Bölüm.14

239K 10K 637
                                    

Toplandık mı yavaştan? En çok eleştirilen bölümler başlasın o zaman...
Bana en çok sorulan soru şudur: Keskin’i baştan yazsan neyi değiştirirdin?

Cevap: Keskin’i baştan yazsam hiçbir şeyi değiştirmezdim. Buz Kırağı ve 21. Saç Teli'ni okuyanlar bilir ve fark eder ki Keskin’de kalemim daha çok acemi. Sürekli tekrar eden sözcükler var. Örneğin çok fazla 'sonra' kullanmışım, ama inanın onu bile değiştirmezdim. Şu an bölümleri paylaşırken bile aynı şekilde, ufak tefek şeyler dışında değiştirmeden atıyorum. Hatta okurken gülüyorum; 'yine mi sonra!' diye. Ama Keskin benim bu ışıklı yola ilk adımımdı ve o böyle güzel. Tarkan'ın, Kıl oldum abi şarkısı gibi. Acemi de olsa seviyorum.
Hadi bakalım, bölüme geçin.

Hadi bakalım, bölüme geçin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Keyifli okumalar...

&

Zeynep

Bir haftadır peşimde adamlarla yaşıyordum, sıkıntı içindeydim. Her an her hareketim izleniyordu; Uygar'ın emriyle okuldan eve, evden okula gidip geliyordum. Artık iyice bunalmıştım ve hayatıma koyduğu kısıtlamalara bir anlam veremiyordum. Beni korumak istediğini biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim.

Kadir ve onlarca adam eşliğinde havaalanına gelmiş ve annemi Mersin'e yolcu etmiştim. Derin'le buluşmak için sözleşmiştik ama Uygar arayıp beni yanına çağırmıştı. Bir an olsun yalnız olmama ve ondan başka biriyle plan yapmama katlanamıyordu. Bu son bir haftada öfkeli ve çok gergin bir adama dönüşmüştü.

Araba holdinge gelince Kadir arabadan indi ve başıyla diğer adamlara işaret verip benim bulunduğum tarafa çağırdı. Yine onlarca adam eşliğinde gözlerimi devirerek arabadan indim, sanki etrafıma etten bir duvar örmüşlerdi.

Kadir, bana yol göstermek için önden yürüyordu. Bu durum artık dayanılmaz olmuştu. Sıkıntıyla derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Adamların bir kısmı dışarıda kaldı. Kadir ve üç adam benimle birlikte asansöre doğru yürüdü. Herkesin şaşkın bakışlarına artık alışmıştım. Artık Uygar Ezeloğlu'nun sözlüsü sayılıyordum. Herkesin imrenerek ve hayranlıkla baktığı ben, ama bu koca yükü artık taşıyamıyordum.

Asansörden indim ve Uygar'ın odasına yürüdük. Odanın tam önünde Kadir ve adamları durdu. Kadir'e gülümsemeye çalışarak kapıyı açtım ve içeri girdim.

Uygar masasındaydı. Kapının çalınmadan açılmasına şaşırmış olmalı ki kaşlarını çatarak başını kaldırdı; ama beni gördüğü an bakışları değişti ve koltuğuna yaslanıp derin bir nefes aldı. Sonra gülümseyerek ayağa kalktı ve yanıma geldi. Onu çok seviyordum ama böyle esir gibi yaşamak beni çok üzüyordu.

Ellerini yanaklarıma koyup gözlerime baktı. Ona gülümsemeye çalıştım ama Uygar çok zeki bir adamdı ve bir sorun olduğunu hemen anlamıştı. Hızla kaşlarını çatarak dikkatli bir şekilde beni inceledi. "Neyin var Zeynep'im? Bir sorun mu var?" diye sordu.

KESKİNWhere stories live. Discover now