Bölüm.16

256K 11.9K 931
                                    

İntikam ateşi çok güçlüdür. Hele ki intikam ateşiyle yanan kişi Uygar gibi bir adam olursa! Bakalım bu bölümde sizi neler bekliyor...

 Hele ki intikam ateşiyle yanan kişi Uygar gibi bir adam olursa! Bakalım bu bölümde sizi neler bekliyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu arada hâlâ yazmakta olduğum bir diğer hikâyemin de yavaş yavaş finali yaklaşıyor. 21. SAÇ TELİ'NİN kitap olup olmamasına henüz karar vermedim. Bölümleri kaldırmadan önce bence mutlaka okuyun. Evren ile Güneş'in macera ve tutku dolu aşkını çok seveceksiniz. Kalemimi sevenler bilir ki ben aşkın kavruk olanını yazmayı severim...

 Kalemimi sevenler bilir ki ben aşkın kavruk olanını yazmayı severim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Keyifli okumalar...

&

Zeynep

Saatlerdir salonda bir o yana bir bu yana gidip geliyordum. Uygar'ı deli gibi merak ediyordum. Neden hâlâ gelmemişti, neden? Telefonlarıma bile cevap vermiyordu.

Kadir beni bıraktıktan sonra gitmişti, ben de duş alıp Uygar'ı beklemeye başlamıştım. Saat gece üç olmuştu, ama Uygar hâlâ yoktu.

Çaresizce yatak odasına gittim, o gelmeden kesinlikle uyuyamazdım. Hem annemi merak ediyordum hem de Uygar'a ihtiyacım vardı. Aylardır onun kokusu olmadan çektiğim azap beni bitirmişti. En azından onun kokusu sinmiştir diyerek yatağa uzandım. Başımı yastığa koyup onun o huzur dolu kokusunu içime çektim.

Mis gibiydi, nasıl ondan bu kadar uzak kalabilmiştim? Nasıl dayanabilmiştim onsuzluğa? Gözlerim yavaşça kapanırken Uygar'ın bir an önce gelmesini diledim. O benim tek huzur kaynağımdı.

Huzursuz bir şekilde gözlerimi yeni güne açtım, yatağın diğer tarafı hâlâ boştu. Üzgün gözlerle doğrulunca karşı koltukta beni seyreden Uygar'la göz göze geldim. Önce sevindim ama orada oturup yanıma gelmemesi içimde bir hayal kırıklığı yarattı. Hafifçe bana gülümsedi. Yataktan ayaklarımı sarkıtıp yanına yürüdüm. Hiç hareket etmiyordu. Önünde diz çöküp yüzüne baktım. Gözlerinde derin bir acı vardı. Dayanamayıp sormaya karar verdim: "Uygar, neyin var senin? Neden koltukta oturuyorsun? Yoksa anneme bir şey mi oldu? Seni çok aradım ama çıkmadın, neredeydin?"

Parmağının ucuyla gözümün önüne gelen saçlarımı kulağımın arkasına aldı. Belli ki çok içmişti, ama neden? Neyi vardı bilmiyordum. Acıyla yüzünü buruşturup konuşmaya başladı: "Zeus'a gittim, biraz fazla içtim galiba. Merak etme güzelim, annene bir şey olmayacak."

KESKİNWhere stories live. Discover now