1.3

6K 430 41
                                    


Bir an onunla beni hayal etmeye çalıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Bir an onunla beni hayal etmeye çalıştım. Ama yapamıyordum. Nasıl biri olduğunu bilmeden hayal kurması oldukça zordu. Aklıma filmlerde izlediğim aktörler ya da instagram ünlüleri geliyordu. Onu düşünmeyi bırakarak hayaldeki gibi kahve içmeyi düşündüm. Ancak daha elimdeki çayı bile bitirememiştim.

JohnDoe: Sustun.

Rose: Önümdeki çayla bakışıyorduk.

JohnDoe Çay?

Rose: Hasta olduğum için annemin yaptığı ve içmek zorunda olduğum çaydan bahsediyorum.

JohnDoe Sen hasta mısın? Şimdi mi söylüyorsun.

Rose: Evet. Neden söyleyeyim?

JohnDoe: İstediğin bir şey varsa alabilirim.

Rose: Gerçekten mi?

JohnDoe: Evet, her ne istersen.

Rose: Hımm, kurabiye olsa iyi olurdu.

JohnDoe: Emin misin?

Rose: Evet.

Yazdım ve gönderdim, ancak hala cevap gelmemişti. Daha hiç görmediğim birinden birşey istemek garipti. Zaten öylesine söylemiştim. Alacağını düşünmüyordum. Aldığı kazağı aklıma getirdiğimde ise gülümsedim. Onu düşünmüş olması büyük bir incelikti. Her ne kadar tartışma yaşamamıza neden olsa da hediyesini sevmiştim.

Çayımı zorla bitirdiğimde aşağı mutfağa indim. Annemler gitmiş olmalıydı. Kendime kahve yapmıştım. Yukarı çıktım ve kahvemi içerek penceremden dışarısını izledim. İyice koltuğuma yapışmıştım.

Telefon yataktaydı ve hala cevap gelmemişti. Koltukta iyice yayıldım ve gözlerimi dinlendirdim. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyordum, ama kapı çalmıştı. Yerimden fırladım. Kim olduğuna dair bir fikrim yoktu. Zaten kapıyı açtığımda gelenin biri değil de bir şey olduğunu anladım.

Kapıyı açtığımda küçük bir sepet gördüm. Kahverengi hasır sepetin içinde renkli jelatinlerle kaplı onlarca küçük paketler vardı. İçeri almadan önce etrafa bakındım. Kimse yoktu. Sepeti kolundan tuttum ve mutfağa götürdüm. Bir tanesini heyecanla açtım. İçinden kalp şeklinde çikolatalı kurabiye çıkmıştı. Ağzıma attığımda tadını sevmiştim. Hemen elimi telefona götürdüm. Onun getirdiğinden emindim.

Rose: Buna ihtimal vermiyordum. Teşekkür ederim. Haydi, inadı bırak da birlikte yiyelim.

JohnDoe: Bu bir teklif mi? Reddetmek için aptal olmak lazım. Bil bakalım o aptal kim?

Rose: Tabi ki sen.

JohnDoe: Afiyet olsun Rose. Sen istediğin sürece senin yanında olacağım.

Rose: Bunu yapmaktan sıkılmaz mısın?

JohnDoe: Elbette hayır. Ve kurabiyelerini  sevdin sanırım. Gülümsediğini görüyorum.

Rose: Bunu nasıl yapıyorsun?

JohnDoe: Seni hissettiğimi söylemiştim. Ve sen de yakında hissedeceksin. Bu görmekten çok daha zevkli olacak.

Rose: Umarım.

JohnDoe: Temenni sunduğuna göre bana alışmaktan daha da fazlası yakında gerçekleşecek.

Rose: Anlamadım?

JohnDoe: Sen de beni seveceksin.

Rose: Sen beni gerçekten seviyor musun? Yani bu durumda bunu defalarca sormam seni sıkmasın, sonuçta yeni yeni tanıyorum.

JohnDoe: Seni gerçekten seviyorum. Bunu sana defalarca söyleyebilirim. Beni son zamanlarda mutlu eden tek şey seni sevmek oldu.

Rose: İster istemez çekimine kapıldığımı hissediyorum. Bu beni korkutuyor.

JohnDoe: Farkındayım. Bu yüzden yavaş gitmeye özen gösteriyorum. Sana olan hislerimi tam anlamıyla açmak istemememin bir nedeni de bu, hayranı olduğum narinliğin ve duygulara karşı hassaslığın.

Rose: Çok düşüncelisin. Teşekkür ederim.

JohnDoe: Ve şimdi gitmeliyim, seni daha fazla utandırmayacağım. Kendine iyi bak Rose. Seni özleyen birisi daima yakınlarında seni hissediyor olacak.

Mesaja baktım ve telefona birkaç saniye sadece gülümsedim. Mutfak sandalyesine yaslanarak başımı tavana kaldırdım. Cevap atamadım, bekledim.

Son mesajından sonra yüzümün karıncalandığını ve ter bastığını hissettim. Bu his açıklanmayacak kadar heyecan vericiydi. Daha önce çocukken gittiğim lunaparkta ilk defa denediğim o şaşırtıcı renkteki oyun alanlarında hissettiğim duygu ile benzerdi.

Kendimde farkında olmadan hissettiğim ilk değişikliği bugün yaşamıştım. Ve hiç farkında olmadan elime telefonu alıp mesajlarını en baştan tekrar tekrar okuyarak tüm günü onu düşünerek geçirdim.

Düşüncelerimi ele geçirmeyi sanırım başarmıştı. Peki ya kalbimi kazanacak mıydı, bunu bilmiyordum. Belki de öğrenmek için biraz daha zamana ihtiyacım vardı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rosemary | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin