Belki de ayrılmıştı. Yine de konuşmamalıydım. Onları gizlice izlediğimi söyleyemezdim. Beni zaten o gün görmemişti, ya da dikkat etmemişti. Yine de gözlerimin önüne ikisini getirmekten kendimi alamıyordum.

Vazgeçip gözlerimi kapadım. Önüme döndüğümde araba da durmuştu. Gelmiştik. İnmeden önce ona dönüp teşekkür etmek istedim.

"Teşekkür ederim."

Yüzümdeki hayal kırıklığını anlamış olmalıydı ki hiç bir şey diyemedi. Yüzü düşmüştü. Ben de daha fazla konuşamadım. Kapıyı açıp çıkmak üzereydim ki bir an içimden gelen cesaretle ona döndüm.

"Ben özür dilerim. Hayatında değerli birisi olabilir ve bunu sana hiç sormadım."

"Sen hiç bir şey yapmadın Rose."

"Yapmadım evet. Bu beni de suçlu yapmaz mı?"

Arthur eliyle yüzüme dokundu. Bu durumdan hoşlanmaya başlamıştım. Neden bu kadar zordu ki duyguları ayırt etmek? Ne hissettiğimi anlayamıyordum.

"Kafanı karıştırmak istemiyorum. Aklında birisi olduğunun farkındayım."

"Nasıl?"

"Bilmiyorum, hissediyorum. Tekrar üzgünüm, tekrarı olmayacak. Hoşça kal Rose."

Kapıdan dışarı kendimi attığımda hiç olmadığım kadar üzgündüm. Araba aniden çalışıp hızla uzaklaştığında arkasından baktım. Neden bu kadar üzgün olduğumdan emin değildim. Bir daha olmayacak dediğinde beni öptüğü anı düşündüm. Bunu söylemesi zor olsa da o anı tekrar yaşamak istediğimi düşünüyordum.

Carl'ın evinin kapısına geldiğimde ben kapıyı çalmadan açmıştı.

"Nerede kaldın?" diyerek eliyle sürüklediğinde ne olduğunu anlamadan kendimi evinin salonunda buldum. Üzeri çıplaktı ve altında yine kısa şortu vardı. Bu havada neden bu halde dolaşıyordu anlamıyordum.

Rosemary | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin