Episode 4| Fake

3K 144 14
                                    

Episode 4| Fake

Vincent

"Gerçek bir randevu değilse, tam olarak ne yapacağım?" diye kollarımı kavuşturarak yaklaşık yedinci defa sordum.

Ve hayır tekrar tekrar sormamın nedeni, cevabı anlamamam değildi; net bir cevap alamamamdı. Aslına bakarsanız, cevap bile alamıyordum. Gerçi Liam, Guinnes Rekorlar Kitabı'na 'Aynı filmi tekrar tekrar izleme rekoru' diye bir dal açmak için uğraşırken, beni dinlememesi normaldi.

Sonunda Liam, beni takmayı biraz olsun aklına getirerek bakışlarını, ayaklarını uzattığı masadan çekip bana yöneltmişti. Suratında bıkkın ifadeyi bu seferlik görmezden gelerek tam tekrar aynı soruyu soracağım sırada cevapladı.

"Bak Vincent, bu kadar anlaması zor olmamalı. Sadece hakkındaki 'İlişki sonrası bunalıma girdi.' Tipi haberleri engellemek için bir kızla görüntüleneceksin. Birkaç ay görüntülensen yeter. Yani Richard böyle istiyor, tabi sen kızdan hoşlanır uzun süre beraber olursan da anlayışla karşılarlar."

Gözlerimi devirme arzuma engel olamayarak gözlerimi devirdim. Her ne kadar oyun oynayıp mutlu gözüksem dahi her gece gelen melankoli hali beni öldürüyordu. Her gece saat iki buçuk üç gibi, küvetteki su soğuyana kadar hiçbir şey yapmadan oturmak ve sadece geçmişi düşünmek alışkanlık haline gelmişti. Ve kimse ciddi şekilde üzüldüğümü göremiyordu veya da ben yansıtamıyordum.

"Birisinden hoşlanacak ruh halini geçtim, güvenecek halde değilim."

Yüzlerindeki buruk gülümseme karşısında dudağımı dişlerken Louis'nin Liam'a şakayla karışık bir şekilde "Aşık olmak yok." Dediğini duydum.

Neden Liam'a bakarak söylediğini irdelemeyerek "İlgi alanımda kızlar yok." Diye konuştum düz bir sesle.

James'in kahkahası odada yankılanırken zorlukla konuştu.

"Kendimizi tehlike altında hissetmeli miyiz?"

Bulaşıcı gülümsemesi karşısında gülümseyerek "Laflarımı çarpıtma. Gay bebekler yapımında Harry ve Louis'ye yardımcı olmaya hiç niyetim yok." Derken karşımdaki yelkovanın kaça geldiğini görünce ayağa kalktım.
Louis dediklerime takılmadan düzeltti. "Harry ile bebek yapmamız biyolojik açıdan imkansız. Kendisi hayatında sadece üç dakika konuştuğu bir kıza bir yıldır platonik ve bu," dedikten sonra bir elini kalbine bir elini dramatik şekilde alnına koyarak devam etti. "Ona bağışlamayı çok istediğim gay kalbimi kırıyor."
Ağlama taklidi yaparak gözlerimi sildiğimde Liam da bu dramatik konuşmayı alkışlamıştı.

Mutlu görünmeye çalışarak "Şimdi kim olduğunu bilmediğim harika bir kızla nereye götüreceğimi bilmediğim o harika yere gidecek, harika zaman geçiriyor gibi görünecek ve iki buçuk harika saat sonra geleceğim. Doğru mu?" diye sorduğumda hepsi sırıtarak aynı şekilde konuştular.

"Harika."

Hepsi anlaşmış beni sinir etmek için uğraşıyor gibi görünüyordu. Veya depresyon belirtilerinde herkese sinir olmak gibi bir şey olabilir, her neyse.

Son beş dakikada ikinci defa gözlerimi devirdikten sonra ellerimi nereye koyacağımı bilemeyerek siyah ceketimle oynamaya başladığımda sıkıntıyla konuştum.

"Pekala, gidiyorum öyleyse."

Hepsi kayıtsızca televizyona odaklanmış, yine beni dinlemezken cebimdeki, adresin olduğu kağıdı yokladım ve belki bir iki ipucu alırım umuduyla konuştum.

"Benim dışımda, herkes biliyor mu kiminle buluşacağımı?"

Liam, gözlerini televizyondan bir iki saniye ayırıp bana baktı ve tekrar televizyona odaklanırken "Harry bilmiyor sadece, şimdi git Vincent. Filme odaklanamıyoruz." Dedi.

Laughed to Life • Zayn Malik | (UNEDITED)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin